İklim Öngel / Cumhuriyet - Doktorların atamalarında ve unvan yükselişlerinde yaşanan sıradışılık sınır tanımıyor. Son olarak İstanbul Sadi Konuk Hastanesi'nde çalışan kardiyolog Doç. Dr. Osman Karakaya, tıpla hiçbir ilgisi olmayan sosyal hizmetler bölümünden profesörlüğe yükseltildi. Karakaya, sosyal hizmetler profesörü olarak eski hastanesinde doktor olarak çalışmayı sürdürüyor.
İstanbul Sadi Konuk Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nde doçent olarak çalışan Osman Karakaya, Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü'nden "profesör" unvanı aldı. Karakaya, unvanını aldıktan sonra aynı hastanenin Kardiyoloji Bölümü'nde tekrar görevlendirildi. Karakaya'nın tüm öğrenimini tıp üzerine yapmasına karşın son aşamada sosyal hizmetlerden profesörlük alması dikkat çekti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, bu tarz uygulamaların sağlık alanına zarar vereceğine ilişkin uyarılarına kayıtsız kalındığını kaydetti. Daha önce de psikoloji bölümünden profesör olan psikiyatr, ebelikten profesör olan genel cerrah, hemşirelikten profesör olan kulak burun boğazcı olduğunu söyleyen İlhan, "Bir kardiyoloğun, sosyal hizmetlerden profesör olması artık son nokta. Unvan dağıtmanın çivisinin çıktığının en büyük göstergesi" diye konuştu.
Akademik ortam için, Türkiye sağlık ortamı için bu uygulamaların "kabul edilemez" ve "utanç verici" olduğunu dile getiren İlhan, "Kalp cerrahı profesör unvanıyla ameliyatlara girecek. Yurttaş, kimin nasıl profesör olduğunu nereden bilecek, bu kişilerin kapısında profesör yazacak. Kişilerin çıkarına bu tür kadro ve akademik unvanlar dağıtılıyor" dedi.
Jet profesörlük yasalaştı
Geçen hafta kabul edilen ve kamuoyunda Tamgün olarak bilinen torba yasa ile, eskiden yasal olmamasına karşın bazıları tarafından uygulanan "üniversiteye uğramadan profesör olma" yasalaştı. Kamuoyunda "jet profesörlük" olarak bilinen uygulama ile artık Sağlık Bakanlığı bürokratlarının, unvan aldıkları üniversitelerde 2 yıl bir fiil çalışma zorunluluğu yok. Torba yasada "kişilere özel madde" olarak yorumlanan hüküm ile Sağlık Bakanlığı bürokratlarının asistan veya öğrenci yetiştirmeden, üniversiteye hiç gitmeden profesör olmasında herhangi bir sakınca olmayacak.