Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydan Biri, gebeliğin 10. haftasında annenin kanı ile yapılabilecek genetik tarama testini devrim olduğunu belirterek, "Gerçekten kadını özgürleştiren bir devrimdir. Çok erken haftada yapılması çok önemlidir" dedi.
Tarama testinin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Biri, testle annenin kanından, bebeğe ait hücrelerin içindeki DNA'dan alınan parçaların incelendiğini ifade etti.
Tanı testlerinde ya amniyotik sıvıdan ya plasentadan ya da kordondan girilerek doğrudan bebeğe ait bir materyal alındığını ve bunların genetik yapısının incelendiğini anlatan Biri, şu bilgileri verdi:
"Bütün kromozomları sayı ve yapı olarak her açıdan inceleyebiliyorsunuz. Tam doğruluk açısından hala bunun üzerine çıkan bir test yöntemi geliştirilemedi. Bir hekimin veya bir ailenin gözden kaçıracağı en önemli kromozom hastalığı da down sendromu oluyor. Bu yüzden de yoğunlukların tümü bunun yakalanmasıyla ilgili oluyor. Bu yeni teste tarama denilmesinin amacı, riskli grubu belirliyor ve kişiyi, hekimi kesin tanı testlerine yönlendiriyor. Çünkü bütün gebelerde amniyosentez yapılamayacağı için bu tarama testi önemli bir araç, yöntem haline geliyor. Kaldı ki, 500 down sendromlu vaka yakalayacağım diye belki de bir o kadar bebek kaybedeceksiniz. Dolayısıyla hekim, operatör deneyimli değilse işlemlerin riski çok yüksek olabilir. Bu kadar çok girişimin, geç haftalara kadar tanı işlemlerin önüne geçilmesi gibi durumların ortadan kalkması amacıyla bu tarama testi önemli. Bu test gerçek anlamda bir devrimdir. Gerçekten kadını özgürleştiren bir devrimdir. Çok erken haftada yapılması çok önemlidir. Gebeliğin 10. haftasında anne kanına yeterince bebek hücresi geçmiş oluyor. Bu haftada yapılan testin sonuçlarını 2 hafta sonra alabiliyoruz."
Biri, tanı testi ne kadar doğru olursa, ikinci basamak işlemlerin daha az yapılabileceğini ve zararlarından korunabileceğini dile getirerek, bu konudaki analizlerin daha saflaştırıldığını, daha özel, spesifik bölgelerin incelenmeye başlandığını ve hata payının en aza indirilmeye çalışıldığını anlattı.
Bu nedenle tanı testinden çıkan sonuçların yüzde 99,7 oranında doğruluk payı içerdiğini ifade eden Biri, "Bu test, sıkıntılı kromozomları incelemek için büyük bir araç görevi görüyor. Bu tarama testiyle beraber önemli bir grup hastaya gereksiz yere diğer tanı testlerini yapmış olmuyoruz" diye konuştu.
- "Amacımız Türkiye'de laboratuvar kurmak"
Ariosa Diagnostics Direktörü Sabah Öney de dünyadaki hem hekimlerin hem de hamile kadınların aldıkları sağlık işlemlerine çok daha iyi ve yüksek yararı olan bir test geliştirmek olduğunu söyledi.
Uzun çalışmaların ardından 2012'de testin Amerika'da piyasa çıkarıldığını ve hızlı bir şekilde de Türkiye'ye getirildiğini anlatan Öney, "Şu anda Amerika'daki en yüksek teknolojimizle üretilen testler şu anda Türkiye'de kullanılıyor. Bunu da devam ettirmeyi düşünüyoruz. Amacımız da ileride bu laboratuvarlarımızı, bütün hastalarımıza yardımcı olacak şekilde, hamileliklerinde oluşabilecek sorunları an düşük düzeye indirmektedir" ifadelerini kullandı.