Türkiye, dünya ortalamasında sezaryende, antibiyotik ve ağrı kesici kullanımında birinci, anne sütünde sonuncu sırada yer alıyor... Normal doğum sırasında bebek doğum kanalından geçerken ağız yolu ile annenin bağırsak florasını almaktadır. Normal doğumda, doğarken bebeğe geçen ve ömür boyu bağışıklığını koruyan madde, sezaryende bebeğe geçemediği için, üstelik bir de anne sütü almadıysa hayat boyu sıkıntı çekiyor, hastalıklar peşini bırakmıyor.
EN FAZLA MAKALE BU KONUDA
Bozulan mikrobiyotanın dengesinin yeniden düzenlenmesinde probiyotik önemli bir araç. Yine antibiyotik kullanımına bağlı mikrobiyota çeşitliliğinin azalması durumlarında, sindirim sisteminin düzenlenmesinde; gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi bağırsak düzensizliklerinde, enfeksiyona bağlı ishallerde, bağışıklık sistemini desteklemede ve alerjik reaksiyonların azalmasına yardımcı olması için probiyotik öneriliyor. Son 3 yıldır PUBMED'de en fazla makale yazılan konuların başında probiyotikler geliyor. Geçtiğimiz yıl dünya genelinde 600 milyon kutu probiyotik satın alındı.
Bağırsak sağlığı için tüketilmesi gerekenler
MİKROBİYOTAMIZ PARMAK İZİMİZ GİBİ
Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, insan hayatında ilk bin günün çok önemli olduğunu, doğumun normal doğum olması gerektiğini ve anne sütünün önemini vurguladı. Probiyotik kullanan ve kullanmayan okul çağındaki çocuklarda yapılan bir araştırmaya da değinen Özen, araştırmaya ilişkin şunları söyledi: "Ana okul çağındaki çocuklara probiyotik verildiğinde hem hasta olma oranları düşüyor, hem de hasta olduklarındaki tedavi süreleri kısalıyor. Yani koruyucu probiyotik, çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonunu (ÜSYE) azaltıyor. Bu da maddi ve manevi anlamda hastalığın yükünü ve oluşan sıkıntıları en aza indiriyor."
Sanofi'nin İtalya'daki Origgio Probiyotik Ürün Tesisleri'nde bir sunum yapan Özen, her insanın mikrobiyotasının kendine özgü olduğunu, bu nedenle mikrobiyotanın parmak izi gibi olduğunu vurguladı. Mutluluk hormonu olarak bilinen seratoninin çok büyük bir bölümünün bağırsaklardaki iyi bakteriler tarafından üretildiğine dikkat çeken Özen, şu bilgileri verdi: "Hipokrat, 'Bütün hastalıklar bağırsakta başlar' demiş. Bağırsak mikrobiyotasının iyi olması sağlığı da beraberinde getirir. Şöyle ki; dengeli mikrobiyota ile mutlu insan olursunuz. Mikrobiyatanın dengeli olması sağlıklı bir bağışıklık sistemi için de olmazsa olmazdır. İştah kontrolü ve sağlıklı metabolizmanın da sırrı probiyotiklerdedir. Mikrobiyotanın dengesinin bozulması halinde ise sinirsel hastalıklar görülmeye başlar. Direnç düşer ve alerjik hastalıklar görülür. Bozulan metabolizma ile birlikte obezite, şeker hastalığı gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınabilir ve hızlı yaşlanma gözlenir. Özetle sağlıklı bir yaşam yolculuğu için probiyotikler gereklidir."
'MİKROORGANİZMANIN TOPLAM AĞIRLIĞI BEYNİMİZ KADARDIR'
Bağırsak mikrobiyotasının insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan ve son yıllarda bu alanda dikkate değer bir bilgilendirme olduğunu söyleyen Sanofi Türkiye Tüketici Sağlığı Genel Müdürü Kağan Keklik, "Bu alanda edinilen bilgiler gerçekten çok şaşırtıcı. Şöyle ki; insan bağırsağında yaşayan 500-1000 farklı türden mikroorganizmanın sayısı kendi vücut hücrelerimizin toplamından fazladır, toplam ağırlıkları ise beynimizin ağırlığı kadardır" dedi.
Sanofi Origgio Fabrika Müdürü Roberto Di Domenico, Ar-Ge portföyünde 70 yeni molekül çalışması olduğunu ve 2020'ye kadar 6 milyar Euro Ar-Ge yatırımı yapacağını belirtti.
Didem SEYMEN
SABAH