• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • Ankara 0 °C
  • İstanbul 3 °C
  • Bursa 3 °C
  • Antalya 8 °C
  • İzmir 7 °C

Geleceğin anahtarı burada

Geleceğin anahtarı burada
İnsan vücudunda her geçen gün keşfedilen genler, yeni hastalıklara çare olarak gösterilirken genler beslenme için de önemli hale geliyor.

Nutrigenomik... Pek çoğunuz bu terimi ya duymamışsınızdır ya da çok az duymuşsunuzdur. Besinlerle genler ilişkisini anlatan bir bilim dalı olan nutrigenomik ile zayıflamak, çeşitli hastalıklara çare bulmak mümkün. İsmine bakmayın, nutrigenomik dünyaca 'Geleceğin anahtarı' olarak görülüyor.

Nutrigenomik Uzmanı Dr. Nurhayat Gül besinlerle genler arasındaki ilişkiyi anlattı... Dr. Gül'den beslenme tarzımızın genetiğimize nasıl etki ettiğini, beslenme şeklimizin hangi hastalıkları tetiklediğini öğrendik...

Basitçe nutrigenomik nedir?
İnsan genom projesinin 2003’de başarı ile bitirilmesi ve moleküler biyoloji alanında teknolojideki hızlı ilerleme tıp ve beslenme alanında yeni bir çağın başlamasına öncülük etti. Tıpkı ilaç endüstrisinin insan genom projesinin tamamlanması sonucunda elde edilen bilgiler ile hastanın genetiğine uygun ilaçların tasarlanması beklentileri gibi aynı şekilde yiyecek endüstrisi de tüketicinin genetik yapısına uygun olarak yiyecek ve aktif besinlerle sağlığı sürdürmek ve hastalıklardan korunmasını sağlayacak bir imkana erişti.

Bu yeni çağ moleküler beslenme çağıdır. Bu genler ve besinlerin etkileşimidir ve iki ayrı yöne doğru ilerler. Nutigenomik ve nutrigenetik.

Moleküler beslenme besinlerin genlerle etkileşimi bilimidir. Nutrigenomik besinlerin (nutrient) gen üzerindeki düzenleyici veya muhtemel etkilerini inceler. Bunun karşıtı olarak Nutrigenetik ise bireyler arasındaki genetik farklılıkların belirli besinlere karşı verdiği cevabı analiz eder. Bu kapsamda nutrigenetik, genetik polimorfizmler(aynı gendeki bireye özgü farklılıklar, kişilerin aynı duruma farklı şekilde cevap vermelerinin nedenidir ) ve klinik deneyim kapsamında beslenme tedavisinin ilaç gibi bireye uygulandığı bilim dalıdır.

Farmakogenetiğe de burada değinmek gerekir. Hastanın genetik yapısına uygun geliştirilmiş ilaç keşfetme çabaları yahut ilaç metabolizmasındaki genetik farklılıkların ilacın hastada nasıl edeceğini belirler.

Nutrigenetik de tüketicinin besinlerin metabolizmasında görevli genlerindeki farklılıklar dolayısıyla sağlığını korumak amacıyla tüketeceği yiyecekler hakkında bilgilenmesini sağlar.

Örneğin tek gen hastalıklarından fenilketonüride fenilalanin kısıtlanır. Galaktozemi hastalarında da galaktozsuz diyet basit bir gen testine dayanılarak verilen bir reçetedir.

Genetik yapı değişir sandık yıllar boyunca… Değişen ne oldu?
Evet genetik yapı binlerce yılda içinde bulunduğu çevresel şartlara cevap vermiştir. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz coğrafya ve etnik özelliklerimiz genetiğimizi etkiler. Örneğin Türk halkının yüzde 70’inde laktoz intoleransı vardır. Yani biz süt ve peyniri tam sindiremeyiz. Ancak yoğurt bu coğrafyadan çıkıp tüm dünyaya yayılmıştır. Bunun anlamı şudur. Laktoz intoleransının bizimki kadar sık olmadığı yerlerde yoğurt yoktur.

Epigenetik ise önemi yeni anlaşılan bir alandır. Epigenetik gen diziliminde yapısal bir değişiklik olmaksızın gen işlevinde değişiklik olması şeklinde açıklanır. Artık epigenetik değişikliklerin genetik mutasyonları tamamladığı ve alerjilerden astıma, romatoid artritten Tip 2 diyabete, obezite, barsak hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar ve kansere kadar bu hastalıkların gelişimi ve ilerlemesinden sorumlu olduğu açıklık kazanmıştır.

Beslenme genetiği değiştiremez ama epigenetik düzeyde değişiklik yapabilir. Daha doğrusu besinlerdeki aktif olan bitkisel kimyasallar bunu yapar. Yiyecekler makrobesinler ve mikrobesinler olarak ikiye ayrılır. Makrobesinler protein, karbonhidrat ve yağlardır. Mikrobesinler ise vitaminler, antioksidanlar, bitkisel kimyasallar ve minerallerdir. Ve bunlar epigenetik değişiklik yaparlar ve hem hastalık yapabilir hemde hastalıktan koruyabilir hatta bazı hastalıkları geriye çevirebilirler.
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 6543 defa okunmuştur
Haberin Devamı  1 2 3 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim