Bu arada gündeme oturan diyet önerileri arasında neyin doğru neyin yanlış olduğunu şaşırmış durumdayız. Son olarak Canan Karatay diyetine yönelik tartışmalarda Sağlık Bakanlığı duruma el koydu. Hatta konu toplumsal bir ayrışma haline bile geldi; kolesterole "iyi" diyenlerle "kötü" diyenler karşı karşıya. Selahattin Dönmez, "Kolesterol besinlerle alınır ya da karaciğerde üretilir ve kandaki kolesterol yüksekliği kalp ve damar hastalıkları yaratabilir" diyor. Türk Kardiyoloji Derneği'nin yaptığı açıklamadaysa, statin olarak adlandırılan kolesterol ilaçlarının yararsız oldukları ve yan etkileri nedeniyle kullanılmaması yönündeki açıklamaların, ilaçlarını bırakan hastaları ciddi tehlikeyle karşı karşıya bırakabileceği vurgulandı.
ÜNLÜ DİYETLER ELEŞTİRİLİYOR
İşin doğrusu insanların bireysel farklılıkları, genetik yatkınlıkları, vücut tipleri kilo vermede en etkili kriterler. Bu da ideal diyetlerin bulunmasını zorlaştırıyor. Atkins, Montignac, Dukan, Fletcher gibi diyetler çok popüler oldu ama neredeyse hiçbiri tam bir başarı sağlayıp bilimsel olarak yararlı olduğunu ispatlayamadı. Hatta haklarında pek çok eleştiri gündeme geldi. Geçen yıl Amerikan Diyetisyenler Birliği çok önemli bir bildiri yayınladı. Buna göre, bireyler neden kilo vereceklerini algılamadıkları sürece kas kitlesi korunamıyor. Oysa sağlıklı olmak için yapılan diyetlerde 4-5 temel besin ögesini (et, süt, sebze, meyve ve tahılları) her gün almak gerekiyor. Aksi halde vücut uzun vadede böbrek ve kalp sorunları yaşıyor. Hatta yeme davranışı bozukluğu meydana gelebiliyor. Velhasıl bu ülke on yıllardır ne diyetler gördü. Az laf çok iş! Birkaçını hatırlatalım, uygulayanların tanıklığında sonuçlarına bakalım...