Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye'de aşı yaptırmayan aile sayısının 23 bine çıktığını belirterek, "Aşılar insanoğlunun geliştirdiği önemli buluşlardandır, hayat kurtarıcıdır. Her sene, dünyada 2-3 milyon insan aşılar sayesinde ölümden kurtulmuş, korunmuş oluyor." dedi.
KLİMİK tarafından bu yıl 19'uncusu düzenlenen "Klimik Kongresi" Belek Turizm Merkezi'nde bir otelde başladı. Kongrede, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), aşılar, hepatitler, diyabetik ayak, antibiyotik direnci, HIV, AIDS, batı Nil ateşi, tüberküloz, herpes virüsü başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklar ele alınacak, bilim insanları tecrübelerini paylaşacak.
Farklı ülkelerden bilim insanlarının yanı sıra, 700'ün üzerinde dernek üyesinin katıldığı kongre dört gün sürecek.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Azap, düzenlenen basın toplantısında, aşı karşıtlığının toplum sağlığını tehdit ettiğini dile getirdi.
Aşı karşıtlığının tüm dünyana önemli bir sorun haline geldiğini vurgulayan Azap, "Ülkemizde de çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısı giderek artıyor. 2016'da çocuklarına aşı yaptırmayan 11 bin aileyken 2017'de bu rakam 23 bine çıktı. Bu önemli bir sorundur. Toplumdaki çocukların önemli bir kısmını aşılamazsak salgınlar tekrar çıkar." diye konuştu.
Aşılar sayesinde boğmaca ve kızamık başta olmak üzere birçok hastalığın unutulduğunu aktaran Azap, aşılar yaptırılmadığında bu hastalıkların yeniden çıkacağını söyledi.
Dünyada aşı oranlarının düştüğü ülkelerde bulaşıcı hastalıkların arttığına dikkati çeken Azap, şunları kaydetti:
"Rakam çok endişe verici. Bununla ilgili düzenlemler devam ediyor. Aşılar insanoğlunun geliştirdiği önemli buluşlardandır, hayat kurtarıcıdır. Her sene, dünyada 2-3 milyon insan aşılar sayesinde ölümden kurtulmuş, korunmuş oluyor. Bu aşılama oranlarını artırdığımızda bu sayının 5 milyona çıkmasını bekliyoruz. Sadece kızamık aşısı son 15 yılda 20 milyon çocuğun hayatını kurtardı. Aşı karşıtlığı çok tehlikelidir."
- "Türkiye'de 13 bin civarında hepatit C hastası var"
KLİMİK Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin de viral hepatitlerin A, B, C, D, E şeklinde tipleri olduğunu, özellikle hepatit B, C ve D'nin vücuda girdikten sonra kalıcı hale gelebildiğini ifade etti.
"Dünyada 400 milyon kişi, yani dünya nüfusunun üçte biri hepatit B ile infekte. Hepatitler aslında karaciğere yerleşirler, ortak özellikleri tedavi olmazlarsa 10 ila 30 yıllık bir sürede karaciğer sirozu, yetmezliği ve kanserine dönüşebilirler." diyen Tekin, virüsle karşılaşıldığında da tedavisinin mümkün olduğuna işaret etti.
Hepatit C'de son dönemlerde güzel gelişmeler olduğuna değinen Tekin, "Hepatit C, B'den farklı olarak tamamen kür tedavisiyle vücuttan temizlenmesi mümkün. 2016'dan itibaren Sağlık Bakanlığı da bu hastaların geri ödemelerini kabul etti çünkü tedavi maliyetleri çok yüksekti. Hepatit C'nin tedavisi yüzde 98 mümkün. Türkiye'de 13 bin civarında hepatit C hastası var. Bütün bunlardan korunmanın en önemli yolu aşı." diye konuştu.
- "Kırım Kongo'da vaka sayısı azaldı"
Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül de Türkiye'de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının ilk defa 2002'de saptandığını, şimdiye kadar kanıtlanan vaka sayısının 10 binin üzerinde olduğunu bildirdi.
Bu hastalıkta ölüm oranının yüzde 5 olduğuna dikkati çeken Ergönül, vaka sayısında son yıllarda azalma görüldüğünü, özellikle salgın bölgelerinde dikkatli olmak gerektiğini anlattı.
Geçen yıl 300 civarında vaka olduğunu, son yıllarda vaka sayısının düştüğünü aktaran Ergönül, "Kırım Kongo 15 yılda 10 bin kişide görüldü, 500 kişi hayatını kaybetti. Ölümlerin en önemli nedeni hastaların geç başvurusu." dedi.