Anayasa Mahkemesi, 10
İptale konuyu
Madde 89 hükmü; 6270 sayılı Kanunla
Madde 89 hükmü;
" Madde 89 - (Değişik: 17/1/2012-6270/1 md.)
İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun
Yukarıdaki fıkralara göre
Emekli ikramiyesinin hesabına esas
Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü
Emekli ikramiyesini aldıktan
Bu Kanunun mülga 88 inci maddesi kapsamına girenlerin emekli ikramiyeleri hakkında da yukarıdaki hükümlere göre işlem yapılır.
Bu madde gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen emekli ikramiyeleri, düzenlenecek fatura üzerine Sayıştay ve Danıştay başkanları için kendi kurumları, diğerleri için emekliye sevk onayını veren kurum tarafından karşılanır. Özelleştirilen, faaliyeti durdurulan, kapatılan veya tasfiye edilen kamu idareleri tarafından karşılanması gereken emekli ikramiyesi tutarları ise, emekliye sevk onayı aranmaksızın ve faturası karşılığında Hazine tarafından karşılanır. Bu fıkraya göre Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemelerin, fatura düzenlenmesini müteakip iki ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılması zorunludur.
Ölenlerin hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinin tahsili hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır."
Maddenin Yorumu;
- Devlet memurlarına emeklilik ikramiyesi; aylık bağlanan veyahut toptan ödeme yapılanlara her tam fiili hizmet yılına karşılık aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı olmaktadır.
- Devlet memurlarına verilen emeklilik ikramiyesinde en fazla ödenen süre 30 yıl olmaktadır. 30 yıldan fazla çalışılan süreye emekli ikramiyesi verilmemektedir. Ayrıca, 1 yıldan az olan sürelere de emekli ikramiyesi verilmemektedir. Yani 36 yıl hizmeti olan Devlet memuruna 30 yıl, 27 yıl 11 ay hizmeti olan Devlet memuruna da sadece 27 yıla karşılık ikramiye ödenmektedir.
Anayasa Mahkemesi iptal başvurusunu Kabul eder ve iptali istenen ibareleri iptal ederse durum ne olur?
Anayasa Mahkemesi iptal ederse, genel olarak Yasamaya bu konu hakkında yeni düzenleme yapılması için belirli bir süre vermektedir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararları geçmiş olaylar için geçerli olmamaktadır. Bu halde ne olur? Anayasa Mahkemesi iptal kararını verip, süre verdiğinde, bu süre içerisinde hizmet süreleri 30 yıldan fazla olan Devlet memurları emekli olduklarında çalıştıkları sürelerin tamamına emekli ikramiyesi alabilecek konuma geleceklerdir.
Temennimiz; Anayasa Mahkemesi başvuruyu olumlu karşılayıp iptal ettiğinde, Yasama tarafından da 30 yıl sınırının kaldırılması, çalışılan süre ne kadar ise, o sürelere emekli ikramiyesi verilmesini gerektirecek şekilde Madde 89 hükmünde bir değişikliğin yapılmasıdır.
KONU EMEKLİ İKRAMİYESİ KONUSU OLDUĞU İÇİN SİTEMİZDE BULUNMUŞ OLDUĞUMUZ TEMENNİLERİ TEKRARLAMAKTAYIZ.
Sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklıdır.
Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim -almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta,
Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.
Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar -görev ücretleri- esas alınmamaktadır.
Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir resmi ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ oluşmaktadır.
Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabitlenmiştir. Yine görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir.
Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının,
Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz.
Ayrıca; emeklilik ikramiyesi tutarında büyük bir faydası olan ek gösterge rakamlarının da artırılması yönünde değerlendirmelerimizi yapmıştık, değerlendirmemizi tekrarlamaktayız. Bu değerlendirmemiz Devlet memurlarının büyük bir beklentisinin gündemde tutulması anlamındadır.
Bugünlerde yürürlüğe girecek Kanun ile Daire Başkanlarının ek gösterge rakamları 3000 rakamından 3600 rakamına yükseltilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda en son 1995 yılı Ocak ayından itibaren ek gösterge rakamlarında artış yapılmıştır. Hizmet Sınıfları itibariyle ve de unvan itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamları o günün şartlarında bir iyileştirme niteliğinde olmuştur.
Ancak, zaman içerisinde 5434 sayılı Kanunun Ek 70 nci maddesinde aylık ve ikramiye hesaplanmasında esas alınan oranların ek gösterge rakamlarına göre ayrıştırılması, aylık ve ikramiye tutarlarının az veya yüksek olmasını gerektirmiş ve ek göstergesi az olanlar aleyhine bir sistemi ortaya çıkarmıştır.
Aleyhte olan bu sistem içerisinde, yine zaman içerisinde bazı kadro görev ünvanları için makam tazminatı, temsil ve görev tazminatı uygulamasının getirilmesiyle beraber aradaki uçurum gittikçe açılmıştır.
Bu nedenle, Doktor, Mühendis, Mimar, Müfettiş, Öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, avukat, öğretmen, Şube Müdürü, Astsubay, Uzman Jandarma, Uzman Çavuş, Uzman Onbaşı, Şef, Memur gibi kadro görev ünvanlarında görevlerini yapmakta olan memurların ve de emeklilerinin de yararlanabilecekleri bir değişikliğin yapılması faydalı olacaktır. Bu şekilde yapılan değişikliğin en önemli kalemi de Hizmet Sınıfları itibariyle belirlenen EK GÖSTERGE rakamlarında bir artış ile 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 70 de belirlenen oranlarda da bir artış yapılması, ayrıca makam tazminatı almayanlar için de makam tazminatı tespitinin yapılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.
Kariyer olarak nitelendirilen uzmanlıklarda yapılan ilk adım, sonrasında Daire Başkanları nezdinde yapılan ikinci adım, diğer ünvanlarda bulunanlara da artışların yapılması konusundaki beklentiyi hızlandırmıştır.
Temennimiz, bu konularda da Hükümetin hakkaniyetli olarak bir artış yapılası yönünde ivedilikle bir çalışma talimatını vermesi, uzunca bir süredir kamu hizmetini yürütmekte olan Devlet memurlarının beklentisini, ömrünü bu işlere vermiş olanların emekliliklerinde de insan onuruna yaraşır bir şekilde hayat sürdürmenin beklentisi olarak görmek gerektiğini düşünmekteyiz.
memurlar.net