Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Hülya Avşar'ın Kanal 1'de yayınlanan programında sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın sağlıkla ilgili sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Hülya Avşar - Bu ülkenin vatandaşıyım diye gururla yaşıyor olmamızın sebeplerinden bir tanesi en başta sağlığımız. Görüyorum tabi ki sağlık açısından vatandaşlarınıza her türlü kolaylığı tanıdınız, bunun farkındayız.
BAŞBAKAN – Şimdi benim alanım ekonomi ve yönetim. Bizim özellikle 3 konuyu koordine etme işlemini devlet üstlensin dedik. Devlet hastaneleri, SSK hastaneleri, Vakıf hastaneleri yani özel hastaneler. Şimdi biz hastanelere yatırım yapıyor muyuz, yapıyoruz. Dedik ki, mevcut hastaneler var. Nedir bu özel sektörün hastaneleri var. Kaldı ki özel sektör ben daha da yatırım yaparım diyor. Benim şu anda mali kaynaklarım azsa, ben özel sektörün bu alana girmesini teşvik edeyim. Özel sektör bu alanın içerisine girsin, ben ondan hizmet alayım. Dolayısıyla hem yatırımdan kurtulmuş olayım. Ben ondan sadece hasta başına belirleyelim, yalnız burada suistimal olmasın. Suistimal olmadığı takdirde, siz buradan ciddi bir rant elde edersiniz. Nedir bu rant? Düşünelim, bir hastaneye yatırım yapacaksınız. Bu hastanede istihdam, bu hastanede bütün cari harcamalar, bütün bunların bedelini şöyle bir tarafa koyduğunuz zaman, bunların sadece yıllık faiz hesaplarını yapsanız özel sektörle olan bu işletme mantığı içerisinde bunun çok daha ülke için yararlı olduğunu göreceksiniz.
Hülya Avşar - Buna bir zaman mı gerekiyor.
BAŞBAKAN - Hayır bu zaman içerisinde oturacaktır bu sistem.
Hülya Avşar - Bu zaman dediğiniz... Biraz aceleci bir milletiz biz çünkü. Hep zaman zaman kelimesi...
BAŞBAKAN – Onun için de biz tabi olayı ister istemez çok daha sıkı tutuyoruz. Mesela şimdi, yaptığımız düzenlemelerde diyoruz ki, bir fiyat belirledik. Şimdi özel hastanelerle, devlet hastaneleri anlaşıyor. Çalışma Bakanlığı, bu anlaşmayı yaptıktan sonra, diyor ki size bu bedelin üzerinde biz yüzde otuza kadar fark veririz. Daha fazla vermeyiz. Şimdi burada biz tercih hakkını kime bırakıyoruz, vatandaşımıza bırakıyoruz. Şimdi burada tabi bazı yanlışlar duyuyoruz biz. Nedir, bazı yerlerde bıçak parası adı altında paralar alınıyor. Vatandaşlara düşmüş, bakıyorsunuz onlardan daha fazla paralar alınıyor ama, benden bu para alındı diyemiyor. İşte bir özel hastanede yattım, deme uğruna bunu veriyor. Biz burada da işte diyoruz ki, burada bakanlığımıza gerekli olan duyurular yapılırsa, biz gerekirse bu hastanelerle bütün anlaşmalarımızı iptal ederiz. Çünkü böyle bir şeye dayanmamız mümkün değil.
Hülya Avşar - Bunu çok iyi denetleyebiliyorlar mı acaba?
BAŞBAKAN - Tabi işte az önce ifade ettiğiniz o denetim mekanizması her geçen gün artacak. O daha da güçlenecek. Ve bu noktada biz de eksiklerimize bakıyoruz, çünkü bir sistemi oturtuyorsunuz, kolay değil. Bir evden bir eve taşındığınız zaman bile yerleşene kadar, bir çok oradaki eşyalarınızı bulmakta zorlanıyorsunuz. Burada sistem değiştiriyorsunuz. Bu sistemi değiştirirken, tabi ki bazı aksamalar olacak ama, bu aksamaların ben çok uzun süreceğine inanmıyorum. Çünkü arkadaşlarımız ciddi bir tecrübe sahibi oldular. Halkımızın bilinçlenmesi lazım. Halkımız bu arada bilinçleniyor. Ve bir rekabet başladı. Bu rekabet nedir, sağlık kurumlarımızın arasında daha iyi hizmet verebilme anlayışı yerleşmeye başladı. Çünkü iyi hizmet vermeyene benim vatandaşım bundan sonra gitmez. Bu hastanenin iyi bakımı vardır der, oraya gider. Devlet hastanelerinde, üniversitelerimizde, vakıf hastanelerinde bütün bunlar oturduğu anda inanıyorum ki, benim vatandaşım işte ah demeyecek. Diyecek ki ben hamdolsun Türkiye vatandaşıyım ve benim artık ülkemde sağlıkta bir sıkıntım kalmadı. Çünkü hatırlayın şöyle bir beş sene öncesini. Koğuş tipi hastaneler, orada sekiz kişi, on kişi yatıyor. Koskoca koridorda bir tane tuvalet bulursunuz, banyo bulursunuz. Sağlam girin, hasta çıkarsınız. Böyle bir dönemdi ama, şimdi bizim artık bir yataklı, iki yataklı odalarımız, her odada tuvaleti banyosu mevcut ve çok daha sıkı bir denetim. Bizzat ben gittiğim illerde bu tür hastanelerimizi denetliyorum. Tabi yeni yapılanlarda, eskilerde bu mümkün değil. Eskilerden de şimdi yavaş yavaş yıkıma başladık. Yenisini yapıp, eskisini yıkıyoruz. Eğer ihtiyaç daha fazlaysa, onun yerine de gerekirse yeni bir hastane yapıyoruz. Ama, Türkiye genelinde bunu yaygınlaştırmak suretiyle, artık vatandaşlarımızın fevkalade bir hal olmadıktan sonra bir ilden, diyelim sizin memketiniz Kars'tan çıkıp da, benim vatandaşım Erzurum'a gitmesin veya Ankara'ya gelmesin. Benim Kars'lı vatandaşım, Kars'ta şifasını bulabilsin.
hurriyet.com.tr