Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, dünyada her yıl kaydedilen ölümlerin üçte birinin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını belirterek, ''Bu ölümlerin de tek başına 7,5 milyonu doğrudan hipertansiyon nedeniyle oluşuyor'' dedi.
''Dünya Hipertansiyon Haftası'' vesilesiyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, bu etkinlik kapsamında obezite ve hipertansiyonu gündeme taşımayı planladıklarını söyledi.
Dünyadaki en yüksek ölüm nedenlerinin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını aktaran Ergene, ''Tüm dünyada her yıl 55-60 milyon ölüm gerçekleşiyor ve bu ölümlerin yaklaşık üçte biri, yani 18-20 milyonu kalp ve damar hastalıklarından meydana geliyor. Bu 18-20 milyon ölümün de tek başına 7,5 milyonu doğrudan hipertansiyon nedeniyle oluşuyor. Bu nedenle hipertansiyonun önemi yadsınamaz'' diye konuştu.
Tuz kullanımına da dikkati çeken Ergene, ''Eğer sağlıklı yaşam tarzı benimsersek, beslenme alışkanlıklarımızı olumlu yönde değiştirirsek obezite ve hipertansiyonu önleyebiliriz'' ifadesini kullandı.
Araştırmalara göre, Türk halkının ortalama günlük kalorisinin yüzde 44'ünü ekmekten aldığını söyleyen Ergene, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de her gün 77 milyon ekmek üretiliyor. Biz makarnanın yanında ekmek yiyen bir milletiz. Buradan çağrı yapmak istiyorum. Sanayi ve Ticaret Bakanlığına çok önemli işler düşüyor. Çünkü bizim bu ekmek yeme alışkanlığımızı bir anda değiştirme imkanımız yok. Bu nedenle ekmeğin içindeki tuz içeriğini azaltmamız gerekiyor. Bu konudaki regülasyonları yapacak kuruluş Sanayi ve Ticaret Bakanlığı diye düşünüyorum.''
''KADINLAR, ERKEKLERE GÖRE DAHA OBEZ''
TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Ömer Kozan da obezitenin dünyada ve Türkiye'de ciddi bir sorun olduğunu söyledi.
Obeziteyi ''çağın hastalığı'' olarak niteleyen Kozan, ''Obezite, hipertansiyondan kalp hastalığına götüren en önemli risk faktörlerinden biri. Hipertansif hastalar veya kalp ve damar hastaları mutlak surette kilo kontrolü sağlamalıdır. Yaşam biçimi değişikliği tedavinin olmazsa olmaz ayağı. 'İlaçlarımı kullanırım olduğum gibi de kalırım' derseniz tedavinin faydası olmaz. Aşırı kilo insülin direnci oluşturuyor bu da tip 2 diyabete götürüyor. Bu tip olguların yüzde 80'i hipertansiyondur'' dedi.
Kozan, metabolik sendrom sıklığına bakıldığında kadın-erkek ortalamasının yüzde 35,3 civarında olduğunu belirterek, ''Kadınlar, erkeklere göre biraz daha obez. Erkeklerde yüzde 30-33 civarında, kadınlarda ise yüzde 39'lara kadar çıkıyor. Bir çalışma da bize ülkemizde obezite ile birlikte hipertansiyonun görülme sıklığının da artığını gösteriyor'' diye konuştu.
''TÜRKİYE'DE HER 4 ÖLÜMDEN BİRİ HİPERTANSİYONA BAĞLI''
TKD Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Ülgen de Türkiye'de her 4 ölümden birinin hipertansiyona bağlı olduğunu bildirdi.
İnsanların hipertansif olduklarını bilmediklerini belirten Ülgen, ''Farkında olmadıklarından hem ilaç almıyor, hem de kan basınçlarını yükselten diyetlerini bırakmıyorlar. Türkiye'deki bu oran yüzde 40'' diye konuştu.
Ülgen, hipertansiyonun ''sinsi'' bir hastalık olduğunu ifade ederek, felce, körlüğe, böbrek yetersizliği gibi öldüren veya sakat bırakan problemlere neden olabildiğini kaydetti.
Normalde sağlıklı bir kişi için önerilen günlük tuz tüketimi ortalamasının 6 gram civarında olduğuna dikkati çeken Ülgen, Türkiye'de günlük tuz tüketiminin bunun 3 katı olduğunu ifade etti.
Ülgen, ''Böyle bir durumda tansiyonu kontrol altına almak ve risklerden korunmak mümkün değil. Sadece ekmekten gelen günlük tuz tüketimi 7,2 gram'' dedi.
Konuşmacılar, daha sonra spor aletlerine geçerek, elinde ''tuz'' yazılı kırmızı balon bulunan pandomim sanatçısı eşliğinde egzersiz yaptı.
Hafta dolayısıyla Taksim, Beşiktaş, Eminönü ve Kadıköy meydanları ile Cevahir Alışveriş Merkezi'nde tansiyon ölçülecek.