Vekilliğini Antalya Tabip Odası hukuk danışmanının yaptığı davada mahkeme ".... tacizde bulunduğu anlaşıldığından sanığın, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 105/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, sanığın güttüğü amaç ve saik göz önüne alınarak seçimlik cezalardan 5237 sayılı TCK'nun 58/3 maddesi gereğince hapis cezası seçilerek takdiren 5 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA," karar verdi.
2014 yılı mart ayında alkollü geldiği özel hastane acil servisinde görevli doktora sözlü tacizde bulunan kişiyle ilgili açılan dava 18 Eylül 2014 tarihinde sonuçlandı.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Sanık ......un...... cinsel tacizde bulunduğu anlaşıldığından sanığın, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 105/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, sanığın güttüğü amaç ve saik göz önüne alınarak seçimlik cezalardan 5237 sayılı TCK'nun 58/3 maddesi gereğince hapis cezası seçilerek takdiren 5 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın sabıkalı ve suç işlemeye yatkın kişiliği nedeniyle cezasından TCK'nın 62. Maddesi gereğince takdiren indirim yapılmasına yer olmadığına,
Sanık hakkında başkaca takdiri artırım veya indirim yapılmasına yer olmadığına,
Sanık hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezası kısa süreli olsa da TCK'nun 50/2 maddesi gereğince kanunen adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına, yine sanığın suç işlemeye yatkın kişiliği nedeniyle sanık hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezasının takdiren TCK'nun 50/1 maddesinde belirtilen seçenek tedbirlere çevrilmesine yer olmadığına,
Sanığa verilen hapis cezası iki yıldan düşük ise de, sanığın ertelemeye engel mahkûmiyetinin olduğu, ayrıca sanığın tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığı anlaşıldığından sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK'nun 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine yer olmadığına,
Sanığın kasıtlı bir suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nun 53 maddesinin 1 inci fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, aynı maddenin (c) bendinde yazılı haklardan koşullu salıvermeye kadar yoksun bırakılmasına,
Sanık hakkında mahkememiz tarafından verilen 2010/436 Esas - 2010/690 Karar sayılı hükmün 04/12/2012 tarihinde kesinleştiği, bu ilamın tekerrüre esas teşkil ettiği anlaşılmakla 5237 sayılı TCK'nın 58/6,7 maddeleri gereği sanık hakkında MÜKERİRLERE ÖZGÜ İNFAZ REJİMİNİN VE CEZANIN İNFAZINDAN SONRA DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNİN UYGULANMASINA,
Sanığın eylemi için belirlenen netice ceza 2 yılın altında ise de, sanığın sabıkalı olduğu anlaşıldığından CMK'nun 231. maddesi gereğince sanık hakkında hükmedilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,
Mahkememizce yapılan 2 adet davetiye masrafı 18 TL, posta gideri 1,80 TL olmak üzere toplam 19,80 TL yargılama giderinin miktarı göz önüne alındığında CMK'nın 324/4-son cümlesi gereğince devlet hazinesi üzerine bırakılmasına,
Katılanın kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş olduğu anlaşıldığından AAÜT'ne göre 1.500 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine,
5320 sayılı Kanunun 16. Maddesi ve HSYK'nın 4 nolu genelgesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip sanık karar takip formu hazırlanarak soruşturmada görev alan ilgili kolluk birimine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, kararın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyan tutanağa geçirilmek suretiyle temyiz yoluna başvurulabileceğinin, temyiz yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleşeceğinin ihtarıyla sanığın yüzüne karşı, katılanların yokluğunda, C. Savcısı Selim Akan huzurunda mütalaaya uygun olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.