• BIST 9652
  • Altın 2968.938
  • Dolar 34.6884
  • Euro 36.6766
  • Ankara 0 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Bursa 10 °C
  • Antalya 9 °C
  • İzmir 13 °C

En güvenilir su musluk suyu!

En güvenilir su musluk suyu!
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar: Sorun damacanalarda değil; belli ki su kaynağının kendisi bulaşık.

- Nasıl? Ergene’de olanın benzeri burada da mı olmuştur yani?

Evet. Aynen Ergene’de olan durum. Kaynağın kendisi artık bulaşık. Yoksa oralardaki tesislerde hakikaten şişeleme sırasında, ambalajlamada suya el değmiyor. Oradan bir bulaşma yok. İkincisi; su yaz aylarında çok aşırı miktarda talep edildiği için bunlar da kaynakların arkasına ya da çevre bölgeye kuyular kazıp oradan su alıyorlar. Kuyuyu kazdığınız yerin yakınında eğer arıtma sistemi olmayan bir fabrika varsa ya da nüfus yerleşimi mevcutsa kanalizasyon ister istemez o kaynağın içine karışır. Siz su havzalarının, su elde ettiğiniz yerin yakınına yerleşim merkezi kuramazsınız, orada hayvan barındıramazsınız. Aksi takdirde bu kirlenme olur. Ve ne yaparsanız yapın o kirlenmeyi bir yere kadar arıtmanız mümkündür, tümüyle arıtamazsınız.

- Peki bugün dışkı çıktı, yarın ağır metal çıkabilir mi bu sulardan?

Tabii... Zaten sorun o. Dışkıyla başlar, yarın orada kimyasal kirlenmeye neden olabilecek bir tesis kurarsanız, bir deri fabrikası gibi, bu sefer kimyasal kirlenme söz konusu olur.

- Hoş bu suların içinde kimyasal var mı yok mu onu da bilmiyoruz...

Tabii ki bilmiyoruz. Çünkü bakterinin bakılması kimyasal testlere göre nispeten daha kolay. Bildiğim kadarıyla kimyasal test yapılmamış. Bu yüzden Ergene’deki durum bu sular için de söz konusu olabilir. Bu olasılık yüksek. Bütün su dolum tesisleri için bunun sözünü edemeyiz tabii. Yani dağın başında doldurulan suda bu olasılık daha düşüktür. Ama etrafta yerleşim birimleri olan yerlerde doldurulan su örneklerinde kimyasal kirlenme olasılığı yüksektir. Hemen burnumuzun dibinden, Zekeriyaköy’den örnek vereyim. Hep anlatılır, bir yokuş varmış, “Oradan geçerken arabaların camları dıştan buharlanıyor” diyorlar. Orada oturan arkadaşlarımız bunun nedenini sorguladıkları zaman şu sonuca ulaşıyorlar; bölgede katı atık imha merkezi var. Oraya baktığınız zaman yakınında şu anda satılan bir su var, belediyenin de işlettiği... Yine oranın yakınında İstanbul’un su kaynakları var. Siz şimdi götürüp de katı atık imha merkezini şehrin göbeğinde bir yere kurarsanız, bunun etrafa etkisinin olmayacağını asla garanti edemezsiniz.

- Ne yapacağız o zaman biz? Paramızla içecek su bulamıyoruz neredeyse...

Beri yandan bir de işin felsefi boyutu var. Tüm canlıların su doğal hakkıdır. Aslında bu suyun parayla bile satılmaması lazım. Anadolu’da lokantaya gittiğinizde size suyu şişede getirmezler, sürahide getirirler. Bu, İstanbul’a ya da büyük şehirlere özel bir durumdur. Bu işin ayrı, biraz politik olan boyutu. Biraz çevresel boyutu. Fakat esas sorun şu an suyun kirlenmesi. Aynı şey suyun bu hidroelektrik santraller nedeniyle akışının bozulmasında da yaşanacak. Bir süre sonra onların etrafında da yapılaşma başlayacak. Oradan baraj göletine bir miktar karışma başlayacak ve su kirlenecek. Longoz ormanlarını gördünüz mü? İnanılmaz bir şey, gidin görün, Istırancalar’da... Kilometrelerce suyun içinde yürüyorsunuz... Pırıl pırıl su akıyor. Ağaçlar kışın muhtemelen iki metre falan gömülüyorlar suyun içine. Buna ‘longoz’ denilirmiş. Kendine ait bir eko sistem. Şimdi siz bu suyu alıp da ihtiyaç var diye İstanbul’a pompalarsanız orayı da bozuyorsunuz, bitiriyorsunuz. Aynı şeyi Ankara da yaptı mesela. Suyu getirdikleri yerdeki dengeyi bozdular. Ama bugünkü asıl sorun kaynağı kirlettiğiniz zaman bunun çıkışı yok.

- Çözüm ne? O zaman iki şehir daha kurmayacağız herhalde biri Anadolu yakasında, diğeri Silivri yakınlarında?

Asla kaldırmaz! Bir yerin doğal kaynakları o yeri kaldırabiliyorsa yaparsınız. Ama doğal kaynaklar kaldırmıyorsa mevcut şehri dahi idame ettiremezsiniz. Yapılmaya çalışılıyor fakat bunun olabilirliği yok. Bunun suyu nereden gelecek, bunun atık suyu nereye atılacak? Bunları sorgulamak zorundasınız. Sürdürülebilirliği olmayan bir sistemi yaratıyorsunuz. Bütün sorun bu.

- O zaman özetle şu an için ne yapalım, musluk suyu mu içelim?

Normal içme suyunu kaynatın öyle için demek mümkün olmuyor. Çoğu insan evine şimdi arıtma sistemi kuruyor. Bunu da söylemek çok fazla mümkün değil. O parayı verip arıtma sistemi kurmanızın bir alemi yok. Yemek yapmak için en güveniliri musluk suyudur. Görünen o ki içmek için de hâlâ en güvenilir su musluk suyu. Tabii evinizdeki su deponuzun temizliğine güveniyorsanız... Çünkü evlerin büyük bir kısmında depo var ve ağızları açık. Temizlikleri gerektiği gibi yapılmıyor, bu da sağlık açısından büyük bir risk getiriyor...

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 7201 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3  
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim