Depremin ilk gününden itibaren enkaz altındaki canları kurtaran ve bölgede gönüllü hizmet vermeye devam eden sağlık personeli, ramazan ayının manevi havasını sevdiklerinden uzakta yaşıyor. Sağlıkçı Barınma Alanı Koordinatörü Yasemin Taş: "Aslında hepimiz bu ayı ailemizin, sevdiklerimizin yanında geçirmek isteriz. Şimdi bakıyoruz, hiç tanımadığımız yüzlerce kişiyle iftar yapıyoruz. Onlarla tek ortak noktamız birilerinin iyi olması, birilerinin yüzünün gülmesi için çaba gösteriyor olmamız"
Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden en fazla etkilenen kentlerden Hatay'da Ulusal Medikal Kurtarma ekibi, depremin 48. gününde de hayatlara dokunmaya devam ediyor.
Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen sağlıkçılar, Mustafa Kemal Üniversitesi yerleşkesindeki halı sahaya kurdukları çadırlarda ailelerinden uzakta ramazan ayının manevi havasını yaşamaya çalışıyor.
Sağlıkçı Barınma Alanı Koordinatörü Yasemin Taş, AA muhabirine, UMKE olarak toplamda 600 kişilik kapasiteye sahip olduklarını ancak şu an barınma alanında 280 sağlıkçının bulunduğunu söyledi.
Taş, depremin ardından insanlara destek olmanın, yaralarını sarabilmenin ailelerinden uzakken bile kendileri için gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.
Sağlık çalışanları olarak depremi duydukları ilk andan itibaren bölgeye hareket ettiklerini belirten Taş, "Arkadaşlarımızdan bölgeye gelirken evden eşyasını alamayan oldu, nöbeti bırakıp gelen oldu. Biz Edirne'den geldik. Kara yolundan ambulansla buraya kadar gelebildik. Akşam alandaydık. Hemen çalışmaya başladık." diye konuştu.
- "4 gün hiç uyumadan, hiçbir şey yemeden herkes çalıştı"
Taş, tüm sağlık çalışanlarının depremden sonra fedakarca görev yaptığını ifade ederek, "Hiç durmadan çalıştığımızı biliyorum. 4 gün boyunca hiç uyumadan, hiçbir şey yemeden herkes çalıştı. Kimsenin ağzından 'Nerede uyuyabiliriz, nerede yemek yiyebiliriz?' duymadım." dedi.
Ramazanın manevi havasını böyle bir ortamda karşıladıklarını dile getiren Taş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında hepimiz bu ayı ailemizin, sevdiklerimizin yanında geçirmek isteriz. Şimdi bakıyoruz, hiç tanımadığımız yüzlerce kişiyle iftar yapıyoruz. Onlarla tek ortak noktamız birilerinin iyi olması, birilerinin yüzünün gülmesi için çaba gösteriyor olmamız. Herkesi aslında kendiniz gibi düşünüyorsunuz burada. Herkes kendiniz gibiyse eğer kocaman bir aile oluyorsunuz. Biz de bu sofrada kocaman bir aileyiz. İftarın anlamı bizim için çok farklı, kelimelerle anlatılamaz. Sahurdaki programlarımızın anlamı kesinlikle çok farklı."
Kırklareli UMKE ekibinden gönüllü Veli Dilsiz ise 20. Bölge Edirne olarak sağlıkçıların her türlü ihtiyaçlarının karşılanması için çalıştıklarını ifade etti.
Dilsiz, ramazanda sevdiklerinden ayrı olmak kendisini üzse de deprem bölgesinde yaraları sardıkları için mutluluk duyduklarını vurguladı.
