Türk Tabipleri Birliği ve Diyarbakır Sağlık Meslek Örgütleri Platformu, Diyarbakır Alman Hastanesi’nde görev yapan 10 hekimin, 19-20 Nisan tarihlerinde Türkiye çapında düzenlenen GöREV etkinliğine katıldıkları gerekçesiyle işten çıkarılmasını protesto etmek üzere, bugün (20.06.2011) basın açıklaması yaptı.
Diyarbakır Alman Hastanesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına TTB adına Merkez Konseyi üyesi Dr. Zülfikar Cebe katıldı. Cebe, burada yaptığı konuşmada, yaşanan durumun, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir bileşeni olarak, hekimlerin güvencesiz ve esnek çalıştırılmasının yansıması olduğunu söyledi. Diyarbakır Alman Hastanesi’nde işten çıkarılan hekimlerin, iyi ve onurlu hekimliğin gereğini yerine getirerek, GöREV çağrısına uyduklarını belirten Cebe, “Onları bu dik duruşlarından ötürü selamlıyoruz. Böyle bir cezai uygulamayı reddediyoruz” diye konuştu. Cebe, sağlık alanının örgütlü güçleri olarak, tüm sağlık çalışanları için iş ve istihdam güvencesi istediklerinin altını çizdi. Bu haksız uygulamadan geri adım atılmasını isteyen Cebe, konunun takipçisi olacaklarını bildirdi.
Basın Açıklaması
Sağlığın ticari algı üzerinden şekillendiği son 9 yıllık süreçte maalesef hem hastalar hem de sağlık emekçileri mağdur edildi ve mağdur edilmeye devam etmektedir. Ticari yaklaşım tarzı hastaları müşteri, çalışanları ise ticari bir işletmede emekleri pazarlanan birer emekçi konumuna getirmektedir.
Sermayenin etik ve onurlu bir mesleki duruşa sahip hekimlere ve sağlık emekçilerine karşı olan hürmetsizce tutumu tüm ülkede olduğu gibi bu defa da Özel Diyarbakır Alman Hastanesi’nde kendini göstermiştir. Hekim emeğine yapılan bu saldırıların iktidarın uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de iktidarın dört elle sarıldığı neoliberal politikalar sayesinde sağlık alanını yoksul halk kitleleri ve sağlık çalışanları lehine değil, sermayenin çıkarlarına göre düzenlemektedir. Bu çerçevede bizlerin emeğini ucuzlatmakta ve bize güvencesiz, esnek bir çalışma biçimini dayatmaktadır.
Özel Diyarbakır Alman Hastanesi hiç hasta bakamaz durumdayken, günlük 1000’in üzerindeki hasta potansiyelini, çalışanların maaş ödemeleri yapılamıyorken maaş ödemelerinin düzenli ödenir konumuna getirilmesini sağlayan ve özveri ile çalışan hekim arkadaşlarımızın emekleriyle yarattığı ve cazip hale getirdikleri hastanede, bir anda hedef haline getirilerek işlerine son verilmesi düşündürücüdür. Birkaç gün önce Diyarbakır Alman Hastanesinde, iyi hekimlik uygulamasını ellerinden geldiğince yaşama geçiren ve iyi hekimlik değerlerine yürekten bağlı olduğuna inandığımız, TTB içerisinde yer alan, meslek onurundan, iyi hekimlik ve nitelikli sağlık hizmetinden taviz vermeyen 10 hekim arkadaşın işine son verilmiş ve/veya ayrılmaya zorlanmışlardır. Bizler sağlık alanında örgütlü göçler olarak bu girişimi basit bir işten çıkarma işlemi olarak değerlendirmiyor; mesleki değerlerimize, emeğimize ve mesleki onurumuza sermaye tarafından yapılmış bir saldırı olarak değerlendirdiğimizin bilinmesini istiyoruz.
Tüm Türkiye’ de TTB ve SES tarafından organize edilen 19-20 Nisan GöREV’inin yereldeki ispiyoncular tarafından, hastane sermayedarlarına iletilmesi ve bu eylemin illegal alanlara çekilerek arkadaşlarımız üzerinde baskı oluşturulması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu çerçevede diğer sağlık emekçileri üzerinde baskı oluşturulduğu ve işten çıkarılmaların olacağı spekülasyonları yapılmaktadır.
Bizler, sağlık emekçilerinin örgütlü güçleri olarak sermayenin bu tahammülsüz ve saygısız tutumuna karşı her zaman olduğu gibi bugün de karşı durduğumuzu ve bu pervazsız yaklaşımı kınadığımızı siz değerli basın mensupları aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Sermayenin sınır tanımayan pervazsızlığını bölgede kolayca sürdüremeyeceğini bilmesi gerekmektedir. Güvencesiz çalışmanın sonucu olarak itaat etme ve kölece hizmet alma istemi çerçevesinde, istediğim zaman çalışanların işine hiçbir gerekçe göstermeden son verebilirim keyfiliğiyle hekimlere ve sağlık çalışanlarına yaklaşılamayacağını defalarca dile getiren meslek örgütleri olarak, hastane patronlarını bir kez daha uyarıyoruz.
Bizler, bu olayın takipçisi olacağımızı, mağdur edilmiş hekim ve sağlık emekçilerinin yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz. Kamu ve özel sektör ayırımı yapmadan iyi hekimlik uygulaması, nitelikli sağlık hizmeti, iş güvencesi ve insan onuruna yakışır bir çalışma ortamının sağlanmasını her zaman savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz.
Bu esaslar çerçevesinde, telefonlarımıza dahi çıkmayarak, örgütlü gücümüzü hafife alan bu sermaye sahiplerini buradan siz değerli basın emekçileri vasıtasıyla uyarıyoruz. İşten çıkarılan hekim ve diğer sağlık emekçisi arkadaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz.
Bunun dışında bazı basın yayın organlarında yayınlandığı haliyle hiçbir açıklamamız olmamıştır.