Ülkemize Uygun Sağlık Politikaları Üretilmeli
Antalya Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Yavuz İPEKLİ şu değerlendirmelerde bulunuyor:
İlk olarak seçimlerin hilesiz, şaibe olmadan yapılmasını bekliyoruz. Tam tersi durumların örneğin bilgisayar oyunlarıyla 1-2 saate sonlanan, oyların çöplerden toplandığı, seçmenin iradesinin sandığa yansımadığı, sandık başlarında hileler vs. yaşanmamasını dilerken burada başta seçim kurulları, sandık kurulları ve siyasi partileri etiğe ve hile ve entrikalara karşı uyanık olmaya davet ediyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu durumda her ne kadar değiştiremesek de uyarılarımızı, kaygılarımızı ve neler yapılması gerektiğini üyelerimiz ve halkımızla paylaşırken, kurumların yok edildiğini, ileri demokrasi söylemi ağızlarda sakız gibi çiğnenirken antidemokratik tüm uygulamaların ışık hızıyla devam ettiğini içimiz burkularak, üzülerek görmekte ve yaşamaktayız. Genel seçimlerden beklentimiz A ya da B veya C partisi değil, asıl beklentimiz iktidara gelecek partinin gerçek anlamda Ülkemiz için bir sağlık politikası, yani bir programı olmalı ve bu programı da, sağlık alanının gerçek temsilcileri Hekimler, Yardımcı sağlık çalışanları, Tabip Odaları, Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği ile konsensüs ve işbirliği içinde oluşturmalıdır.
Ülkemizdeki bugün yürütülen, yürütülürken de dayatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı benimsemiyoruz. Sağlıkta özelleştirme ve performansa dayalı sistemin ne halkın ne de sağlık çalışanının faydasına olmayıp, sağlıkta, işçi sağlığında taşeronlaşmanın sadece kartellere, özel şirketlere rant, çıkar sağlayacağını, sağlık göstergelerinin daha da geriye gideceğini, halkın cebinden daha fazla çıkacak parayla daha kötü bir hizmete maruz kalmasını getireceğini, etik olmayan uygulamalara neden olacağını yaşayarak göreceğimizi ve bunu bize reva görenleri asla affetmeyeceğimizi belirtmekte yarar görüyoruz.
Sağlık çalışanları ve hekimler üzerinden ucuz popülist politikalarla bir taraftan halktan oy toplayıp, diğer taraftan onları paspas gibi kullanan, hekimlerle sürekli kavga eden, onları sözleşmeli yapan, hastaya puan-performans olarak baktıran zihniyet değil, emekliliğe ve maaşına yansıyan hakettiği ücreti veren, verirken de bunu sözleşmeli değil güvenceli biçimde yapan, “Ulusal Aşı” üretimi yapıp dışa bağımlı olmayan, üniversitelere aktarması gereken kaynağı aktarmayıp, maliyeye bağımlı hale getirip özerklikten ve AR-GE den uzaklaştıran ve gecekondu tıp fakülteleri açan değil onları özerk, bilim yuvaları olarak görüp destekleyen, eğitim araştırma hastanelerini liyakat ile oluşturan, kadrolaştırmayan siyasi iktidar bekliyoruz.
Ayrıca ülkemizin geleceğini yine ülke kaynaklarında gören dışa bağımlı değil, Atatürk ilkelerine bağımlı, AB ve ABD'ye bağımlı değil, tam bağımsız, bölünmeyi değil üniter devleti savunan, gücünü vatandaşına sağladığı olanaklar ve hissettireceği ayrıcalıklarla gösteren devlet anlayışını benimseyen, kurumlarla kavgalı olmayan, halkı sağlık çalışanından ayrı tutmayan dürüst, vatansever kadroları olan ve sağlık sistemini bu alanın gerçek temsilcileriyle planlayan ve onlarla çözen bunu diğer alanlarda o alan temsilcileriyle çözecek, her ülkenin kendi dinamiklerine uygun sistemleri esas alacak, tabiri caizse Amerika'yı yeni keşfetmeyecek, hayalci değil realist kadroların seçilmesi ve ülkemizin layık olduğu şekilde yönetilmesi temel beklentilerimizdir. Belki bir rüya veya hayal gibi bizim için çok uzakta gördüğümüz ancak imkânsız olmadığını düşündüğümüz beklentilerimizi karşılayacak kadroların gelmesi de yine en temel beklentimizdir.