• BIST 9636.12
  • Altın 2928.974
  • Dolar 34.6381
  • Euro 36.4981
  • Ankara 3 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Bursa 6 °C
  • Antalya 13 °C
  • İzmir 10 °C

Gıda güvenliği kar hırsına kurban ediliyor

Gıda güvenliği kar hırsına kurban ediliyor
Türk Tabipleri Birliği, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, "listeria bakterisi bulaşmış etler" ve bu etlerin piyasa girmiş olmasının toplum sağlığına olası etkilerini değerlendirdi.

Türk Tabipleri Birliği, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, "listeria bakterisi bulaşmış etler" ve bu etlerin piyasa girmiş olmasının toplum sağlığına olası etkilerini değerlendirdi.

GIDA GÜVENLİĞİ KAR HIRSINA KURBAN EDİLİYOR
Enfekte et ciddi salgın tehdidi oluşturuyor
Gıda Güvenliği; üretilen gıdanın tüketiciye hiçbir zarar vermemesi ve gıda maddelerinin kimyasal ve biyolojik tehlikelerden uzak olmasıdır. On bir ton Listeria bakterisi bulaşmış etin piyasadaki gıda döngüsüne karışmış olma olasılığı gıda üreten sektörlere ilişkin üretilen politikaların halkın sağlığını ne kadar ciddi şekilde etkilediğini yeniden gündeme getirmiştir. Gıdanın güvenle tüketilebilir olması insan sağlığı açısından önemlidir ve bunun sağlanmasını garanti etmek kamusal bir sorumluluktur.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Türkiye’de gıda güvenliği konusunda başlıca karar alma organıdır. 2004’te 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname'de yapılan değişiklikle ülke genelindeki gıda üretim tesislerinin denetim yetkisi Sağlık Bakanlığı'ndan alınıp Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na devredilmiştir. Denetim yetkisinin Sağlık Bakanlığı’nda olduğu dönemde bile personel sayısı açısından sıkıntılar yaşanması, denetimlerin etkin ve yeterli olmasının önünde önemli bir engel teşkil etmiştir. Ancak o günden bugüne Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nda ne örgütlenme esasları, ne yasal yaptırımları, ne de personel ve ekipman yeterliliğine ilişkin iyileştirmeler yapılamadığı/yapılmadığı bu olayda gerek denetim, gerek imha sürecinde yaşanan fiyaskolarda netlikle gözler önüne serilmektedir. Tarım Bakanlığı 11 ton enfekte etten, üretim yapan şirketin alıcı şirketle ihtilafa düşmesi sonucunda haberdar olmaktadır. Denetimin, bu süreçten sonra, Teftiş Kurulu aracılığı ile devreye girdiği görülmektedir. Sistemin, enfekte eti kendi denetimleri sonucunda bularak cezai süreci başlatma ve sağlıksız gıdanın piyasaya girmesini engelleme yetisi bulunmamakta ve piyasa dinamiklerinin bunu ortaya çıkarmasına bel bağlamış görünmektedir. Etlerin imha için gönderildiği ama aslında varolmayan bir katı atık şirketi, bu katı atık şirketinde imhayı belgeleyen kamu görevlileri, daha sonrasında ulaştığı iddia edilen köpek çiftliği, 164 bin enfekte hamburger köftesinin toplum tarafından tüketilmesini sağlamış olabilecek kirli bir oyun olasılığını düşündürmektedir. Ayrıca hayvan sağlığının da biricik sorumlusu olan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın, bir hayvan çiftliğine enfekte et transfer edilmesini/edilmiş gösterilmesini engelleyecek sistematiğe sahip olmadığını da ortaya koymaktadır.
Yapılan pek çok düzenleme sadece uluslararası ticaretin kurallarını düzenlemeyi hedeflemekte, ulusal pazarın sağlıklı ve temiz olmasını garanti etmede önemli adımlar atmamaktadır. Ulusal tarım ve gıda pazarını temiz ve hijyenik kılmayı öncelemeyen ve sadece uluslararası pazarda satış garantisi sağlamaya odaklı böylesi bir bakış açısı, diğer ülkelere satılabilecek kadar cazip, temiz ve sağlıklı kılınmış gıdaların dışındaki üretimin ve tüketimin denetimsiz ve sağlıksız olmasına zemin hazırlamaktadır. Oysa kayıt dışılık, merdiven altı üretim ve kayıtlı kuruluşların bile sıkı denetimini ve cezai uygulamaları garanti etmeyen yasal gedikler, insanlarımızın güvenli ve sağlıklı gıda tüketmelerinin önünde önemli engellerdir.
Donmuş gıdaların transferi sırasında soğuk zincirin korunmuyor olması bu bakterilerin sağlığımızı tehdit etme olasılığını artırmaktadır. Küresel fast food devleri ile et işleme tesisi arasındaki ulaşım yanı sıra aynı küresel hamburger zincirlerinin etlerinin bir merkezden dondurulmuş olarak değişik şehirlerdeki şubelerine dağıtılıyor olması, soğuk zincir konusunu daha da önemli hale getirmektedir. Gelişmiş ülkeler açısından bile bu soğuk zinciri sağlıklı bir şekilde tamamlamak önemli bir sorun olarak dile getirilmektedir. Bu beslenme biçiminin hem ilgili transfer hem de pişirme yöntemi nedeni ile “soğuk sever” bakterilere karşı gıda güvenliği konusunda sıkıntılı olduğu Dünya Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) raporlarında da bildirilmektedir. Sermayenin pratik ve karlı bulduğu zincir işletmeler, tek merkezden transferler ne yazık ki gerçek hayatta, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde, karşılığını bozulmuş etler, insan sağlığını tehdit eden salgınlar olarak bulabilmektedir.
164 bin listeria ile enfekte hamburger köftesi piyasaya girdi ise ne gibi sağlık riskleri oluşabilir?
Listeria monocytogenes, listeriozis etkeni olan gıda kaynaklı bir bakteridir. Özelikle bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, yaşlılarda, hamilelerde ve çocuklarda %20–30 gibi yüksek ölümlülükle seyreden hastalık tabloları oluşturabilir. Özellikle yeni doğanlarda menenjit tablosuna yol açabilir. Gebelerdeki hastalık özellikle önemli bir durumdur. Gebelikte enfeksiyon bulguları olmaksızın düşük, erken doğum, plasenta ve zarların enfeksiyonu, intra uterin gelişme geriliği ve bebek ölümlerine sebep olabilmektedir. Listeria monocytogenes gıda kaynaklı salgınlara yol açan bakteriler içinde en çabuk yayılma özelliği gösteren ve öldürücülüğü en yüksek olanıdır. Bu hız salmonella ve clostridium botulinumu aşmaktadır. Koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlarda da meningo ensefalit tablosu ile klinik durum ortaya çıkabilmektedir. Görüldüğü üzere 164 bin listeria ile enfekte hamburger köftesi ciddi bir salgın tehdidini de beraberinde getirmektedir.
Yeterli ve temiz gıdaya erişmek mevcut küresel pazar dinamikleri içerisinde giderek zorlaşmaktadır. Üstelik mevcut dinamikler, bu temel insan hakkının kullanımında ciddi eşitsizlikler de barındırmaktadır. Uluslararası ticaretin kurallarını düzenleyen mekanizmalar sadece gelişmiş ülkelerin sağlıklı ve temiz gıdayı tüketmelerini garanti edecek şekilde kurgulanmamalıdır. Ülkelerin kendi iç pazarlarını temiz ve sağlıklı kılacak mekanizmalar da güçlendirilmelidir. Kamunun rolü, ülkedeki tüm bireylerinin sağlıklı ve temiz gıda tüketmelerini sağlayacak şekilde güçlendirilmeli, kaynakları artırılmalı, denetim ve cezai yaptırım mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Kirli ve hastalıklı gıdaları tüketmemize neden olan tüm mekanizmaları, sağlık hakkı ihlali olarak değerlendirip, şiddetle karşı durmamız gerekmektedir.
 



Bu haber toplam 2611 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim