Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu, sağlık alanındaki tüm kurumların aynı hassasiyetle hizmet vermesi gerektiğini belirterek, “Özel sağlık kurumları ile sigorta sektörü aynı yıllarda büyümeye başladı. Son yıllarda ise sigortacılar aleyhine fark açıldı. Dolayısıyla özel sağlık kurumları da, sigorta sektörünü önemli bir iş ortağı olarak görmeli” dedi.
YAPI Kredi Sigorta Genel Müdürü Doç.Dr. S.Giray Velioğlu, sağlık sigortasında kısa vadeli yaklaşımların sektöre güvenini kaybetmiş sigortalılar yaratacağını, bundan da en başta pazar oyuncuları olan sigorta şirketlerinin zarar göreceğini söyledi.
Giray Velioğlu, grup sağlık sigortalarında halen en fazla dikkate alınan kriterin prim olduğunu belirterek, “Sağlık sigortacılığında tutarlı politikalar, ahlaki, etik yaklaşımlar ve tecrübe diğer branşlara göre çok daha öne çıkıyor. Biz büyürken, sektörü de büyütmeyi hedefleyen bir şirketiz. Gururla söyleyebilirim ki, genel müdür olduğum süre zarfında şirket olarak hiçbir zaman ‘pazar bozucu’ olarak nitelendirilmedik” dedi. Velioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşadığımız birçok örnek de bize bunu gösteriyor. Örneğin, önemli bir hastalık veya kaza durumundaki sağlık harcamalarının yüksekliğine rağmen herhangi bir ek prim ya da kısıtlama olmadan bireysel poliçeyi devam ettirdik. Bir kişi için 500 bin TL’ye ulaşan ödemelerimiz oldu. Bu da sigortalılar için önemli bir faktör.”
Doktor kararına itiraz etmiyoruz
Giray Velioğlu, sigortalıların ev, işyeri, otomobil gibi değerli varlıklarını güvence altına aldıklarına, bunu yaparken de uzmanlık gerektiren, detaylı ve çok sayıda uygulamadan yararlandıklarına değinerek, “Ancak biz sağlık alanında, hepimizin en fazla önem verdiği ve çok hassas olduğu bir konuda hizmet veriyoruz. Durum böyle olunca hizmeti aynı hassasiyetle vermemiz gerekiyor” dedi. Sağlık sigortasında hasar oranlarının yüksek olduğundan da yakınan Velioğlu, en çok hasarın yaşandığı kasko sigortasından 15 kat daha fazla sağlık sigortasına hasar ödendiğini kaydetti. Velioğlu, bu konuda şunları söyledi: “Hasar ya da daha uygun ifadesiyle sağlık gider yönetimi, sağlık branşında diğer branşlardan oldukça farklı. Örneğin, ameliyat endikasyonu olmadığına dair birçok doktordan görüş alınmasına rağmen, ameliyat kararı verildiğinde, buna müdahale etmeyi doğru bulmuyoruz. Zira sigortalımızın böyle bir durumda öncelikle sağlığını emanet ettiği doktoruna güvenmesi doğaldır. Öte yandan, karşıladığımız sağlık giderlerinin tek kaynağının primler olduğunu bilen ve sistemi bizim adımıza denetleyen birçok sigortalımız da var. ”
Giray Velioğlu, sağlık sektöründeki diğer kurumlarla sigorta şirketlerinin ilişkisine de değinerek, özel sağlık kurumları, eczaneler ve doktorların sağlık sigortacılığının en önemli oyuncuları olduklarını kaydetti. İki sektörün de aynı yıllarda büyümeye başladığına dikkat çeken Velioğlu, “Özellikle son yıllarda sigorta sektörünün aleyhine fark açılsa da orta ve uzun vadede büyümenin paralel olmasını beklemek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla özel sağlık kurumları da sigorta sektörünü önemli bir iş ortağı olarak görmelidir” şeklinde konuştu. Şirket olarak sağlık gideri yönetimine büyük önem verdiklerini de belirten Velioğlu, şunları söyledi: “Bu amaç çerçevesinde zaman zaman başta portföyümüzde yüksek paya sahip sağlık kurumları olmak üzere değerlendirmeler yapıyoruz. Son bir yıldır daha da yoğunlaşan bu değerlendirmelerdeki en önemli amacımız sigortalılarımızın sağlıklarını güvence altına alırken onlara hakkaniyetli, adil uygulamalar sağlamak.”
Kimi kurumlarla işbirliğimizi bitirmekten çekinmeyiz
YAPI Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu, son dönemde sağlık maliyetlerindeki artışın, TÜFE ve TEFE artışının çok üzerinde gerçekleştiğini belirterek, su değerlendirmeyi yaptı: “Bunu bizim de direkt olarak primlere yansıtmamız en kolay çözüm olmakla birlikte, biz bu yaklaşımın sektörü büyütmeyeceğine, aksine yeni ve genç sigortalı girişini engelleyeceğine, sistemde daha riskli grubun kalmasına neden olacağına inanıyoruz. Sağlık maliyetini dengeli tutarak, bu alanda daha fazla kişiye hizmet verme çabasındayız. Özel sağlık sigortacılığının geleceğine inanan birçok kurum da bizim bu yaklaşımımıza olumlu yanıt veriyor. Hatta son dönemde birçok kurumla yaptığımız görüşmelerde, çalışmalarda sigortalılarımız lehine önemli mesafeler kaydettik. Diğer yandan gerektiğinde sigortalılarımızın haklarını korumaya yönelik bu çabalarımıza karşılık bulamadığımız kurumlarla işbirliğimizi sona erdirmekten de çekinmiyoruz. Kaliteli ve doğru fiyat anlayışıyla hizmet verdiğimiz sürece, sigortalılarımızın da bizi anlayışla karşılayacağına ve destek vermeye devam edeceğine inanıyoruz.”
ANADOLU Sigorta, Ağustos ayının başında yürürlüğe giren Hekim Sorumluluk Sigortası uygulamasının üzerinde kısa bir zaman geçmesine rağmen toplam 45 bine yakın poliçe düzenledi. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre diş hekimleri de dahil Türkiye ’de toplam 134 bin hekim olduğunu belirterek, “Bu da gösteriyor ki, her üç doktordan biri zorunlu mesleki sorumluluk poliçesi için bizi tercih etti” dedi. Mustafa Su, 30 Temmuz’dan itibaren zorunlu hale gelen hekim sorumluluk sigortası ile doktorların, mesleki faaliyetlerinden kaynaklanan sorumlulukları ile ilgili olarak olay başına 300 bin TL ’ye kadar sigorta güvencesine alındıklarını ifade ederek, sigorta primlerinin doktorun branşı ve uzmanlık alanı dikkate alınarak belirlendiğini ve 150 ile 750 TL arasında değiştiğini vurguladı. Mustafa Su, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şirket olarak 2004 yılından bu yana Sağlık Uzmanları Bireysel Riskler Sigortası adı altında doktorlara sigorta hizmeti veriyoruz. Adına da Dr. Sigorta dedik. Halen sunduğumuz hizmet ile zorunlu hekim sigortasında verilen teminatları da bir aşama ileriye taşıyoruz. Sigorta güvencesinden daha da fazla yararlanmak isteyen hekimler, ihtiyari ve tamamlayıcı bir ürün olan Dr. Sigorta ’yı seçerek mesleki sorumlulukları yanında bir kaza sonucu ölüm veya sürekli sakatlık risklerine karşı korunabiliyor. Ayrıca tedavi masrafları ve çalışamama neticesinde uğranacakları maddi kayıplarını da ferdi kaza teminatı kapsamındaki özel koşullar ile teminatlarına dahil edebiliyorlar.”
Faizsiz emeklilik fonlarına ilgi yüksek
VAKIF Emeklilik Genel Müdürü Yusuf Yeşilırmak, gelire endeksli senetlerden oluşan bireysel emeklilik fonlarına ilginin arttığını söyledi. Yusuf Yeşilırmak, faize duyarlı kesimin bireysel emeklilik sistemine katılmasını sağlamak için 2009 yılında Vakıf Emeklilik tarafından ilk kez oluşturulan Gelire Endeksli Senetler Emeklilik Planları ve Fonu’nun geniş bir kitle tarafından ilgi gördüğünü kaydetti. Yeşilırmak, emeklilik fonlarının içinde en az yüzde 30 devlet borçlanma senetleri bulundurma zorunluluğunun üç yıl önce kaldırıldığının altını çizerek, “Diğer yandan faizsiz kazanç sağlayacak fonların oluşması için Gelir Ortaklığı Senetleri veya Gelire Endeksli Senetler ihraç edebilme yönünde çok ciddi çabalar sarfedildi. Bu çabalar sonunda da sektöre ilk kez faizsiz fonları oluşturduk ve kamuoyunu sunduk” dedi. Yusuf Yeşilırmak, geçen zaman içinde yeterli tanıtım olmamasına rağmen bu fonların ciddi talep gördüğünü vurgulayarak, “Gelire Endeksli Senetler Fon portföy büyüklüğü 2 milyon 500 bin TL’ye, ferdi katılımcı sayısı ise bin 200 kişiye ulaştı. Tahminimiz, kısa zamanda bu rakamlar daha da aratacaktır” şeklinde konuştu. Yusuf Yeşilırmak, söz konusu emeklilik fonlarını çeşitlendirme çalışmalarında olduklarını da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “En kısa zamanda başta uluslararası sukuklar ol-mak üzere daha farklı yatırım enstrü-manları içeren faizsiz fonlar piyasaya arz edilecek ve bu emeklilik fonlarına da katılım bankaları vasıtasıyla çok ciddi talep oluşacak. Çünkü bu fonlar, gerek getirisi gerekse de içeriği nedeniyle geniş kitlelere hitap ederek, herkesi memnun edecek.”