• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 2 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 5 °C
  • Antalya 12 °C
  • İzmir 9 °C

Gecikmiş Konuşma ve Dil Sorunu Erken Dönemde Tedavi Edilmeli !

Gecikmiş Konuşma ve Dil Sorunu Erken Dönemde Tedavi Edilmeli !
Gecikmiş Dil ve Konuşma Sorunu anne ve babaların çözmekte zorlandıkları rahatsızlıklar arasında yer alıyor.

 

Gecikmiş Dil ve Konuşma Sorunu anne ve babaların çözmekte zorlandıkları rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Üsküdar Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÜSESKOM)  Müdürü Prof. Dr. Ahmet Konrot, gecikmiş konuşmaya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Çocuklar konuşmayı dinleyerek öğreniyor

 Konuşma denildiğinde aklımıza ilk gelen şeyin, insanların doğal olarak üretebildikleri kimi seslerin dilin sistematiğine uygun olarak kullanılması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Bir başka ifade ile konuşma, sözel dilin seslerle ifade edilmesidir. Çocuklar dili ve konuşmayı, çevrelerinde konuşulan dili dinleyerek ve işittiklerini uygulayarak öğrenirler. Bu yol, dil kodunun kurallarını edinmelerini sağlar.  Konuşma yoluyla ifade edilen dil hemen öğrenilmez, zaman içinde yerleşir, edinilir.” dedi.

1 yaşındaki çocuk bir-iki kelime kullanmalı

Konuşmanın yaşa göre gelişim gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Farklı yaşlarda farklı davranışlar beklenir. Örneğin 1 yaşında çocuk bir-iki kelime kullanmalı, ‘Buraya gel’ gibi basit istekleri takip edebilmeli ve ‘Ayakkabıların nerede?’ gibi basit soruları anlayabilmelidir. 2-3 yaşlarında, iki ya da üç kelimelik cümleleri konuşurken veya bir şeyler sorarken dilini kullanmalı ve iki isteği aynı anda yerine getirebilmelidir. Örneğin ‘Topunu getir ve masanın üstüne koy’ gibi. Ayrıca çocuğun konuşması hem aileye hem de onu tanımayanlara anlaşılır olmalıdır. Her çocuğun kendine özgü gelişimi vardır.” diye konuştu.

İşitme kayıpları, konuşmayı geciktirebilir

Konuşmayı geciktiren bazı etkenler olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Doğum öncesi, doğum anı ya da doğum sonrası nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan anatomik, nörolojik, fizyolojik özellikli durumlar, bebeğin iletişim-dil-konuşma becerilerinin gelişmesini de olumsuz yönde etkileyebilir.  Örneğin işitme ve görme özellikle yaşamın ilk yıllarında dil ve konuşmanın öğrenilmesi için çok önemlidir. Görme, seslerin kaynağını keşfetmemize yardımcı olur. İşitme, sesler arasındaki farklılıkları ayırt etmemizi, konuşma seslerini tanımamızı, onların akustik özelliklerine ait bilgileri edinmemizi sağlar. Hafif işitme kayıpları bile çevrelerindeki dil ve konuşma girdilerini kaçırmalarına sebep olabilir ve önemli gelişimsel gecikmelerle sonuçlanabilir.” uyarısında bulundu.

Zihinsel gelişim sürecindeki olumsuzluklar da konuşmayı geciktirebilir

“Duyu organlarından gelen uyaranların ilişkilendirilmesi bilişsel, zihinsel bir süreçtir” diyen Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Bir bebek işitiyor ama bunları anlamlandırmada sorunlar yaşıyorsa, buna bağlı olarak dil ve konuşma gelişiminde de sorunlar yaşayabilir. Dolayısıyla dil ve konuşma gelişimin nedenlerinden birisi de zihinsel gelişim sürecinde ortaya çıkan olumsuzluklardır. Bazen çocuklar dilin kurallarını öğrenebilmek için yeterli dil girdisine maruz kalmayabilirler. Çocuk konuşmaya ihtiyaç duymayabilir çünkü aileler konuşmadan ziyade,   çocuğun işaretlerine ve jestlerine hemen karşılık verirler. Ayrıca birçok dil özrünün tanımlanabilen bir nedeni yoktur.” diye konuştu.

100 çocuktan 7’sinde gecikme sorunu var

Uluslararası literatüre bakıldığında çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan gecikmiş dil ve konuşma bozuklukları oranının % 3-15 arasında değişkenlik gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Ülkemizde yapılan çalışmalarda da benzer oranlar elde edilmiştir. Erken çocukluk döneminde Türkiye’de ortalama 100 çocuktan en az 7’sinde gecikmiş dil ve konuşma sorunu vardır demek yanlış olmaz.” dedi.

Erken müdahale çok önemli

Ailelerin çocuklarının dil ve konuşma sorunu olduğundan şüphelendikleri anda uzmana başvurması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Aileler kaygı duymaya başladıkları zaman ve gecikmeden uzmana başvurmalıdır. Hiçbir çocuk yardım almak için küçük değildir. Eğer bir sorun varsa, erken müdahale önemlidir. Eğer sorun yoksa içleri rahat eder. Bu amaçla çocuklarda iletişim-dil-konuşma gelişimi konusunda bilgi ve beceriye sahip, alanında yetkin bir dil ve konuşma terapistine başvurmalarını öneririm” şeklinde konuştu. 

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2029 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim