"Gözün aldığı bilgilerin beyne iletilmesinde optik sinir hayati öneme sahip olduğundan, tedavi edilmediğinde, glokom yavaş yavaş ve telafi edilemez biçimde görme kaybına ve körlüğe neden olabilir"
Prof. Dr. Bilge yaptığı açıklamada, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokomun optik sinirin ilerleyen nitelikte hasar görmesine yol açan bir göz hastalığı olduğunu kaydetti.
Gözün aldığı bilgilerin beyne iletilmesinde optik sinir hayati öneme sahip olduğundan, tedavi edilmediğinde, glokomun yavaş yavaş ve telafi edilemez biçimde görme kaybına ve körlüğe neden olabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Bilge şunları kaydetti:
"Göz tansiyonu hastalığında, göz içi sıvısının dışa akım yolunda bir tıkanıklık oluşur ve bunun sonucunda artan bu göz içi sıvısı, göz içi basıncının artmasına neden olur. Artan göz içi basıncı da görme sinirine zarar vererek, sinirin geriye dönüşümsüz harabiyetine neden olur. Kırk yaşın üzerinde sıklığı artan sinsi bir hastalıktır. Görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığından erken tanı çok önemlidir. Göz doktoru tarafından yapılan ve başka bir nedenle gözlük numarası değişimi gibi gidilen rutin göz muayenesi ile tamamen rastlantısal olarak tespit edilen yüksek göz içi basıncı, göz tansiyonunun başlangıç belirtisi olabilir."
Prof. Dr. Bilge, göz tansiyonunun tedavisinde en önemli etkenlerin başında erken teşhis geldiğini belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Alınabilecek tek önlem ise belirli aralıklarla göz tansiyonunu ölçtürmekten geçiyor. Tedavinin amacı hastanın görme kabiliyetini ömür boyu korumaktır. Tedavi eski görmeyi geri getiremez sadece daha fazla görme kaybı olmasını engeller. Glokom tedavisi ilaç, lazer tedavisi ve cerrahi tedavi olmak üzere 3 farklı yolla gerçekleştirilir. Hangi tedavinin uygulanacağı hastanın durumuna göre değişir. Tedavi şeklinin seçiminde erken ya da geç dönemde teşhis konması, hastanın yaşı, ilaçlarını düzgün kullanıp kullanmaması, tedaviye cevabı önemli faktörlerdir."