Bize gelen sorulardan birisi de bilerek ve isteyerek masum insanları FETÖ üyesi diye kamu görevinden çıkaranların sorumluluğunun olup olmadığı yönündedir. Yani FETÖ mensubu tespitinden ziyade fırsatçılık yapanların yaptırımının olup olmadığıdır. Bu yazımızda bu konuyu izah etmeye çalışacağız.
667 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname” ile Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu personelinin görevlerinin nasıl sonlandırılacağı ve bu yapıya acımadan mücadele edileceği açıkça belirtilmiştir.
Buna göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda belirtilen personel ile diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgisine göre ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılmaktadır.
Bu KHK'nin Sorumluluk başlıklı 9'uncu maddesinde ise; “Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” hükmüne yer verilmiştir.
Burada yer verilen sorumsuzluk mutlak değildir. Yani oluşturulan kurul karar verirken aynı şartlar altında ensesi kalın bir memur hakkında hiçbir işlem yapmazken garibanlar hakkında bir işlem yaparsa ve bu durum da tespit edilirse işte sorumluluk burada devreye girmektedir. Yoksa kurul adil ve eşit bir davranış sergiler ve sonucunda da yanlışlık yapılırsa burada sorumsuzluk devreye girmektedir.
Bize gelen bilgilere göre örnek olması gereken bir kurum aynı şartlardaki personelden biri hakkında hiçbir işlem yapmazken, diğerleri hakkında işlem yapmaktadır. Kişisel nedenlerden dolayı masum olduğu bilinen memurların kamu görevinden çıkarılması ve bu durumun tespiti büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Hele hele bir de bu işlem sürecinde kin ve garazla hareket etme varsa işlem yapanların kendini kurtarması oldukça zordur ve burada sorumsuzluk devreye girmez. Kamu görevinden haksız yere çıkarılanların düştükleri durumlar dikkate alındığında konunun ne kadar hassas olduğu görülecektir.
Bu nedenle ey kurul üyeleri; 1- FETÖ mensuplarına acımayın, 2- Hatır gönül dinleyerek yanlışa imza atmayın, 3- Birini kurtaracağım diye ayrımcılık yapmayın, 4- Ensesi kalınları koruyayım diye kendinizi yakmayın, 5- Kimsenin gazına gelerek masum insanları FETÖ mensubu diye kamu görevinden çıkarmaya kalkışmayın, 6- Bu işin kul hakkı olduğunu ve yanlış hesabın Bağdat'a varmadan döneceğini unutmayın, 7- Gök kubbenin altında hiçbir şeyin gizli kalmadığını bilin.
Özel sektör hizmetlerim memuriyette nasıl değerlendirilir?
3.7.2015'te memuriyete başladım. Memuriyet öncesi özel sektörde 218 gün sigortalılığım var. Bu süreyi çalıştığım kuruma bildirdim. Bu önceki çalışma süremin yıllık izin ve diğer haklarıma katkısı nedir?
5510 sayılı Kanun 15.10.2008 tarihi itibarıyla 4/c sigortalıları açısından yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce memur olanlar 5434 sayılı Kanun'a tabi olacaklardır. Bu tarihten sonra memur olanların ise emekliliğe esas derece ve kademeleri söz konusu olmayacaktır. Yani bunların emeklilikte prime esas kazançları esas alınarak emekli maaşları hesaplanacaktır. Bu nedenle de özel sektördeki prime esas kazançlarınız emeklilikte dikkate alınacak, ama emekliliğe esas derece ve kademe söz konusu olmayacaktır.
Diğer yandan, 657 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesinde hangi hizmetlerin kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde dikkate alınacağı belirtilmiştir. Sizin GİH sınıfında memuriyete başladığınızı varsayarsak hizmet sürenizin kazanılmış hak aylık derece ve kademenizde dikkate alınması mümkün değildir.
Özel sektör hizmetleri yıllık izinde esas alınır mı?
Yıllık izin süresinin belirlenmesinde; hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylık derecelerinin hesabında değerlendirilen hizmet süreleri dikkate alınmaktadır.
Yıllık izin süresinin hesabında kullanılan süreler bakımından aday memur ile asil memur arasında hiçbir farklılık bulunmamaktadır.
Aday memurlar, kamu kurum ve kuruluşlarında geçirdikleri hizmet süreleri ile askerlikte ya da kazanılmış hak aylığında sayılabilecek türdeki özel sektördeki hizmet toplamının bir yıldan fazla olması halinde, aday olarak göreve başladıkları tarih itibariyle de yıllık izin hakkına sahip olabileceklerdir. Özel sektörde geçen hizmet sürenizin kazanılmış hak aylık derece ve kademenizde dikkate alınacak hizmetlerden olup olmadığını bilmediğimiz için ve GİH'te memur olduğunuzu varsaydığımızda hizmet süreniz yıllık izinde dikkate alınmayacaktır.
İntibakımda sorun var mı?
8. dereceli kadroda kazanılmış hak aylığı 9/3, lisans diplomasını verdim. Derecem 5/1 olması gerekirken kurumum 631 sayılı KHK ile 7/7 yaptı ve bir sonraki sene bir derece aşağı inersin dedi. Ancak, 657 sayılı Kanun'un 67'nci maddesinde öğrenim durumuna göre üst derecelere yükselirsin denilmektedir. Bir hak mahrumiyetimin varsa tarafınızca değerlendirebilir misiniz?
Konunun 657 sayılı Kanun'un 67'nci maddesiyle doğrudan ilgisi yoktur. İntibak işlemi 657 sayılı Kanun'un 36/A-12/d maddesine göre yapılmaktadır ve intibakta kadro şartı da yoktur. Dolayısıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademenizin 7/7 ye getirilmesi doğru değildir. Bir dilekçeyle kurumunuza konuyu sormanız halinde sorun çözülecektir diye düşünüyorum. Şayet çözülmezse alınan cevabı bize gönderirseniz konuyu yeniden inceleyebiliriz.
YAZININ ASLINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
