İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Aile Hekimliği Uygulaması ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Aile Hekimliği Uygulaması, Temmuz ayında hekim yerleştirmeleri yapılacağı söylenerek Metropol şehir İstanbul’a “hazırlıksız” bir biçimde dayatılıyor!...
AİLE HEKİMLİĞİ KAVRAMI NEDİR?
Aile Hekimliği kavramı ilk kez 1923 yılında Amerikalı bilim insanı Prof. Dr. Francis Weld Peabody tarafından dile getirilmiş, 1969 yılında Amerikan Aile Hekimliği Kurulu kurulmuştur. Günümüzde 192 ülkenin 41’inde adı aynı olmak kaydıyla finansmanı ve hizmet sunum biçimi farklı olan çeşitli uygulamalar mevcuttur.
Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerinin modernleştirilmesi “Sosyalizasyon” uygulamaları olarak bilinen, Nusret Fişek öncülüğünde Sağlık Ocakları’nın yaygınlaştırılması ve işlevli bir hale sokulmasını hedefleyen bir programa dayandırılmıştı. Uygulamada birey, ailesi ve çevresi ile bir bütün olarak ele alınmakta, hizmet giderlerinin genel bütçeden finanse edilmesi öngörülmekteydi. Bugün gelinen noktada, herkese eşit, ücretsiz sağlık hizmeti sunan sistem yerine bireylerin ödeme gücüne göre hizmet alacağı Aile Hekimliği Uygulaması’na geçilmeye çalışılmaktadır. Pilot uygulama örneğinde görüldüğü üzere Aile Hekimliği Uygulaması kişinin yaşadığı bölgeyi esas almadığı gibi “Aile”yi bile esas almamaktadır. Bütünüyle kişiyi esas alan bu sistemin, işletmeci anlayışla kısa zamanda yaratacağı toplumsal maliyetin büyük olacağı bilinmelidir.
TÜRKİYE’DE AİLE HEKİMLİĞİ
Ülkemizde Aile Hekimliği Uygulamaları’na “5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun”un kabul edilmesiyle ilk pilot il olan Düzce’de 15 Eylül 2005 tarihinde başlanmıştır. Son olarak 25 Mayıs 2010’da “Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği” çıkarılmıştır. Ülkemizde Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerini kökten değiştiren uygulamalar, bir pilot uygulama kanununa ve yönetmeliğe dayandırılarak hayata geçirilmektedir.
İSTANBUL’DA AİLE HEKİMLİĞİNE GEÇİŞ TAKVİMİ
Sağlık Bakanlığı bir genelge yayınlayarak 2010 sonuna kadar tüm illerde uygulamaya başlanacağını ve pilot yasanın değişeceğini bildirmiştir. İstanbul’da 30 Ekim 2010 tarihinde Aile Hekimliği Uygulaması’nın başlatılacağını aynı genelgeden öğrenmiş bulunmaktayız. Net bir bilgi verilmemekle birlikte hekim yerleştirme işlemlerinin Temmuz ayı ortalarında yapılması beklenmektedir. Pilot uygulamanın birkaç ilde denenip sonuçları değerlendirildikten ve kamuoyu ile paylaşıldıktan sonra, asıl Aile Hekimliği Yasası’nın çıkartılması ve yaygınlaştırılması beklenirken, Sağlık Bakanlığı yasa çıkarmak yerine bir yönetmelik çıkarmakla yetinmiştir. Kamu ve özel tüm sağlık kuruluşlarını sınıflandırma çabası içindeki Bakanlık, çıkardığı yönetmelikte Aile Sağlığı Merkezleri’ni sınıflandırmaktan söz etmektedir.
BİRİNCİ BASAMAK HİZMETLERİ TOPLUM ODAKLI VE KORUYUCU OLMAKTAN ÇIKIP BİREY ODAKLI VE TEDAVİ EDİCİ OLUYOR
Aile Hekimliği, ekip hizmeti olarak verilmesi gereken birinci basamak sağlık hizmetlerini, hekimlerin yıllık sözleşme karşılığı, yaklaşık 3500 kişiye, aile sağlığı elemanıyla (hemşire/ sağlık memuru) birlikte sunacağı hizmet şeklidir. Bu anlayış, sağlık hizmetlerini listeye kayıtlı bireylere vermeyi hedeflemektedir. Gereksinimler doğrultusunda, bireye ve topluma yönelik verilmesi gereken kapsayıcı, entegre, tedavi edici ve koruyucu bir sağlık hizmeti yerine, bireye yönelik, talep odaklı hizmet anlayışı getirilmektedir. Yıllardır olanaksızlıklarla baş başa bırakılan sağlık ocaklarında, düşük maaşla hizmet sunan pratisyen hekimlere yıllık sözleşmelerle, 7 gün 24 saat güvencesiz çalışma dayatılmaktadır.
İSTANBUL’DA AİLE HEKİMLİĞİ’NE GEÇİŞ ÇOK SANCILI OLABİLİR
İstanbul 13 milyon nüfusu ve karmaşık yapısıyla ülkemizde hiçbir ilimiz ile kıyaslanamayacak bir metropoldür. Mevcut sağlık ocağı sayısının 560 civarında olduğu, aile hekimliği uygulaması ile Aile Sağlığı Merkezi sayısının 900 civarında olacağı söylenmektedir. Gerek nüfus özellikleri gerekse yıllardır yeterli sayıda ve donanımda sağlık ocağı yapılanmasının gerçekleştirilmemiş olması, “Aile Hekimliğine Dönüşümde” bambaşka sorunları ortaya çıkaracaktır.
CEP’TEN ÖDEMELER ARTACAK
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası uygulaması ile getirilen prim ödeme zorunluluğu tam olarak uygulanmaya koyulmamışken bile, Sağlık Uygulama Tebliği ile dayatılan katkı ve katılım payları her geçen gün sağlığa erişimi güçleştirmektedir. Prim ödeme zorunluluğu, sevk zinciri uygulaması, artan katılım ve katkı payları; yıllardır halkın yanı başında olan Sağlık Ocakları yerine açılan Aile Sağlığı Merkezleri’nin kapısından girmeyi güçleştirecektir. Yurdun her köşesinden göç alan İstanbul’da, kayıt altında olmayan nüfusun bu sistemin neresinden sağlık hizmeti alacağı belli değildir. Bu durum sağlıkta eşitsizlikleri artıracaktır. Bütün bunlar 2003 yılından beri uygulamaya koyulan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 1. Basamak Sağlık Hizmetleri’ne yansıyan plansız, programsız politikalarının sonucudur. Parçalanmış ve ticarileştirilmiş birinci basamağın sağlık alanındaki bedeli İstanbul’da ağır olacaktır.
Sağlık Bakanlığı, bugüne kadar yapılan uygulamaların toplum sağlığına olumlu ve olumsuz etkilerini kamuoyu ile paylaşmamıştır. 1 Temmuz–1 Eylül 2009 tarihleri arasında aile hekimliği pilot uygulaması yapılan 33 ilde, 18–35 yaş arası kadınlara kızamıkçık aşısı yapılmıştır. Bu uygulamanın neden sadece aile hekimliği pilot illerinde, miadı çok kısa zamanda dolacak aşılarla yapıldığı ve aşı yapılan kadınlardan gebe olanların kürtaj yaptırmak zorunda kaldıkları kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
MESLEK ÖRGÜTÜ OLARAK UYARI GÖREVİMİZİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın tümüne ve Aile Hekimliği Pilot Uygulamaları sürecine karşı, gerek hekimlerin iş güvencesi ve özlük hakları gerekse toplum sağlığı açısından bir mücadele yürütmüştür. Başta Düzce olmak üzere diğer illerde yaşanan deneyimler izlenmiş, kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bundan sonra da sürece ilişkin takibimiz devam edecektir.
GÜVENCESİZ ÇALIŞMA ÖZLÜK HAKLARININ KAYBI GELECEĞİNDEN KAYGILI HEKİMLER ORDUSU DOĞURUR
Hekimlerin hak ettikleri bir ücrete kavuşmaları ve halkın başta koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılmasının ön koşulu, hekimlerin güvencesiz çalıştırılması olmamalıdır. İstanbul Tabip Odası olarak hekimlerin mesleki geleceğine ve halkın temel sağlık hakkına yapılan bu saldırıya sonuna kadar karşı duracağımızı bildiririz. Sağlık Bakanlığı'nı bir an önce bu inattan vazgeçmeye, sağlık hizmetlerini herkes için eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sunma gayreti göstermeye davet ediyoruz.
İstanbul Tabip Odası, iş güvencesi olmayan ve sözleşmeli çalışma sistemini getiren aile hekimliğine geçiş sürecinde hekimlere güven vermek, özlük haklarına sahip çıkmak, toplumun ise yaratılan imaj dışındaki endişelerini giderecek bilimsel ve doğru bilgileri aktarmak konusunda bilimsel ve güvenilir bilgileri-verileri paylaşmak üzere tüm toplumun güven duyacağı bir “AİLE HEKİMLİĞİ İZLEME KURULU” oluşturma kararı almıştır.
Kurul, sürece ilişkin izlem ve değerlendirmelerde bulunacak, Aile Hekimliği’ni bilimsel yönleriyle inceleyecek ve gerekli gördüğü durumlarda uyarılarını kamuoyu ile paylaşacaktır.