Dünyamıza ulaşan ultraviyole ışınlarının yazın, kışa oranla üç katına çıktığını belirten uzmanlar, gerekli tedbirler alındığında bu durumun oluşturduğu risklerin en aza ineceğine dikkat çekiyor.
Atmosfer, zararlı ışınların büyük bir kısmını filtre etmesine rağmen, gün ışığında göze zarar verecek derecede UV (daha küçük dalga boyundaki) ve IR (daha büyük dalga boyundaki) ışınlara engel olamıyor. 80'li yıllardan bu yana sıkça gündeme gelen ozon tabakasındaki incelme ve bunun sonucunda yeryüzüne daha fazla zararlı ışının ulaşması sağlık açısından önemli bir risk teşkil ediyor. Bu zararlı ışınların içinde özellikle UV-C'nin gözler için çok zararlı olduğunu hatırlatan Avrupagöz Aksaray Başhekimi Op. Dr. Said Edipsoy konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ultraviyole ışınlar, göz kapaklarını kaplayan deride kanser, konjanktiva tabakasında kansere, gözde et (piterjium) olarak adlandırılan büyümeye, saydam tabakada ağrılı enflamasyona ve uzun dönemde kornea yüzeyinde bozulmaya sebep olabilir. Ultraviyole ışınlarının katarakt oluşumu riskini artırdığı da bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda."
Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş gözlüğü takmadan güneşe çıkılmaması gerektiğinin altını çizen Edipsoy, bu konudaki hassasiyetin çocuklar söz konusu olduğunda bir kat daha artması gerektiğini belirterek şöyle devam ediyor: "Güneş gözlüğünü aksesuar olarak değil, göz sağlığı için gerekli bir araç olarak takılması gerektiğini küçük yaşlardan itibaren küçüklere aşılamalıyız. Çocukların göz merceğinin ultraviyole ışınları süzebilme yeteneğinin yetişkinlerden daha az."
Zararlı ışınlardan korunmak için gözlerimizi kısmak, gözlerimizi kaçırmak yerine uzmanların önerilerini dikkate alıp ideal bir güneş gözlüğü kullanmak gerekiyor. Güneş gözlüğü camının UV korumalı ve polarize cam olmasına özen gösterilmeli. Ayrıca gözde tam koruma sağlayabilmesi için, üstten, yandan ve yansıyan ışınlardan da koruyacak şekilde dizayn edilmiş olması avantaj sağlayacaktır.