Ailesiyle Almanya'da yaşayan ve halk arasında "fil hastalığı" adıyla bilinen lenf ödemine 2005'te yakalanan 16 yaşındaki Akter,10 yıl boyunca bu ülkedeki ve Avrupa'daki hastanelerde şifa bulamayınca İstanbul'a geldi.
TÜRKİYE'DE İLK KEZ UYGULANIYOR
Türkiye'de ilk kez uygulandığı belirtilen lenf nakli yöntemiyle sağlığına kavuşan Akter ve nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Mehmet Veli Karaaltın, düzenlenen basın toplantısında hastalık ve tedavi sürecini anlattı.
Böcek ısırması sonucu ayağının şişmesiyle hastaneye gittiğini söyleyen Akter, "Sağ bacağımı böcek ısırdı ve ayağım şişmeye başladı. Ayaklarımda yaralar oldu. 3 sene sonra şişlik sol bacağıma yayıldı. Daha sonra bütün bacağım şişti ve lenf damarlarımın tıkandığını söylediler" diye konuştu.
AVRUPA'DA 10 YIL BOYUNCA SADECE MASAJ VE FİZİK TEDAVİ GÖRDÜ
Hastalığı için tedavi yöntemi bulamadığını dile getiren Akter, "Almanya ve Avrupa'da birçok doktora gittik. Hastalığımın genetik olduğunu ve tedavisinin bulunmadığını söylediler. 10 yıl boyunca sadece masaj ve fizik tedavi gördüm. Ağrılarım ve bacaklarımdaki şişlikler azalmadı" dedi.
Tedavisi için ailesiyle çare aradığını anlatan Akter, İstanbul'daki özel bir hastanede Doç. Dr. Karaaltın'ı bulduklarını aktardı. Türkiye'de boyundan alınan lenf ve damarların ayağa nakledilmesi yöntemini ilk kez uygulayan Karaaltın da fil hastalığı ve tedavi sürecini anlattı.
"ÖNCELİKLE HASTALIKLI BÖLGE ŞİŞİYOR"
Karaaltın, söz konusu hastalığın evreler halinde gerçekleştiğini, öncelikle kişinin hastalıklı bölgesinin şiştiğini ve rahatsızlığın gittikçe "fil hastalığı" denilen hali aldığını belirtti.
Akter'in boynundan alınan sağlıklı lenflerin, damarlarıyla birlikte kök hücre yöntemiyle bacaklarındaki hastalıklı bölgeye nakledildiğini söyleyen Karaaltın, "Burada özetle başka bir bölgeden lenf nakli yaptık. Boyun bölgesi, lenf açısından zengin bir bölge. Boyundan lenf düğümlerini mikrocerrahi yöntemiyle damarlarıyla birlikte alıp, lenf bezleri ve damarların çalışmadığı bölgeye aktardık" şeklinde konuştu.
Neval Akter, ayaklarındaki şişliklerin azalmasından dolayı mutlu olduğunu ifade ederken, Doç. Dr. Karaaltın da Akter'in tedavisine 3-6 ay kadar devam edileceği bilgisini verdi.