Görme engelli Ulaş Karanfil: "Engelli birey genelde yardım edilen kimse anlayışı var. Ben bu anlayışın karşısındayım. Ulaş Karanfil olarak şunu yapmaya çalışıyorum: Engelli birey yardım edilen değil bilakis yardım edendir"
"Bu ülkeye, onun ötesinde dünyaya bir şeyler katabiliyorsam ben mutlu bir bireyim demektir. Bunu yapabilen kişi engelli de olsa bana göre engelsizdir. Kişinin fiziki engeli değil düşünce engelinin olmaması lazım"
İstanbul'da dünyaya gelen 43 yaşındaki görme engelli Ulaş Karanfil, eğitim hayatını ve yardım faaliyetlerini AA muhabirine anlattı.
Yatılı olarak Sarıyer Veysel Vardal Görme Engelliler Okulu ve Şile 50. Yıl Lisesini bitirdiğini ifade eden Karanfil, bu yıllarda okul ve yurttaki imkansızlıklar nedeniyle zor bir öğrencilik dönemi geçirdiğini anlattı.
Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazanmasına rağmen, öğretmen olan babasının kendisini üniversiteye göndermediğini ifade eden Karanfil, eğitim konusunda annesinden büyük destek gördüğünü dile getirdi.
O dönem üniversiteye gidememenin içinde uhde olarak kaldığını aktaran Karanfil, sonrasında İstanbul Üniversitesi Bilimler Tarihi Bölümünü kazandığını ancak o bölümü de okuyamadığını söyledi.
Çalışmaya başladıktan sonra yeniden üniversite sınavlarına girdiğini ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinin Kamu Yönetimi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümlerini bitirdiğini anlatan Karanfil, iş yerinde karşılaştığı bir sorun sonrasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Sağlık Yönetimi Bölümüne kaydolduğunu, ayrıca İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Coğrafya bölümünde de okuduğunu kaydetti.
Karanfil, öğrenci affının çıkmasının ardından ilk kazandığı bölüm olan Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümüne kayıt yaptırdığını ve haftada iki gün iş yerinden izin alarak okula gittiğini aktardı.
- "1 liralık yardımı bile kayda alıyorum"
Yardım faaliyetlerine 22 yıl çalıştığı İGDAŞ'ta, insanlara faydalı olmak için başladığını bildiren Karanfil, "Birileri çeşitli yardımlar yapıyordu. 'Ben neden yapmayayım' diye düşündüm." dedi.
Sonraki süreçte yardım faaliyet ve organizasyonları gerçekleştirdiğini ifade eden Karanfil, şöyle konuştu:
"Kendi iş arkadaşlarımdan, ailemden ve çevremdekilerden bir şeyler toplayıp önce o tutarları kayda alıyorum. O meblağlarla da yardım yapılacak yerin ihtiyaçlarına göre bir şeyler alıyorum. Tabii bununla ilgili faturayı, belgeyi yardımda bulunan insanlarla paylaşıyorum. Böylece o insanların aklında şüphe kalmıyor. Bir gün aynı yerde çalıştığımız bir bayan kardeşimiz bana 1 lira vermişti. Aradan 3-4 hafta geçtikten sonra 'Ulaş sana 1 lira vermiştim, onu kaydettin mi?' diye sordu. Kaydettiğimi söyleyip kendisine müsait olduğunda kayıt bilgisini atacağımı söyledim. Evdeki bilgisayardan onun verdiği bütün tutarları bulup mail yoluyla kendisiyle paylaştım. Tabii o şaka olarak söylediğini belirtmişti ancak bu işin şakası olmaz, benim onun hesabını vermem gerekiyor. Bana güvenen herkese verdikleri tutarların hesabını isteyebilir. 1 lira dahil hepsini kayda alıyorum."
- Yardımları sınırların dışına uzandı
Bugüne kadar yaklaşık 280 yardımda bulunduğunu dile getiren Karanfil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu organizasyonların içerisinde 70'i aşkın su kuyusu var. Bu yıl lise ve üniversitede okuyan 9 kardeşimize 10 ay boyunca 300 lira burs veriyorum. Ayrıca Marmara Üniversitesindeki 8 kardeşime 8 ay boyunca ayda 200 lira burs veriyorum. İlk su kuyusunu Çad'da açmıştım. İşten ayrıldığım dönemde yürüttüğüm organizasyon yarım kalınca elimdeki miktarı Kızılaya bağışladım ve onların açtığı bir su kuyusu çalışmasında kullanıldı. Geri kalan kuyuların tamamını Bangladeş'te açtık."
Karanfil, yurt dışındaki su kuyusu çalışmalarını Türkiye'den o ülkelere giden gönüllüler üzerinden yaptığını ve tüm kuyuların görsellerini yardımda bulunanlarla paylaştığını söyledi.
Dernek aracılığıyla kurban organizasyonu da yaptığından bahseden Karanfil, bunun dışında maddi durumu iyi olmayan kişiler ve bir caminin ihtiyaçları için nakdi yardımda bulunduğunu kaydetti.
Karanfil, 20'si Marmara Üniversitesi öğrencisi 118 kişilik bir yardımsever ağına sahip olduğunu ve bu sayıyı daha da artırmak istediğini belirterek, "Hayra vesile olup sevap kazanmak amacım. Yaşım 44, ölümün ne zaman ne şekilde geleceği belli değil. İçinde bulunduğunuz konumda ve durumda Allah için bir şeyler yapmaya çalışmak çok değerli bir şey." diye konuştu.
"Okunmayan kitap kalmasın" adlı bir kitap kampanyası da planladığını anlatan Karanfil, bu projede önce evlerde okunmayan kitapların Marmara Üniversitesindeki öğrencilere bağışlanacağını, ardından da öğrencilerin kitapları seslendirerek görme engellilerin hizmetine sunacağını söyledi.
- "Kişinin fiziki engeli değil düşünce engelinin olmaması lazım"
Bir insanın bulunduğu yer neresi olursa olsun oraya değer katması gerektiğini vurgulayan Karanfil, şunları kaydetti:
"Bir insanın kaldığı yurda, yaşadığı mahalleye, şehrine bir şeyler katabilme misyonu olmalı. İçinde bulunduğumuz topluma gücümüzün yettiği oranda bir şeyler yapmalıyız. Bu ülkeye, onun ötesinde dünyaya bir şeyler katabiliyorsam ben mutlu bir bireyim demektir. Bunu yapabilen kişi engelli de olsa bana göre engelsizdir. Kişinin fiziki engeli değil düşünce engelinin olmaması lazım. Fiziki engel bir şekilde aşılabilir. Teknoloji ile yapay göz, protezler çıkar hallolur. Sizin düşünceleriniz sakatsa yani gerçek manada engelliyseniz orada sorun vardır. Çevresine karşı duyarsız, 'Bana ne' anlayışıdır sakat olan. Siz gelecek nesilleri düşünmüyorsanız orada sakatlık vardır. Bu sakatlık ortadan kalkarsa insanlık feraha kavuşacaktır."
Hayatı boyunca bulunduğu her ortamda bir şeyler üretip, değer katma çabasında olduğunu anlatan Karanfil, "Engelli birey genelde yardım edilen kimse anlayışı var. Ben bu anlayışın karşısındayım. Ulaş Karanfil olarak şunu yapmaya çalışıyorum: Engelli birey yardım edilen değil bilakis yardım edendir. Yaptığım organizasyonların amaçlarından bir tanesi de bu. Engelli edilgen değil bilakis etkendir." ifadelerini kullandı.
- "Bana hayatta engel olmadığını öğretti"
Sınıf arkadaşı Mükremin Çifçi ise Karanfil'in bilgi birikimi ve hayata bakış açısıyla kendisini etkilediğini dile getirdi.
Üniversiteye başladığı dönemde bölümü okumak istemediğini belirten Çifçi, şöyle konuştu:
"Ulaş ağabeyle tanıştığımda hayata bakış açım tamamen değişti. Ulaş ağabey görme engelli ama onun hayata bakış açısı tüm engelleri ortadan kaldırıyor. Sınıftaki en aktif kişi Ulaş ağabeydir diyebilirim. Her soruya parmak kaldırır, hiç durmaz. Sürekli yeni insanlarla tanışmaya çalışır. Ben Ulaş ağabeyle ilk başta engelli diye yardım etme amacıyla yaklaştım. Sonra bana hayatta engel olmadığını öğretti. Şu an yakın bir arkadaş olarak görüyorum onu. Yaş olarak benden çok büyük ve tecrübelerini aktarıyor bana. Ondan çok şey öğreneceğimi düşünüyorum."