Şizofreni hastalığı hakkında yanlış bilinen çok konu var ve bu yanlış bilinenler yüzünden şizofreni tedavisi gören bireyler ve yakınları zor durumda kalıyorlar. Bu konulardan biri de Şiddet.
Şizofreni tedavisi gören bireylerin şiddetle ilişkilerine söylencelerden değil de gerçeklerden bakmak için çok anlamlı bir etkinlik düzenleyen Türkiye Psikiyatri Derneği ve Şizofreni Dernekleri Federasyonu, 7 Haziran 2017 Çarşamba günü saat 10:00- 12:00’de İstanbul’da Taksim Hill Hotel Toplantı Salonu’nda Şizofreni Hakkında Söylenceler ve Gerçekler Toplantıları‘nın ilkini gerçekleştiriyor.
Toplantı serisinin ilkinde konuşmacı olan Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Timuçin Oral, yazılı ve görsel basında şiddet olaylarını konu alan kimi haberlerde şizofreni hastalığı ile ilgili olarak toplumu yanıltıcı yönlendirmelerin dikkat çekici olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Oral, “Yeterince bilgilenmeden ve önyargılarla yansıtıldığını düşündükleri bu türden haberlerin, şizofreni hastaları üzerindeki damgayı pekiştirici olumsuz etkileri olduğunu üzülerek görmüş bulunuyoruz” dedi.
Toplumun şizofreni hastalığını “saldırganlık” ile eş anlamlı olarak algıladığını, bu algının ise şizofreni hastalarına yapılan büyük bir haksızlık olduğunu belirten Prof. Dr. Oral, 10 şizofreni hastasından birinde saldırganlık ortaya çıkabildiğini, eğer hasta tedavi ediliyorsa saldırganlık riskinin belirgin olarak azaldığını vurguladı.
Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür ise; İngiltere ve İsveç’ten bilim insanlarının şizofreni ve şiddet arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla 1970 ile 2009 yılı arasında yapılmış 20 temel araştırmayı (toplam 18,423 şizofreni hastası) gözden geçirerek vardıkları sonuçlar hakkında bilgi verdi. Araştırma sonuçlarına göre, şizofreni hastalarında şiddet görülme oranı toplumu oluşturan diğer bireylere göre hafif düzeyde yüksek olmakla birlikte, bu farklılığın en önemli nedenini hastalığa eşlik edebilen alkol ve madde kötüye kullanımı oluşturuyor. Bu hastaların şiddet eyleminde bulunma riski, şizofrenisi olmayan fakat alkol ve madde kötüye kullanımı olan kişilerden farklı değil.
Toplumun şizofreni hastalarından korkmaması, onlara sahip çıkması gerektiğini, tersi durumun, yani toplumun şizofreni hastalarını dışlamasının, tedavi olanaklarını azalttığı ve saldırganlık riskini arttırabildiğini ifade eden Dr. Soygür, şizofreni hastalarına destek olmanın iyileşmede çok önemli yeri olduğuna ve korkunun şizofreni konusunda bilgi sahibi olarak ve bilinçlenerek aşılabileceğine dikkat çekti.
Dr. Soygür, toplumun bütününde saldırganlığın görülme sıklığının %4-5 oranında olduğunu, şizofrenide bu oranın %10’u geçmediğine dikkat çekti. Her cinayetin arkasında şizofreni ya da akıl hastalığı bulunmadığını anlatan Dr. Soygür, sık olmamakla birlikte, suç işleyen şizofreni hastaları için ise; koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici halk sağlığı stratejilerinin yaşama geçirilmesi, bu alandaki evrensel insan hakları ve yasal düzenlemelerin özenle uygulanması gerekliliğinin altını çizdi.