Noyan Doğan | Yorum Genel Sağlık Sigortası'nda sorun, ne harcamaların artacak olması ne de sağlığın finansmanı. Tek bir sorun var, o da kayıtdışı. Emekli olup da çalışanların yanı sıra işsizler de sisteme çekilebilirse işte o zaman aktüel denge kurulacak, dışarıdan desteğe gerek olmayacak.
Geçenlerde Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Sami Türkoğlu ile sohbet ediyoruz... Malum, sosyal güvenlik reformu çerçevesinde Genel Sağlık Sigortası da (GSS) Meclis'ten geçti ve Cumhurbaşkanı'nın onayını bekliyor. Fakat GSS, gerek hazırlık aşamasında gerekse de Meclis'ten çıkığı haliyle özellikle işçi kesiminden çok ciddi eleştiri alıyor; olayın sosyal tarafı unutuldu diye.
Sami Türkoğlu'na bu eleştirileri soruyorum... Türkoğlu, önceki mevcut sistemlerin birleştirilip, Türkiye'ye ilk defa sigorta sistemi getirildiğini söylüyor ve "Ondan da önemlisi, genel sağlık sigortası mecburi ve tüm nüfusu her ne olursa olsun kapsayan bir sistem" diyor.
Bu aşamada kafamı kurcalayan temel sorun şu: GSS ile her şey ödenecekse -ki ödenecek- herkes sağlık sigortası kapsamına alınacaksa -ki alınacak- ve herkes de en iyi sağlık hizmetinden yararlanacaksa -ki söylenen o-, peki kaynak nerede? Yani, bu maliyet nasıl karşılanacak?
Sami Türkoğlu, ilginç bir yorumda bulunuyor: "Türkiye'nin en büyük problemi şu anda bu harcamaları finanse etmek ya da harcamaların artması değil, kayıtdışı."
Sohbetimiz sırasında Sami Türkoğlu ile uzun zamandır tartışılan ve benim de bu köşede birkaç kere değindiğim özel sağlık kuruluşlarının katkı payı konusunu da konuştuk... Türkoğlu, yasanın Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayacak sağlık kurum ve kuruluşlarına farkla ilgili bir tavan getirdiğini belirterek şunları söylüyor:
"Asgari uygulanacak maksimum tavan oranı bakanlar kurulu tarafından belirlenecek. Sosyal Güvenlik Kurumu da kurulun belirlediği tavanı geçmemek kaydıyla sağlık kuruluşları ile sözleşme imzalayacak. Ama Sosyal Güvenlik Kurumu, bakanlar kurulunun belirlediği tavanı birebir uygulayacak diye bir şey yok. Sadece o tavanı geçemeyecek. Altında bir oranı da uygulayabilir."
Israrla fark oranını öğrenmek istiyorum, Türkoğlu'ndan. Bakanlar kurulundan sonra açıklamanın daha doğru olacağını savunuyor.
Son olarak, özel hastanelere yönelik belirlenecek farkı hastanelerin kabul etmeyip, sözleşme imzalamaması halinde nasıl bir plan öngördüklerini soruyorum... Türkoğlu, "Özel sektör olması lazım" diyor ve ekliyor: "O yüzden de hiçbir zaman hesaplarımızı özel sektör yokmuş gibi yapmadık. Özel sektörün dışında olabileceği bir ihtimali düşünmek bile istemiyoruz. Böyle bir çalışmamız da olmadı. Özel sektör bu işin içinde olacaktır."