CİHAT ÜNAL
Epilepsi, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik bozukluk, hastalık olarak tanımlanıyor. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşan bu durum kendini gösterdiği hastalarda sıklıkla geçici bilinç kaybına neden oluyor. Uzun süreli tedavi ve izlem gerektiren hastalık yaşam kalitesini de önemli ölçüde etkiliyor. İlaç tedavisiyle önemli ölçüde kontrol altına alınabilen epilepside, hastaların yüzde 30'u ise bu ilaçlardan fayda görmüyor. Yapılan araştırmalar, bu kişilerin aslında epilepsi olmadığını ortaya koydu.
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan, epilepsi tanısı konulan hastalara video EEG (beynin elektriksel etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla yapılan işlem) monitorizasyon testi uygulandığında, tanı konulan hastaların yüzde 30'unda epilepsi bulgularına rastlayamadıklarını belirtiyor. Epilepsi olan bir kişide normal insan gibi EEG sonucu çıkmayacağını kaydeden Erdoğan, epilepsi teşhisi konulan ancak EEG kaydı normal görülen kişilerin 'psikiyatrik nöbet' geçirdiğini söylüyor.
Epilepsi olmayan hastaların psikiyatri servisine yönlendirildiğini ifade eden Erdoğan, şunlara dikkat çekiyor: "Tam tanı konulamadığı için boş yere ilaç alıyor. Ama bu demek değil ki, ilaçları tamamen keselim. Bunun tanısının konulması gerekiyor. Bazı hasta ayda 3 nöbet, bazı hasta günde 40 nöbet geçiriyor. Nöbet deniliyor ama nöbet değil. Hayatın bir döneminde şuur kaybı olmuştur belki. Bir tane nöbet geçirmiş olması hastaya ilaç başlanacağı anlamına gelmiyor."
