Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tam Gün Kanunu sonrasında, kamu hastanelerinde görev yapan hekimlerin yüzde 91'inin ''tam gün'' çalışmayı gönüllü olarak kabul ettiğini belirterek, ''Tam Gün Kanunu'na ilişkin tabii ki Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak zorundayız, yanlış bulsak da uymak zorundayız'' dedi.
Artık basın açıklaması yapmayacağını da ifade eden Akdağ, ''Çünkü, Danıştay basın açıklamalarına yürütmeyi durdurma yapabilir. Bu konuşmaya bile yürütmeyi durdurma yapılabilir. hal böyle olunca, çivisi çıkmış oluyor, böyle hukuk olmaz'' diye konuştu.
İl merkezlerindeki tüm hastanelerin başhekim ve hastane yöneticilerinin katıldığı ''Teşhis İlişkili Gruplar-TİG'' toplantısının açılışında konuşma yapan Akdağ, hastane yöneticiliğinin çok kompleks bir iş olduğunu, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın birçok alanda yenilik getirdiğini ifade etti.
Hastaneciliğin kolay bir iş olmadığını vurgulayan Akdağ, ''Ama şükürler olsun. 100 üzerinden kamu hastaneciliğine not vermek gerekseydi, 8 sene önce 30 alır mıydı bilmiyorum, şimdi ise bana göre 80 alır. Ancak bu da yetmez, bunu daha da artırmak için gayret göstermeye devam edeceğiz'' dedi.
Hastaneler Birliği Kanunu'nun da bu arada çıkmasını ümit ettiğini belirten Akdağ, ''Ama bütün hastaneleri bir anda birliğe çevirecek değiliz. Önce pilot çalışmaları yapacağız. Nereden baksanız yaygınlaştırılmaya başlanması için 2-3 sene geçecektir. Zaten bugüne kadar yaptığımız çalışmalar, bazı hastanelerin ortak yönetim altına alınması, çerçeve anlaşmalar, merkezi satın almalar, yönetici performansı gibi hususlar bizi Kamu Hastaneler Birliği'nin altında yapacağımız işler açısından da belli bir noktaya getirmiş durumda'' diye konuştu.
Akdağ, sürdürülebilir bir maliyet analizi için sistem kurduklarını ifade ederek, ''Ama hala hastanelerimizin parayı daha iyi kullanmasını gerektiren adımların da atılması lazım'' dedi.
''Hastanecilik yaparken hiçbir kuruluş ya da hiçbir kişi bu hastanenin dışında hastanın mecbur olacağı bir yapılanmanın içine giremeyecektir'' diyen Akdağ, şöyle devam etti:
''Daha açık konuşalım. Ben, bir hastanede çalışan hekimim, ayrıca bir özel hastanede de çalışıyorum. Burada kamunun hastanesinde hastamı hazırladım, gerekli işlemlerini yaptım. Şu veya bu sebeple hastamı bir özel hastaneye yönlendirdim, orada da ameliyatını yaptım' Buna asla müsaade etmeyeceğiz.
Başhekimlerimiz de buna müsaade etmemekle birinci derecede sorumlu olan kişilerdir. Vatandaş, böyle bir durumla karşılaştığında genellikle şikayet etme cesaretini bulamayacak kişidir. Kardiyovasküler cerrahi de bunun yaygın olduğunu duyuyoruz. Buna asla izin vermeyeceğiz.''
-'ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA UYMAK ZORUNDAYIZ''-
Akdağ, Tam Gün Kanunu ile ilgili olarak da değerlendirmede bulundu. Akdağ, kanunun çalışanlara yeni haklar getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Mesela, doktorlar açısından ek ödemenin üst sınırlarını yüzde 40 artıran, diğer çalışanlar açısından ödemelerin sınırlarını yüzde 30 artıran, nöbet ücretlerini artıran, para ödenecek nöbet saati üst sınırını artıran bu ve benzeri yeni düzenlemeler, iyileştirmeler yaptık.
Malum, bu mesele Tabip Örgütü ile birlikte ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. Anayasa Mahkemesi 4 maddenin içindeki bazı hükümleri, hatta bazı kelimeleri iptal etti. Gerekçelerini de bilmiyoruz. Bu aslında Anayasa'ya aykırı bir durumdur. Çünkü, Anayasa net olarak Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını gerekçesiz olarak açıklayamayacağını söylüyor, ama bu bir alışkanlık haline gelmiş maalesef. Sonuçta tabii ki Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak zorundayız, onu yanlış bulsak da uymak zorundayız. Yanlış olduğunda da tabii ki söyleyeceğiz, her zaman söyledim, bundan sonra da söyleyeceğim. Gerekçesiz yayınlanması bir defa yanlıştı. Şimdi bu gerekçeler ortaya çıkacak, ne zaman? Ümit ediyoruz ki Eylül, ekim aylarında ortaya çıkar. Özellikle döner sermaye ili ilgili serbest çalışanlarla, serbest çalışmayanlar arasındaki farkları biz de netleştirmiş olacağız yeniden. Şimdi o hususta biraz mualla çıktı.
Bundan sonra ne oldu? Biz, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeleri belli olmamasına rağmen kararlarını, hukukçularımızla inceledik ve dedik ki 'Evet, bu kararlar üniversite hastanelerindeki doktorların mesaileri bittikten sonra muayenehane açmasına müsaade ediyor. Mesai sonrasında bunu yapabilirler. Yine sonuçta, devlet hastanelerinde çalışan doktorların da artık muayenehane çalıştıramayacağı hükmü, açık ve netti. Sonra Danıştay, bir basın açıklamasını bahane ederek Tabip Örgütü'nün müracaatını bir günde sonuçlandırdı ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu, çok yanlış bir karardı. Hukuk fakültelerinde yanlış karar örneği olarak okutulabilecek derecede yanlış bir karardı.''
-''ARTIK BASIN AÇIKLAMASI YAPMAYACAĞIM''-
Kendisinin artık ''basın açıklaması yapmayacağının'' altını çizen Akdağ, açıklama yaparken de çok dikkatli olacağını söyledi. Akdağ, ''Çünkü, Danıştay basın açıklamalarına yürütmeyi durdurma yapabilir. Bu konuşmaya bile yürütmeyi durdurma yapılabilir. Hal böyle olunca, çivisi çıkmış oluyor. Böyle hukuk olmaz'' diye konuştu.
Danıştay'ın Tabip Örgütü'nün başvurusuna bir gün içinde karar verdiği gibi, bizim de savunmamıza bir gün de karar vermesini bekliyoruz'' diyen Akdağ, şöyle devam etti:
''Bakalım verecekler mi? Bu ülkede halk adına, halkın iradesiyle hükümet eden kişiler var. Sayın Başbakanımız ve ben. Sağlık konusunda sorumlu bakan olarak, bu işi kafamızda bitirmiş durumdayız.
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay bir karar vermiş olabilir. Bununla muayenehanelerin bir kısmı belli şartlarla açık da kalabilir. Ama bu vatandaşın muayenehane yoluyla ya da bir özel hastaneye götürülerek( kamuda çalışan hekimler açısından) istismar edilebileceği anlamına asla gelmez. Tam Gün Kanunu, nasıl kanunlardan biriyse, iptal edilen maddeleri kanunlardan bir kanunun iptal edilen maddeleri ise bu ülkede başka kanunlar da var, vatandaşın hukuku var. Kamuda çalışırken muayenehanesi olan ya da kamuda çalışırken bir özel hastane ilişkisi olan meslektaşımın hastaları istismarına müsaade etmeyeceğim. Bu konuda son derece kararlıyım.
Hukukun bize verdiği yetki çerçevesinde ne gerekiyorsa yapacağız. Kim bunu yapmışsa, asla müsamaha göstermeyeceğiz ve hukuku işleteceğiz. Ben, bu sözlerde samimiysem, benim adıma başhekimlik yapan sizler de bu işe sahip çıkacaksınız. Çok net ifade ediyorum. Muayenehane-hastane, hastane-özel hastane işini biz bu ülkede sonlandıracağız.''
Akdağ, Tam Gün Kanunu'na ilişkin sürecin 2-3 ay içinde netleşeceğini belirterek, netice ne olursa olsun vatandaşların istismarına asla izin verilmeyeceğini bildirdi.
Muayenehanelerin düşmanı olmadıklarını, hekimlerin muayenehane açabileceklerini, özel hastanelerde çalışabileceklerini vurgulayan Akdağ, bunun önünü kapatmadıklarını söyledi. Akdağ, ''Biz, sadece bahsedilen ilişkinin kurulmasına izin vermeyeceğiz. Çok açık söylüyorum ana muhalefet partisi, bazı 'tuzu kuru meslektaşlar', kendini inkar eden bir tabip örgütü, bunları mahkemeler yoluyla engellemeye çalışabilir. Bu ülkenin Sağlık Bakanı olarak söylüyorum, 'Biz, bu görevde kaldıkça asla bunlara müsaade etmeyeceğiz. Hangi hukuki karar alınırsa alınsın. Bu hukuki kararlara uyacağız, ama vatandaşın istismarına müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir hukuk maddesi, vatandaşın bu şeklide istismar edilmesine izin vermiyor. İnsanlık, vicdan, bunlar da buna müsaade etmiyor'' değerlendirmesinde bulundu.
-''KAMUDAKİ HEKİMLERİN YÜZDE 91'İ TAM GÜN ÇALIŞMAYI KABUL ETTİ''-
Sistemin yıllardan bu yana böyle gittiğini ve vatandaşın da buna alıştığını ifade eden Akdağ, hekimlerin o dönemde haklarının ödenmediğini ifade etti. Akdağ, ''Şu anda Sağlık Bakanlığı'nda çalışan hekimlerin yüzde 91'inin tam gün çalıştığı listesi var. Çıkış kapısı varmış demek ki, kamuda çalışan hekimlerin yüzde 91'i tam gün çalışmayı gönüllü olarak kabul etti. Bunu, kendi Sağlık Bakanlığı hastanelerinde önlediğimiz gibi, üniversite hastanelerinde de önleyeceğiz, önlemeye kararlıyız. Vatandaşımızın bize verdiği mesaj budur' dedi.
Akdağ, tüm hekimlerin emeklerinin karşılığının parayla ödenemeyeceğini belirterek, ''Tam Gün Kanunu ile uzman hekim için 6-6.500 TL bir kazançla, pratisyenler için bunun 2 bin TL altında bir kazançla bu işi götürebiliyoruz. Tüm sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını daha yüksek oranlarda almak içinde gayret içindeyiz'' diye konuştu.