• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 1 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 3 °C
  • Antalya 11 °C
  • İzmir 8 °C

Hamilelik ve oruç

Hamilelik ve oruç
BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arslan Kabukçuoğlu, Ramazan ayında uzun süren açlık saatlerinin anne adayını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arslan Kabukçuoğlu, Ramazan ayında uzun süren açlık saatlerinin anne adayını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Anne adaylarına hamilelik ve oruç ile ilgili dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi veriyor.

 

Gebelikte oruç tutmak, islamiyette muafiyet gerektiren özel bir durumdur. Ancak buna rağmen gebe kadınların ramazan ayı içerisinde oruç tuttuğu görülmektedir. Oruç hem annede hem de gelişmekte olan bebek için zorlukları ve sakıncaları mevcuttur.

 

“Bebeğimin daha sağlıklı gelişmesi için çok yemek yemeliyim.” düşüncesi hemen her hamile kadının aklında olan düşüncedir. En büyük hata burada başlar. Aslında doğru olan, gebelik döneminde dengeli ve sağlıklı beslenmektir. Gebelik döneminde az miktarda besinin sık sık yenmesinin sağlıklı olacağını, bu yüzden de oruç tutmanın gebeler için sağlıklı bir seçim olmadığını söylenebilir.

 

Uluslar arası bir toplantıda bir çalışma grubunun sunumunda, oruç tutan gebelerin, %50’sinde zorlandıkları 1/3’ü ise yan etkileri yaşadıklarını belirtmişlerdir.

 

Gebelikte beslenme günde 4-6 öğünün eşit aralıklarla alınması prensibine bağlıdır. Halbuki oruç tutulması durumunda bu prensibe uyulamayacak ve öğün sayısı genelde 3 ile kısıtlı kalacaktır. Normalde açlığa uzun süre dayanılabilirken gebelikte bu süre üçte bir oranında daha kısadır.

 

Beslenmenin zayıf olması kanda düşük şeker seviyelerine, düşük şeker seviyesi de yağ hücrelerinin yıkımına, bu da kanda keton cisimciklerinin artmasına neden olacaktır. Ayrıca normal gebelikte ensüline bir direnç söz konusudur. Yani şeker düşürücü hormona hücre cevabı azalmıştır. Bu durum da yağ hücrelerinin yıkımına ve ketonemi dediğimiz durumun artmasına neden olur.

 

Keton cisimciklerinin kanda artmasının ve bebeğe geçmesinin nörolojik ve psikolojik yan etkileri çok iyi bilinmemekte, uzun vadede bazı olası yan etkilerden söz edilmektedir

 

Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

 

Hamilelikte vücutta gebelik hormonları ve karında büyüyen rahmin oluşturduğu baskı nedeniyle, mide – bağırsak sistemi (Gastroentestinal sistem) ile ilgili problemler yaşanır. Gebeliğin ilk aylarında artan gebelik hormonu etkisiyle bulantı ve kusma şikayetleri sıktır. Kusma sık olursa elektrolit kaybına yol açarak halsizliğe neden olur. Bu nedenle hamileliğin ilk aylarında sık aralarla kuru gıda alımı önerilir. Kraker, peynirli tost, leblebi mideyi rahatlatabilir. Kusma nedeniyle potasyum kaybı olur. Bu nedenle muz, üzüm, kuru kayısı ile bu potasyum kaybı önlenmeye çalışılır. Bu dönemde nadiren hastanede serum ile tedaviye ihtiyaç duyan anne adayları da olmaktadır. Oruç, özellikle ilk aylarda yaşanan bu durumu daha da artırabilir. Mide boş kaldığı için bulantı ve kusmalarda artma görülür.

 

Oruç, annenin kendi sağlığı ve taşıdıkları bebeğin sağlıklı gelişimi açısında çeşitli riskler taşır. Oruç tutmayı planlayan hamilelerin, bu riskleri göz önünde bulundurarak karar vermelerini tavsiye ediyoruz.

 

Gebelikte vücutta tutulan sıvı miktarı artmaktadır. Bu dengeyi sağlamak için sıvı

alımı da artırılmalıdır.

Sıvı alımındaki önemli ölçüdeki bir azalma veya sıvı kaybının artması (terleme,ishal...) az da olsa bebeğin amniyon sıvısını, annenin böbrek fonksiyonlarını ve kan basıncını etkileyebilir.
 

Sahur ve iftar saatlerinde gereğinden fazla besini depolama çabaları da anne adayında hazımsızlık, kilo artışı gibi şikayetlere neden olabilecektir. Aç olarak (sahur yapmadan) orucu tamamlama isteği ise daha ağır yan etkilere yol açacaktır.
Oruçta, gerek gebe olmayanlarda, gerekse gebelerde bazı vitaminlerin ve eser maddelerin alımı az olmaktadır. Bunların desteklenmesine özellikle dikkat edilmelidir. Gebeliğin ilk aylarındaki bulantı ve aşerme dönemlerinde orucun yaratacağı yan etkiler daha derin olabilir.

Daha ileri dönemlerde ise  bebek hareketlerinde ve bazı fonksiyonlarda (kalp, solunum, hareket...) geçici yavaşlamalar, azalmaların görüldüğü bildirilmiştir.
 

Oruç tutan annelerde stres hormonu (kortizol) daha yüksek bulunmuştur. Bebeğin büyüme ve hızlı büyüme dönemlerinde oruç tutmuş olan annelerin bebeklerinin biraz daha düşük ağırlıklı bebekler doğdukları, ancak bunun istatistiksel bir anlamlılığının olmadığı bilinmektedir. Normalde bu tür bebekler yüzde 4 oranında görülürken, oruç tutan annelerin bebeklerinde bu oran yüzde 8’dir. Sadece tek bir çalışmada gebeliğin son 3 ayında tutulan orucun sezaryen oranını ve şeker hastalığını arttırdığı, yenidoğan bakım ihtiyacının arttığı (kuvöz gereksinimi) ifade edilmiş, diğer çalışmalarda bu yönde bir yan etki veya komplikasyon bildirilmemiştir.

 

Anne adayında şeker, gebelik şekeri veya yüksek tansiyon gibi sorunları varsa kesinlikle uzun süre aç kalmamalıdır. Bu gebelerin oruç tutması doğru değildir. Ayrıca mide ülseri olanlar, karaciğer hastaları ve ishal şikayeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır.

 

Oruçla ilgili yapılan bir çalışmada; oruç tutan gebelerde çocuğun içinde bulunduğu amniotik sıvının azaldığı, diğer bir araştırmada ise çocuk hareketlerinde azalma olduğu yayınlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl önce yapılan bir başka çalışmada da; oruç tutan annelerden doğan bebeklerin kilolarında bir düşüklük saptanmamıştır.

 

Gebelikte kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur. Oruç döneminde bu problemle karşılaşma olasılığı artar. Özellikle bağırsakları çalıştırmak için dengeli ve kabızlığı önleyici posalı gıdaları beslenmek önerilmektedir. Oruç tutarak uzun süre aç kalan hamileler, iftarda yağlı ve posasız besinler alınca kabızlık şikayeti daha sık ortaya çıkabilir. Hamilelere sık sık ve bol su içmeleri önerilir. Ramazanda oruç tutan hamilelerin düzenli suyu da alamamaları tansiyonda düşmeye ve bayılmaya neden olabilir. Az sıvı alımı ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarının gelişimine de neden olabilir. Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) durumunda salgılanan bazı hormonlar, rahim kasılmalarına sebep olarak, erken doğum riski oluşturabilmektedir.Meleklermekani.com - gebelikte oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenlerAnne adayının oruç nedeniyle gün içinde yeterince sıvı alamaması zaman zaman tansiyon düşmeleri ve hatta bayılmalara neden olabilmektedir..

 

Sadece gebelik değil emzirme döneminde de annelerin, özellikle bebeğin tek besininin anne sütü olduğu ilk aylarda beslenmelerine dikkat etmeleri ve özellikle bol sıvı almaları önemlidir. Bu dönemde annelere vitamin takviyesi de önerilmektedir. Oruç tutulması sıvı alımının az olmasına bağlı olarak sütün azalmasına neden olacaktır. Sütün azalması ve besin değerlerinin azalması belki de bebekler için ek mama takviyesine neden olacaktır.

Gebeliğin nispeten daha rahat geçen dönemi 3.- 5. gebelik aylarıdır. Bu dönemde oruç ibadeti daha rahat yerine getirilebilir.

 

İslamiyetin 5 temel şartından biri olan oruç ibadetinin mutlaka yerine getirilmesi şart değildir. Oruç başka zamanda da yerine getirilebilir. Bu konuda islamiyetin emri, hamile / emziren annelerin kendilerini denemeleri, sıkıntı olursa başka zamanda bu ibadetlerini yerine getirmeleri şeklindedir.Annelerin bu riskleri bilerek karar vermeleri ve mutlaka doktorlara danışmaları gerekmektedir. Ek tıbbi problemi olan (Yüksek tansiyon, gebelik şekeri vs.) annelerin oruç tutmaları daha büyük sıkıntılara neden olabilir.
Mutlak oruç tutmak isteyen anne adaylarına öneriler

• Gündüz saatlerinde mümkün olduğunca dinlenin.

• İftar ve sahur arasında, gıdaları dengeli şekilde dağıtın, sık aralıklar ve küçük porsiyonlarla protein, karbonhidrat ve bol sıvı alın.

• Kızartma gibi sindirimi zor, çok şekerli, tuzlu ve yağlı gıdalardan uzak durun.

• Ara öğünler için meyveyi tercih edin. (Ama ölçülü bir şekilde!)

• Sahuru ihmal etmeyin. Sahurda az yağlı-hafif gıdaları tercih edin. Yemek yedikten sonra hemen yatmayın.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 5270 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim