Sportif karşılaşmalarda haksız rekabeti önlemek için yasaklanan doping maddeleri, pek çok farklı yoldan vücuda girebiliyor. Kellik ilacı, grip hapı ya da kırmızı et nedeniyle başları derde giren sporcular da bulunuyor. Dopingle Mücadele Kurulu Üyesi Dr. Eren Eroğlu, doping tuzakları hakkında sorularımızı yanıtladı...
ARAŞTIRMIYORLAR
Bir sporcu bilmeden dopingli çıkabilir mi?
Ne yazık ki böyle bir şey mümkün! Bazı sporcular, niyetleri ve bilgileri yokken yapılan kontrollerde pozitif yani dopingli çıkabiliyor. Sporcu; masörü ya da takım arkadaşı tarafından "Kullan iyi gelir" diye verilen bir hapı araştırmadan içip dopingli çıkabiliyor. Gıda destek maddesi kullananların başına da benzer şeyler geliyor. Herhangi bir ilaç ya da vitaminin kutusunda yazmayan yasaklı madde, içeriğinde yer alabiliyor. Bazı ülkelerde ise özellikle büyükbaş hayvanlara daha etli ve az yağlı olsunlar diye ilaç veriliyor. Bu durum dopingin ötesinde bir toplum sağlığı problemi olarak dikkat çekiyor.
Yanlışa düşmemek için ne yapmak gerek?
Birinci kural; bilmediğinden uzak durmak, uzak duramıyorsan da bir bilene danışmak! Biz takım doktorlarını, sağlık çalışanlarını eğitiyoruz. Sporcular onlara danışabilirler, olmazsa bizim de telefonlarımız her zaman açık.
REKABET TETİKLİYOR
En çok hangi branşlarda doping yapılıyor?
Rekabetin olduğu her alanda doping yapılır! İlk bilinen dopingin, Antik Yunan ordularına dayandığını biliyor musunuz? Cesareti artırmak için eferdra alırlarmış! En masum spor olan bilardoda bile el titremesini önlemek için beta bloker kullananlara rastlamak mümkündür. Dayanıklılık gerektiren sporlarda ise daha fazla rastlanıyor.
İSPAT SPORCUNUN GÖREVİ
Yemeklerin ya da suyun içine doping maddesi konduysa ve sporcu bu nedenle dopingli çıktıysa kim suçlanır?
Sporcu, "Bunu ben yapmadım. Benim yemeğime düşmanlarım kattı" diyorsa bunun nasıl olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamak zorundadır. O zaman bu durum hukuk kurulları tarafından değerlendirilir.
Doping bir sporcuyu tek başına gerçekten birinci yapabilir mi?
Günümüzde şampiyonlukları, milisaniyeler ya da santimetreler belirliyor. Artık sporun getirdiği şöhret ve para öylesine baş döndürücü ki, bunun karşısında durabilmek gerçekten 'yüksek ahlak' gerektirir. Tarih, bu direnci gösteremeyen nice olimpiyat şampiyonu ile doludur.
SPOR TARİHİNE GEÇEN İLGİNÇ DOPİNG VAKALARI
HASAN ŞAŞ: Spor tarihine geçen en ilginç doping vakalarından birini 1999 yılında Hasan Şaş yaşadı. İdrarında; zayıf etkili bir uyarıcı ve grip ilaçlarının temel maddesi olan 'fenilpropilamin' belirlenen Şaş, "Kullandığım grip ilacından geçmiş olabilir" dedi. Takım doktorunun grip ilacını tedavi amacıyla verdiğini beyan etmesine rağmen Hasan Şaş altı ay ceza yedi. Fenilpropilamin artık 'yasaklılar' listesinde yer almıyor.
ERMAL KURTOĞLU: Ünlü basketbolcu Ermal Kurtoğlu, bir kontrol sırasında 'finasterid' isimli maddenin idrarında bulunması üzerine dopingli kabul edildi. Kurtoğlu; saç dökülmesine karşı kellik ilacı kullandığını söyledi ve altı ay ceza aldı.
YALAN MAKİNESİNE GİRDİ
ALBERTO CONTADOR: 2010'daki bir yarışma sonrası, İspanyol bisikletçi Alberto Contador'un idrarında 'clenbuterol' bulundu. Dopingi, yediği etten aldığını söyleyen Contrador; İspanya Bisiklet Federasyonu tarafından aklandı. Dünya Anti Doping Ajansı (WADA), bu kararı kabul etmedi. Ünlü bisikletçi, Avrupa'da hayvancılıkta clenbuterol kullanımının yasak olduğu gerekçesi ile yalan makinesine girdi. 600 gün süren soruşturmanın sonunda Contador suçlu bulundu. Son iki şampiyonluğu alınan sporcu, Ağustos'a kadar yarışamayacak.
YEDİKLERİ BİFTEK İŞLERİ KARIŞTIRDI
Meksika'daki U17 Futbol Dünya Şampiyonası sırasında yapılan kontrollerde; sporcuların yarısı dopingli çıktı! İdrarlarında, kaslanmayı hızlandıran 'clenbuterol' bulunan 17 yaşın altındaki yüzlerce genç, herkesi şaşırttı. Yapılan araştırmalarda; Meksika'daki besicilerin, hayvanların kas kütlesini artırmak için 'clenbuterol' kullandığı ortaya çıktı. Uzun süren turnuva boyunca doğru beslenmek için kırmızı et yiyen sporcular; tam bir doping tuzağına düşmüş oldu.
ESRA TÜZÜN