Şeker komasına girerek önceki gün hayatını kaybeden 17 yaşındaki Dilara Kilcioğlu'nın ardından, genç kızın doktoru olduğu öğrenilen Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak, genç kızın ölümüyle ilgili acı gerçeği paylaştı.
Prof. Dr. Arslanoğlu, genç kızın Zonguldak'ta yaşayan ailesinin maddi imkânsızlıklar nedeniyle kendisini kontrole getiremediğini, belirterek üzüntüsünü ifade etti.
Devrek'in Eğerci köyünde yaşayan lise öğrencisi Dilara Kilcioğlu, bir süredir diyabet rahatsızlığı nedeniyle Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde tedavi görüyordu. Önceki gün gece evinde rahatsızlanan ve şeker komasına girdiği tespit edilen Dilara Kilcioğlu, kaldırıldığı Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde hayatını kaybetti. Dilara Kilcioğlu, bugün öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası aile mezarlığında toprağa verilirken Kilcioğlu'nun ölümü yakınlarını yasa boğdu.
'İÇİM ACIYARAK PAYLAŞIYORUM'
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Dilara Kilcioğlu'nun kendi hastası olduğunu söyledi. Dilara Kilcioğlu'nun ölüm haberini üzüntüyle öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Arslanoğlu, genç kızın maddi imkansızlık nedeniyle kontrollerine gelemediğini belirterek, şu açıklamada bulundu:
"İçim acıyarak paylaşıyorum. Evet, bizim hastamızdı. Ama evet, bir yıldan fazladır görmüyorduk. Ama altın kalpli bir babacığı vardı ve anneciği. İster miydi onlar kontrolleri aksatmayı. Ama kolay mıydı iki kızı (ikisi de diyabet) okutmak, büyütmek, evermek, üretken bir vatandaş yapmak. O babanın ve annenin çocuk gözleri, çökmüş omuzları. Ablanın gölge düşen gelinlik hayalleri. İnanamıyorum, inanmak zorundayım. Türkiye'nin gerçeği. İsveç'te yüzde 95 sensör kullanırken, bizde yüzde kaç yol parasından kontrole gidemiyor? Ben yazdım, yazdım, yazdım. Daha öğreneli 15 dakika oldu. Bilmiyorum iyi mi ettim? Doğru mu dedim? Şimdi gidip ağlamak istiyorum."