Aydınlatılmış onam, hastaların kendi sağlığına ilişkin tüm kararlara katılabilmesini öngören bir yapı olarak kabul edilir. Bu süreçte, hastanın tıbbi işleme onay verebilmesi ya da reddedebilmesi için yeterince bilgilendirilmesi, aldığı bilgi üzerine düşünmesi ve özgür seçimine dayanan bir işleyiş söz konusudur.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan bir araştırmada, istatistik sonuçları, hastaların genelinin aydınlatılmış onam sürecini anladığı ve içeriği anlayarak doğru cevaplar verdiği yönünde.
Aydınlatılmış onam sürecinin anlamlandırılması
İstatistiki verilere göre, “Doktorunuz tarafından hastalığınız hakkında bilgilendirildiniz mi?” sorusuna verilen yanıtlara göre ankete katılan hastaların yüzde 86,4’ü yeterli bilgilendirildiğini, yüzde 10,2’si kısmen bilgi verildiğini, yüzde 3,4’ü hiçbir şekilde bilgi almadığını belirtti. Ancak özellikle ilköğretim mezunlarının yeterli bilgilendirildiğini düşünmesi istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Bu durum; ilköğretim mezunlarının bilgilendirilme beklentilerinin daha az olduğu şeklinde yorumlandı.
Hastayla iletişimde nazik olmaya çalışan sağlık çalışanlarının birçok sorunu daha çıkmadan çözdüğü ifade edildi ve hastaya yaklaşımlarında en önemli konuyu hiç unutmamaları gerektiği önerildi. Bir sorun çıktığında aydınlatılmış onam belgelerinin doktorları kurtaracak en önemli kanıt olduğu görüldüğünden doktorların bu konudaki duyarlılıklarının arttırılması gerektiği vurgulandı.
Hastaların çoğu doktorundan memnun
Tuğçe Ertürk ve arkadaşları tarafından yapılan ve SDÜ Tıp Fakültesi dergisinde yayımlanan ankette hastalara yöneltilen “Aynı doktora tekrar gelir misiniz?” sorusuna ise ankete katılanların yüzde 86,4’ü tekrar aynı doktoru tercih edeceğini belirtti. Bu soruya verilen yanıtlara göre tekrar aynı doktoru tercih edeceğini belirten hastaların büyük çoğunluğunun ilköğretim mezunu olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu.
Cerrahi hastaları yazılı formu anlamakta zorluk çekti
Ankette hastalara yöneltilen, “Yazılı onam formu imzaladıysanız okudunuz ve anladınız mı?” sorusuna verilen yanıtlara göre özellikle yatan dâhiliye hastalarının görüşlerinin, aldıkları formu okuyup anladıkları yönünde olması, ancak cerrahinin poliklinik ve yatan hastalarının genel görüşünün formu okuyup anlamadıkları yönünde olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Cerrahi hastalarının daha basite indirgenmiş sözlü açıklamaları daha çok anlamlandırdığı da dikkat çekti.
Olguların yaklaşık yarısında ayrıntılı bilgilendirme yapılmamış olduğu görülmekle birlikte genellikle hastalar tarafından doktorların ilgili ve nazik tutumları belirtildiğinden (yüzde 98,3) ve büyük oranda aynı doktoru tercih edeceklerini bildirdiklerinden (yüzde 86,4), bu durum nedeni ile bilgilendirilme ve onam alma eksiklikleri konusunda yakınma olmadığı da önemli görüldü.
Doktorlara öneriler
Hastayla iletişimde ilgili ve nazik olmak birçok sorunu daha çıkmadan çözdüğü için doktorların hastaya yaklaşımlarında bu konuyu unutmamaları gerektiği vurgulandı.
Bir sorun çıktığında ise aydınlatılmış onam belgelerinin doktorları kurtaracak en önemli kanıt olduğu görüldüğünden doktorların bu konudaki duyarlılıklarının arttırılmasının gerekli olduğu söylendi.
HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİ 15.MADDE: Sağlık Bakanlığının Hasta Hakları Yönetmeliği kapsamında yayımlanan 15. madde şöyle: “Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi hâlinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir. Sağlık durumu ile ilgili gereken bilgiyi, bizzat hasta veya hastanın küçük, temyiz kudretinden yoksun veya kısıtlı olması hâlinde velisi veya vasisi isteyebilir. Hasta, sağlık durumu hakkında bilgi almak üzere bir başkasına da yetki verebilir. Gerek görülen hâllerde yetkinin belgelendirilmesi istenilebilir.”
medimagazin