AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, iki ay önce rahatsızlandıktan sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülen Kuşum'un beyin kanaması geçirdiği tespit edildi.
Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Kuşum'un beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından 7 organı, vasiyeti ve ailesinin onay vermesi üzerine hastalara nakledildi.
Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi öğrencisi Kuşum'u son yolculuğuna, arkadaşları tabutuna kıyafetlerini koyarak uğurladı.
Ögretim üyeleri, bağışladığı organlarıyla nakil bekleyen hastalara umut olan Kuşum'u mezuniyet gecesinde de unutmadı. Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Bilge, Kuşum'un cübbesi, kepi ve diplomasını, sahnede bir sandalyenin üzerine bıraktı.
Babasının vefatından kısa süre önce yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hemşire olmaya karar veren gencin ölümü ise en çok annesi Aysel Kuşum'u üzdü.
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle mezuniyet törenine katılamayan anne Kuşum'a oğlunun diploması, evinde Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ile Dekan Bilge tarafından teslim edildi.
Oğlundan geriye kalan en değerli parçayı duvara astı
Oğlunun diplomasını uzun süre sevip kucağından ayırmayan ve gözyaşı döken acılı anne, ondan geriye kalan en değerli parçayı odasındaki duvara astı.
Anne Aysel Kuşum, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin vefatının ardından çok zor günler geçirdiklerini, oğlunun ani ölümü sonrası ise hayatının en zor günlerini yaşamaya başladığını anlattı.
Oğlunun rahatsızlanmadan önceki son dakikalarında bile ders çalıştığını belirten Kuşum, "Kemal çok çalışkan bir öğrenciydi. Mesleğini de çok seviyordu. O gece bile ders çalıştı, benden kahve yapmamı istedi. Ben de yaptım, sonra rahatsızlandı ve hayatını kaybetti." dedi.
Kuşum, oğlunun en büyük hayalinin mezuniyetinin ardından hemşire önlüğü giymek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ben iki kalp ameliyatı geçirdim. Bana o süreçlerde de destek oldu. O bizim evimizin neşesiydi. Organ bağışı konusunda çok duyarlıydı. Bir gün bana 'Ölürsem organlarımı bağışlayın.' dedi. 'Tamam oğlum.' dedim. Yani kendi isteğiyle bağışladık. Hayatımın bugün en mutlu günü, çok sevindim. Hocaları onun diplomasını getirdi, onu oğlumun odasına asacağım. Oğlumun organlarının bağışlandığı hastalarla da tanışmak istiyorum."
80 yaşındaki babaanne Şahinder Kuşum da torununun diplomasını eline alınca çok heyecanlandığını söyledi.
Artık ömrü boyunca bu diplomaya bakacağını anlatan Kuşum, "O gözümün nuruydu. Torunumun kalbinin nakledildiği kişiden bir isteğim var, bekarsa, ileride de evlenirse erkek çocuğu olması durumunda Kemal'in ismini koyması. Bu sayede torunumun isminin yaşamasını istiyorum." ifadelerini kullandı.
"Duygularımızı dile getiremediğimiz anları yaşıyoruz"
Rektör Prof. Dr. Budak ise Kuşum'un vefatının ardından çok üzüldüklerini, acılarının halen taze olduğunu belirtti.
Budak, "Kemal kardeşimiz yaşasaydı diplomasını mezuniyet töreninde alacaktı. Fedakar öğrencimizin diplomasını ailesiyle paylaşmak istedik. Duygularımızı dile getiremediğimiz anları yaşıyoruz. Kemal'in ruhu şad olsun." diye konuştu.
Dekan Prof. Dr. Bilge de Kuşum'un her anlamda topluma hizmet eden biri olduğunu, bu dünyadan ayrılırken iz bıraktığını, tüm öğrencilerine onu örnek gösterdiğini kaydetti.
