Oysa ki, hamileliklerinin ilk üç ayını geride bırakan kanser hastalarının, hamileliği sonlandırma ya da kemoterapiyi erteleme gibi yollara başvurması gerekmiyor. Plasenta, kemoterapi gören annelerde ilacın fetusa geçmemesi için güvenli bir bariyer oluşturuyor.
Neolife Tıp Merkezi’nden Medikal Onkolog Doç. Dr. Duygu Derin, gebeliğin ilk üç ayı bebeğin organlarının geliştiği aylar olduğundan bu aylarda kemoterapi uygulanamayacağını belirtiyor. Ancak 14.haftadan itibaren uygulanan kemoterapinin ceninde anomali gelişme riskinin yüzde 1,3 olduğunu ve bu oranın kemoterapiye maruz kalmayan cenindeki anomali gelişme riskine eşit olduğunu vurguluyor.
Doç. Dr. Duygu Derin “Hamilelikte görülen bazı kanser türlerinde sağlıklı bebek sahibi olunabilir ve aynı zamanda kemoterapi ile kanser tedavisi sağlanabilir. Hamilelikte, kanser tedavisinde öncelik annenin yaşamıdır. Genellikle hamileliğin ilk 3-4 ayında saptanan kanserlerde hamilelik sonlandırılarak kanserin tedavi edilmesi yoluna gidilir. Son 7-8. aylarda tespit edilen kanserlerde kısa bir süre beklenerek doğum gerçekleştirildikten sonra tedaviye başlanır. 5-7.aylarda saptanan kanserlerde ise kanser tedavisine başlama zamanı anne ve baba ile birlikte karar verilir.” diyor.
Hamilelikte en sık rahim ağzı, meme ve yumurtalık kanseri görülüyor.1200 hamileden birinde rastlanan rahim ağzı kanseri hamilelikte en sık rastlanan kanser türü. İkinci en sık rastlanan kanser 2000 hamilede bir rastlanan meme kanseri. Üçüncüsü ise yumurtalık kanseri. Kan kanseri ve kalın barsak kanseri de hamilelikte sık görülebilen kanserlerden.
Özellikle hamileliğin başlangıcında yapılan muayenelerde sık görülen kanserlere ait bulgular aranması ve gerekli testler yapılması oldukça önemli. Doç. Dr. Duygu Derin “ Her gebeliğin başında en az bir kere vajinal smear alınmalı ve gebelik sırasında görülen kanamalar rahim ağzı incelenerek rahim ağzı kanseri açısından araştırılmalıdır. Gebelik muayenesi sırasında memeler de kontrol edilmelidir.” şeklinde uyarıyor.
Tedavi kadar, psikolojik destek de önemli
Neolife Tıp Merkezi’nden Psikolog Elçin Şayan, “Birçok değişim yaşatan hamilelik sürecine kanserin eklenmesi, oldukça zorlayıcı bir hayat deneyimidir.” diyor.
Kanser; tanı aşamasında belirsizlikler ve kendi başına kaygılar yaratan, tedavi aşamasında da yaşam kalitesini etkileyebilecek yan etkileri olan bir hastalık. Ölümü çağrıştırması sebebiyle kişiyi yaşam ve ölüm üzerine düşüncelere iten; yaşam, ölüm ve doğum kavramlarını düşündüren oldukça sıra dışı bir deneyim.
Psikolog Şayan, hamilelikte kemoterapi gören kişinin yakın çevresine “Kemoterapi bebeğe bir şey yapmaz mı? Bebeği emzirebilecek misin? Ona nasıl bakacaksın? “ gibi kaygı artıran, annenin umutlarını azaltan, olumsuzlukları öne çıkaran sorular sormak yerine annenin düşüncelerini, duygularını, endişelerini, korkularını ve umutlarını ifade edebileceği bir ortam yaratmalarını öneriyor. Anne adayının umudunu ve motivasyonunu sağlamlaştırmaya yönelik konuşmalar yapılmasını tavsiye ediyor.