Koronavürüs günlerinde eşler birlerine karşı anlayışlı olmalı
Koronavirüsün (Covid 19) yaygınlaşması ile beraber hepimiz; kendimiz, ailemiz, yakın çevremiz, sevdiklerimiz ve toplumumuzun sağlığı konusunda endişelendik. Oluşan bu endişe, panik ve korku duygusu ile ailemiz içerisinde çeşitli önlemler aldık. Sokağa çıkmamaya, normal zamanda yatığımız birçok şeyi yapamamaya başladık. Kişilerin günlük hayatında ve rutin düzenindeki değişiklikler, sosyal ve ekonomik zorluklar, gelecekte yaşanacakların belirsizliği, hastalık ile ilgili yaşanan endişeler stres düzeyimizi artırdı. Yaşadığımız stresle sağlıklı bir şekilde baş edemez hale geldik. Bu stres ise eşler arasında tutum ve davranışların değişmesine, duygusal problemlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Stresi her ikinizin de yaşadığını unutmayın
Eşler öncelikle bu stres duygusunu her ikisinin de yaşadığını fark etmesi gerekir. Eşler arasında oluşan stres düzeylerinin farklılığı; stresle baş etme becerisini etkiler ve gelecekteki ön görülen belirsiz durumlara karşı toleransı azaltır. Bu gibi durumlarda empati kurmak, hissedilen duygunun ortak olduğunun farkına varmak gerekir. Bu duygu ile daha sağlıklı başa çıkabilmek adına kişilerin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine olanak sağlanması gerekir. Koronavirüs dışında farklı konulardan bahsetmek, kişilerin ilgi alanları dahilinde evde keyif alabilecekleri ortak aktivitelerde bulunmak, odağımızı stres oluşturan durumlardan farklı bir noktaya çevirmek yaşadığımız durumu daha iyi anlamamıza fırsat sağlayacaktır.
Evden çalışan eşlere tavsiyeler
Sakin ve güvende hissedebilmek, zorlu yaşam olayları karşısında kişilerin ihtiyaç duyduğu en önemli duygular arasında yer alır. Ancak unutulmamalıdır ki bu yaşadığımız olumsuz duygular ile beraber hayat olağan akışında devam eder ve sorumluluklarımız bizleri beklemektedir. Bu sorumluluklar arasında şüphesiz iş yaşamı da bulunur. Eşler gün içerisinde evde çalışırken, bu çalışma düzeninde birbirlerine alan tanımalıdır. Kişinin stres ile beraber doğal tepkiler şeklinde oluşturduğu öfke, gerginlik, çaresizlik duygularını gün içerisinde belirli bir zaman dilimi belirleyerek konuşmak faydalı olacaktır. Gün içerisine yayılan bu duygu durumu kontrol altında tutulmadığında; ihtiyaç duyulan anda partnerimiz ile etkili bir iletişim kurulamamasına ve hatta anlaşılmış hissetmemekten ötürü farklı çatışmalar ortaya çıkar.
Gerekiyorsa çalışma alanlarınızı ayırın
Sosyal bir varlık olarak insan için iletişim kurma ihtiyacı olmazsa olmaz bir durumdur. İnsanlar düşüncelerini aktarma ve anlaşılma ihtiyacı hisseder ve özellikle bu gibi dönemlerde bunun önemi daha da artar. Ancak iletişim kurduğumuz noktada eşlerin iletişime açık olmaması, kendilerini ifade etmelerine fırsat tanımamaları, birbirlerinin düşüncelerine saygı duymamaları ve empatiden uzak olmaları durumunda çalışma alanlarını ayırmak faydalı olur. Böylece birbirlerine kendilerini anlayabilme noktasında zaman tanımış olurlar. Bu durum hem iletişimin kalitesini hem de ilişkideki uyumu ve devamlılığı sağlamak açısından önem taşır.
Eşlerden birisi evden çalışıyorsa
Eşler arasında oluşan çalışma biçimi farklılıklarında; eşlerin birbirlerinin hassasiyetlerinin farkında olmaları gerekir. Onları kaygılandıran durumlar ile ilgili fikirlerini birbirlerine aktarmaları ve gerekirse bu gibi durumlarda çözüme dair birlikte, ortak bir bakış açısı ile fikir geliştirmeleri faydalı olacaktır. Dışarıda çalışan eş ile ilgili sağlığı konusunda endişe taşınması bu hassasiyete örnek gösterilebilir. Ayrıca evdeki sorumluluklar ve iş bölümü konusunda birbirlerine destekleyici yaklaşmaları gerekir.
Öfkelenen eşe sakinleşme önerileri
Öfke doyurulmamış istekler, kişinin istemediği sonuçlar ve karşılayamadığı beklentilerine karşı vermiş olduğu bir tepkidir. Öfkenin mutluluk, üzüntü gibi bir son derece doğal bir duygu olduğu ve uygun biçimde kullanıldığında yapıcı ve iletişimi düzeltici bir duygu olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamdan bakıldığında;
• Kişinin öfkelenmesine neden olan durumları öncelikle fark etmesi ve bunlar üzerine partnerine bu durumla ilgili hissettiği duyguları ifade etmesi, sorunlarını paylaşması,
• Gerektiği noktada sakinleşmek adına bulunulan ortamdan uzaklaşmalı,
• Çeşitli nefes ve kas egzersizlerinin yapmalıdır.
Aile içi şiddet olayları ve boşanmalar artabilir
Koronavirüs süreci ile beraber zorunlu olarak birlikte geçirilen zamanın artması eşlerin birbirleri ile daha fazla temasta bulunmasına neden olur. Bununla beraber oluşan fikir ayrılıklarından doğan çatışma durumlarında; çatışmanın ortaya çıkmasına neden olan davranışların ve duyguların sebeplerini karşıda aramak, partnerlerini ve onların düşüncelerini oldukları gibi kabul etmemek, birbirlerinin değerlerine saygı göstermemek aile içi huzursuzluğun artmasına neden olabilir. Bu huzursuzluğun artması kimi zaman aile içi şiddeti oluşturabilir ve bu da boşanma oranının artmasına sebep olabilir.
Çocuklarınıza karşı anlayışlı olun
Koronavirüsün (Covid 19) gündeme gelmesi ile beraber yetişkinler endişe ve korkularıyla baş etmekte zaman zaman zorlanırken, çocuklar için endişeyle baş etmek daha zor bir durumdur. Bu gibi durumlarda ebeveynlerin ev içerisindeki tutum ve davranışları çocuklara örnek olur. Okulların tatil olması ve evde geçirdikleri zamanın artması, sosyal ilişkilerinden ve günlük rutinlerinden uzak kalmaları çocuklar için de bir yaşam değişikliğine neden olur. Bu yaşam değişikliği konusunda gün içerisinde aile saati yaparak bu duyguların konuşulması gerekir. Çocuğun kendini güvende hissetmediği durumlarda alınan önlemlerin yaşına uygun bir dil ona anlatılması gerekir.
Çocuğunuzla beraber bir program hazırlayın
Ev içerisinde geçirilen zamanın etkin bir şekilde kullanılması adına çocuk ve ebeveynler birlikte bir program hazırlayabilir. Belirledikleri program ile birlikte yapacakları işlerin ve aktivitelerin ev rutini haline getirmeleri faydalı olacaktır. Unutulmaması gerekir ki meşgul olmayan çocuk, yetişkinlerini meşgul eder bu da ev içerisinde tahammül seviyesinin azalmasına neden olur.