Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta sonu özel bir hastanenin açılışında yaptığı konuşmada, hemşirelere 'reçete yazma' yetkisine yönelik açıklamalar yaptı. Erdoğan 'Ben diyorum ki hemşirelik liselerinden mezun olanların önünü bizim süratle açmamız lazım. İki yıllık meslek yüksek okullarının önünü süratle açmamız lazım. Onların önünü açtığımız andan itibaren dört yıllıklarda da şu anda diyelim ki Amerika'da dört yıllık hemşire aynı zamanda doktor yardımcısı olarak görev yapıyor. Reçete yazma salahiyeti var. Nerede? Hastanede. Bunu biz niye yapmıyoruz. Bunu biz de yapacağız' diye konuştu.
Peki dünyada bu konuda durum nedir? Medimagazin İngiltere ve ABD'de yapılan uygulamayı araştırdı.
İngiltere’de Hemşireler Ne Zaman Reçete Yazmaya Başladı?
Medimagazin'in derlediği bilgilere göre, hemşirelerin reçete yazıp yazamayacağına dair tartışmalar ilk kez 1986 yılında Birleşik Krallık ajandasında yerini almıştı. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Poliçesi kapsamında 2001 yılında kabul edilen özel bir kanunla kısıtlı bir şekilde hemşirelere reçete yazma hakkı tanındı. Hemşirelerin reçete yazabilmesi için, bir alanda deneyimleşmiş olması ve yeterli eğitime sahip olması gerekli kılındı. Böylece hemşireler; hafif yaralanmalar, ufak rahatsızlıklar, palyatif bakım gibi sınırlı bir şekilde formülize edilmiş durumlar dahilinde reçete yazabilmekteydi.
2005’te yeniden gündeme gelen tartışmalarda hemşireler tarafından reçete yazımının genişletilmesi söz konusu oldu. 10 Kasım 2005’te Birleşik Krallık Sağlık Sekreteri Patricia Hewitt, Birleşik Krallık Sağlık Departmanı’nın hekim olmayan sağlık hizmetleri profesyonellerinin ilaç yazım alanının genişletebileceğini duyurdu. Hastaların güvenliğinin de dikkate alındığı süreçte, hemşireler için en az 3 yıl deneyim öngörüldü. Bunun yanında hemşirelerin bir alanda özelleşmiş olmaları, kalifiye olmaları ve kendi alanlarında tecrübe sahibi olmaları şartlar arasında sayıldı.
Üniversite mezunu hemşireler reçete yazabilecek
Şu anda, Birleşik Krallık’ta genişletilmiş bağımsız reçete yazabilmek için başvuruda bulunan hemşireler 38-40 günlük kursları uzman birinin denetim ve gözetiminde, yazılı sınavlar ve klinik uygulamalar üzerinde tamamlayarak yeterlilik belgesi alabiliyorlar. Sertifikaya sahip her hemşireye bir tanımlama numarası veriliyor ve hemşirelerin girmiş olduğu reçeteler reçete fiyatlandırma yetkilileri tarafından da takip edilip görülebilir hale getiriliyor. Hemşirelerin reçete yazabilir hale getirilmesiyle birlikte hemşireler hem tedaviye ulaşım sorunu çözümünde kendilerini geliştirerek önemli bir rol oynuyor, hem de sırada bekleyen hastalar daha fazla vakit kaybetmemiş oluyorlar.
Değişikliklerle birlikte, eski mezun hemşireler de reçetelendirmeye ilişkin kursları tamamlamaya cesaretlendiriliyorlar, eğitimlerini bir kez tamamladıktan sonra da bilgilerini güncellemeye teşvik ediliyorlar. Hemşireler astım, diyabet gibi k da reçete yazma hakkı kronik hastalıklarda da sahip oluyor. Bugün Birleşik Krallık’ta, bağımsız reçete yazabilen hemşireler, kendi yetki ve becerilerinin kapsamına giren; Diamorfin, Kokain ve Dipipanone haricindeki diğer kontrol altında reçetelendirmesi yapılan ilaçlar da dahil her ilacı yazabiliyor.
ABD'de durum nasıl?
Amerika'da yeni mesleğe girmiş hekim sayısı, emekli olacak hekim sayısına göre daha düşük sayıda. Yakın gelecekte hekim açığının daha da artacağı düşünülüyor. Amerika'da özel görevler için yetiştirilmiş (eğitim hemşiresi, reçete yetkili hemşire) hemşirelerin bu boşluğu dolduracak çalışan grubu olduğu ve olması gerektiği düşünülüyor.
Medimagazin'in araştırmalarına göre Amerika'da 48 eyalette reçete yetkisi verilmiş hemşireler bulunuyor, Ocak 2017'de Florida'nın da eklenmesi ile bu sayı 49'a çıktı. Yapılan çalışmalarda, hastaların reçete yetkisi verilmiş hemşirelerden en az hekimler kadar memnun oldukları, hatta daha az bekledikleri için memnuniyetlerinin daha da arttığı gösterilmiş. Yine hekim saatine göre hemşirelere ödenen ücret daha düşük olduğu için bu uygulama daha maaliyet etkin bir uygulama olarak değerlendiriliyor.
Ancak bu uygulamalar hekimler arasında hoş karşılanmıyor, işlerinin ellerinden alınacağı korkusu uyandırıyor. Bir diğer yön de hemşireler tarafından korkuyla karşılanmakta, alınan sorumluluğun defansif tıbbın uygulandığı zamanımızda, hemşirelere göre fazla olduğu düşünülmekte.