Yoğun çalışma hayatı ile bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler, bel ve boyun ağrılarından şikayet edenlerin sayısını her geçen gün biraz daha artırıyor. Bu şikayetlerin temelinde ise, genellikle duruş bozukluğu yer alıyor. Prof. Dr. Erhan Serin, duruş bozukluğunu gidermek için 5 öneride bulundu...
Çocukluk çağında taşınan ağır çantalar, ardından çalışma hayatında masa başında geçirilen uzun saatler duruş bozukluğunu tetikliyor. Bu da vücutta, boyundan bele kadar ağrı oluşmasına yol açıyor. Oysa bazı basit düzenlemelerle hayat kalitesini düşüren bu ağrılardan kurtulmak mümkün. Bunun için öncelikle doğru duruşu öğrenmek gerekiyor.
Prof. Dr. Erhan Serin, “Tıp kitaplarında insan vücudunun önden ve yandan görünüşleri yer alıyor. Buna göre; ellerin açık, gövdenin düz, bacakların ayak bileği bölgesinden hafifçe dışarı doğru açık olduğu, kolların da dirsekten itibaren 7-8 derecelik açı yaptığı pozisyon normal duruş olarak tanımlanıyor. Beşinci parmak hiçbir şekilde kalça kısmına değmiyor. Kol ile vücut arasındaki bu açıya, taşıma açısı da deniyor. Bu sayede ağır cisimler daha kolay taşınabiliyor” diyor.
Peki, profilden bakıldığında vücudun nasıl görünmesi gerekiyor?
Bu açıdan, gövdede birtakım normal eğrilikler görülebiliyor. Boyunda açıklığı arkaya doğru bakan, “lordoz” adı verilen bir eğrilik bulunuyor. Yandan bakıldığında gövdede de eğrilikler oluyor. Sırt bölgesinde ise, “kifoz” olarak tanımlanan hafif bir kamburluk göze çarpıyor. Bel bölgesinde de yine bir çukurlaşma oluyor. Bu özelliklerin vücutta olması sayesinde, karın içi organlar daha iyi korunuyor ve daha rahat bir şekilde ağırlık taşınıyor. Ancak bu pozisyonda oluşan bazı sapmalar pek çok sağlık sorunun da kaynağını oluşturuyor. Prof. Dr. Erhan Serin, duruş bozukluğunu gidermek için 5 öneride bulunuyor.
1. İDEAL VÜCUT YAPISINI SAĞLAYIN
“Ağaç yaşken eğilir” sözünü unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, duruş bozukluğunun önüne geçilmesi için çocukluk çağında edinilecek alışkanlıklar önemli rol oynuyor. Küçük yaşlardan itibaren, çocuklara ideal duruşun öğretilmesi gerekiyor. Yaşına uygun spor yapması sağlanarak, kas ve eklem yapısı güçlendirilmeli. Sırt, bel ve boyun kaslarını güçlendiren sporlar, duruş bozukluğunu önlüyor. Yüzme ise omurga dostu sporlar arasında ilk sıralarda yer alıyor.
2. ÇOCUKLARA AĞIR ÇANTA TAŞITMAYIN
Özellikle gelişme çağındaki çocukların her gün, taşıyamayacakları kadar ağır çantalarla okula gidip gelmesi duruş bozukluğuna yol açıyor. Bu nedenle çekilebilen, tekerlekli çantalar kullanılması öneriliyor. Çünkü bir çocuğun taşıyabileceği yük en fazla, kilosunun yüzde 10-15’i olabiliyor.
3. ÇALIŞMA ORTAMINIZI YENİDEN DÜZENLEYİN
Bütün gün masa başında çalışan kişilerin ofis ortamlarını kendilerine göre düzenlemesi öneriliyor. Bilgisayar ekranı ile başlarını aynı seviyede tutmaları gereken bu kişilerin, yükün her iki kalçaya da eşit dağıldığı, bel ve sırtın dik olduğu ideal oturma şeklini benimsemeleri gerekiyor. Ayrıca her iki ayağın da yere temas ederek, çalışma sırasında masaya yakın oturmanın sağlanması da duruş bozukluğunun ortaya çıkışını engelliyor. Oturulan koltuğun kolçaklı, sırt kısmının da omurga eğriliklerine uygun kaviste olması gerekiyor. Saat başı ayağa kalkarak hareket etmek de duruş bozukluğunu önleyebiliyor.
4. YATIŞ POZİSYONUNUZU DÜZELTİN
İdeal yatış şekli “Uygun yastık kullanımı ile sırtüstü ve bacakları hafifçe kırarak” şeklinde ifade edilse de, herkesin rahat ettiği uyuma pozisyonu farklı oluyor. Üstelik gece boyu yatış şekli sürekli değişiyor. Bu nedenle de, yatak ve yastık seçiminin önemi ortaya çıkıyor. Yatağın çok sert olmaması gerekiyor. Sanıldığı gibi beli ağrıyan kişinin sert zeminde yatması doğru değil. Ama uyuma pozisyonunda kişi yatağa da gömülmemeli. Sırtüstü yatarken yastığın boynunuzu arkaya yatıracak kadar alçak, öne düşürecek kadar da yüksek olmaması öneriliyor. Yan yatarken de, omuz ile boyun arasında oluşan boşluğun uygun biçimde doldurması gerekiyor.
5. BEL VE KARIN KASLARINIZI GÜÇLENDİRİN
Düzenli spor yapmak duruş bozukluğunu önlemeye yardımcı oluyor. Özellikle beden gücüyle çalışan, ağır yük kaldıran kişilerin bel bölgesinde çok erken dejenerasyonlar başlıyor; bel fıtığı ya da bel kayması görülüyor. Bu kişilerin yükleri yardımla taşımaları, bel ve karın kaslarını da güçlendirmeleri gerekiyor. Daha da önemlisi, taşıyabileceklerinin üzerinde bir yükün altına girmemeleri gereken bu kişilerin, kilolarını da kontrol altında tutması öneriliyor.
Acıbadem Adana Hastanesi
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Prof. Dr. Erhan Serin