Bu nedenle oksijen yaşamın temelini oluşturur. Diğer yandan oksijen vücut hücrelerinde yandığında serbest radikaller oluşur. Antioksidanlar da bizi bu zararlı radikallere karşı korur. Peki antioksidanları nasıl alırız?
Şeftali: Güçlü antioksidan etkinlik gösteren fenolik bileşiklerden ve beta karotenden zengindir. Vücudun dış yüzeyini, sindirim, solunum, üreme ve görme organlarını dıştan gelecek mikroplardan koruyan epitel hücrelerinin çalışmasını ve gözün ışık durumuna göre ayarlanması için gereklidir. Vücudun hastalıklara karşı savunma sisteminin (immün sistem) oluşumunda yardımcıdır.
Vişne: Bileşiminde yüksek oranda polifenolik bileşenler içerir. Polifenolik bileşenler antioksidan savunma sistemini aktive ederek hücre içinde gelişen ve çeşitli mekanizmalar ile proteinler, yağlar ve DNA'ya hasar veren oksidatif stresin zararlı etkilerini azaltabilir ve sağlığı koruyucu etki gösterebilir.
Kayısı: Potasyum, folat ve A vitaminine dönüşebilen karotenoidlerden özellikle beta karoten açısından çok zengindir. Gözlerin karanlıkta normal olarak görmesine ve alacakaranlığa alışmasına yardım eder. Hücre ve dokuların sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlar. Ağız, mide, ince bağırsaklar, solunum ve üreme sistemi ile idrar yollarındaki deri ve dokuların sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayarak vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
Portakal: Yüksek miktarlarda C Vitamini, folat, potasyum, güçlü antioksidan etkinlik gösteren flavonoidler, pektin ve diyet posası içerir. C vitamini; kas, kemik ve diğer dokuları bir arada tutmayı sağlayan bağ dokusu proteinlerinden kollojenin yapımında yardımcıdır. Bitkisel kaynaklı besinlerdeki demirin emilmesine, yaralanma ve kesilmelerin iyileşmesine yardım eder. Bağışıklık sistemini destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruyucu etki gösterir.
Elma: Polifenoller ve diğer fitokimyasallar adı verilen bileşenlerden çok zengindir. Bu bileşenler çok güçlü birer antioksidan kaynağıdırlar ve vücudumuzu serbest radikal hasarına karşı korurlar. 100g elmanın antioksidan aktivitesi 1500 mg C vitaminine eşdeğer olduğu bildirilmektedir.
Üzüm: Potasyum, C vitamini, folat, fenolik ve flavonoid bileşenlerden zengindir. İçerdiği güçlü antioksidan etkinlik gösteren içerdiğin fenolik ve flavonoid bileşenlere bağlı olarak plazma antioksidan kapasiteyi yükseltir, oksidasyona bağlı DNA hasarını ve hücrelere zarar veren bileşenlerin düzeyini azaltır. Kalp sağlığı için ve bazı kanser türlerine karşı koruyucu ve risk azaltıcı potansiyel bir etkisi olduğu belirtilmektedir.
Domates: C vitamini, dolat, potasyum ile diğer karotenoidler ve polifenolik bileşenleri içerir. Güçlü antioksidan özelliğinden dolayı bazı kanser türleri, katarakt ve kalp damar hastalıkları riskini azaltıcı potansiyel etkisi vardır.
Nar: Pektin, C vitamini ve polifenolik flavonoidlerden çok zengindir. Kalsiyum ve potasyum içerir. İçerdiği bileşenlere bağlı olarak çok güçlü antioksidan aktivite gösterir. Bu aktiviteye bağlı olarak kötü kolesterol denilen LDL düzeyini düşürebilir ve iyi kolesterol denilen HDL düzeyini yükseltebilir ve koroner kalp hastalıkları riskini azaltabilir. Karaciğeri koruyucu etkisi vardır.
Ananas: Mineral dengesine, kan basıncının düzenlenmesine, sinir uyarılarının iletimine ve kaslarımızın kasılmasına yardım eden potasyumdan, manganezden ve protein hidrolizini veya yıkımını sağlayan bir enzim olan bromelinden çok zengindir. İçerdiği flavonoidler ve karotenoidler nedeni ile antioksidan aktivite gösterir ve tüm bu besleyici özellkleri ile sağlığımıza sağlık katar.
Limon: C vitamini kaynağıdır. Eksikliğinde diş etlerinde kanama, eklemlerde şişlik ve ağrılar, vücudun diğer yerlerinde ufak darbelerde kanamalar gözlenir. Enfeksiyonlara karşı vücudu korur, diş ve diş etlerini kuvvetlendirir. Demirin kana geçmesini kolaylaştırır. Yemekle beraber alınan C vitamini besinlerdeki demirin kullanımını 2-3 kat arttırır.
Mango: Serbest radikalleri yok eden beta karoten, C ve E vitaminlerinden zengindir. Lif, folat, potasyum, magnezyum, fosfor, selenyum ve çinko içerir. İçerdiği bu bileşenlerle sağlığımıza sağlık katar.
