Zonguldak'ın Çaycuma İlçesi Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde görevli hemşire Nazlı Arslan, iddiaya göre, yüksek ateş ve soğuk algınlığı şikayetiyle başvuran kalp hastası 13 yaşındaki Buse Nur Demirçakmak'a, doktor muayene etmeden ve ona sormadan ağrı kesici enjeksiyon tedavisi uyguladı. Nazlı Arslan, 'görevi kötüye kullanmak' suçundan yargılandığı davada 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Baba 36 yaşındaki Yılmaz Demirçakmak, nöbetçi doktor B.G.K. hakkında Kaymakamlığın soruşturma izni vermemesine tepki gösterdi.
7 Mayıs 2014 tarihinde sabaha karşı saat 05.30 sıralarında meydana gelen olayda, demir doğrama ustası Yılmaz Demirçakmak ve eşi Satı Demirçakmak, doğuştan kalbindeki ritim bozukluğu nedeniyle tedavi gören kızlarını, yüksek ateş ve soğuk algınlığı şikayetiyle Çaycuma Devlet Hastanesi'ne götürdü. Yılmaz Demirçakmak, aracını park ettiği sırada acil servise giren eşi ve kızını boynunda steteskop bulunan hemşire Nazlı Arslan, karşıladı. Nazlı Arslan, iddiaya göre şikayetini sorduğu Buse Nur Demirçakmak'a, annesinin kalp hastası olduğunu söylemesine rağmen o sırada odasında dinlenen nöbetçi doktora sormadan ağrı kesici enjeksiyon tedavisi uygulayıp gönderdi.
'ACİL DEĞİL, BAKMAK ZORUNDA DEĞİLİM BU ÇOCUĞA'
Yaklaşık 5 dakika süren tedavinin ardından acil servisten kızıyla birlikte çıkan Satı Demirçakmak, dışarıda bekleyen eşine durumu anlattı. Yılmaz Demirçakmak, tekrar içeriye girip doktor muayene etmeden kızına enjeksiyon yapan hemşireye tepki gösterdi. Hastanedeki güvenlik kamerasına da yansıyan tartışmada hemşire Nazlı Arslan, ağrı kesici iğne yaptığını söyledi. Baba Demirçakmak'ın tepkisini sürdürmesi üzerine hemşire odasında bulunan Dr. B.G.K.'yı çağırdı. Demirçakmak'ın, "Doktor Bey, siz nasıl bakmadan hemşire hanıma iğne vurduruyorsunuz? İsminiz ne sizin doktor bey?" diye sorduğu doktor B.G.K., "Ne bağırıyorsunuz? Acil bir durum yok. Bakmak zorunda değilim bu çocuğa" diye cevap verdi. Doktor, Demirçakmak'ın tepkisini sürdürmesi üzerine çocuğu getirmesini, muayene edeceğini söyledi. Satı Demirçakmak, kızını muayene kabinine götürdü. Ancak duruma sinirlenen Yılmaz Demirçakmak, doktor muayene etmeden eşi ve kızını kabinden çıkarıp hastaneden ayrıldı.
SORUŞTURMA İZNİ HEMŞİREYE VAR, DOKTORA YOK
Yılmaz Demirçakmak, hemşire ve doktor hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dönemin Çaycuma Kaymakam Vekili Efecan Şahin, doktor B.G.K. hakkında görevinde kusurlu davranmadığı gerekçesiyle soruşturma izni vermedi. Hemen ardından göreve başlayan Kaymakam Serkan Keçeli ise hemşire Nazlı Arslan hakkında, hekime danışmadan hastayı muayene ederek tedavi uygulaması nedeniyle görevinde kusurlu davrandığı gerekçesiyle soruşturma izni verdi.
5 AY HAPİS CEZASI ERTELENDİ
Hemşire Nazlı Arslan hakkında, Çaycuma 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Görevi kötüye kullanma' suçundan dava açıldı. Mahkeme suçu işlediğine kanaat getirdiği hemşireye duruşmalardaki iyi halini de gözeterek 5 ay hapis cezası verdi. Verilen ceza, sanığın sabıkasız olması, duruşmalardaki olumlu tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak hükmün açıklanması geri bırakılma kararıyla ertelendi.
MANEVİ TAZMİNAT DAVASINA RET
Yılmaz Demirçakmak, ceza davasının ardından hemşire hakkında Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi'nde 80 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Mahkeme, olayda hizmet kusuru bulunduğu, ancak hatalı tedavi sonucunda herhangi bir maddi veya manevi zarar doğmadığı, oluşmayan bir zarardan manevi elem ve ızdırap duyulmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verdi.
DOKTORA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE TEPKİ
Yılmaz Demirçakmak, hemşire yargılanırken doktor için soruşturma izni verilmemesine tepki gösterdi. Demirçakmak, "Kaymakam Vekili, hemşirenin hastanın şikayetini ve hikayesini dinleyip Dr. B.G.K.'ya bildirdiğini ve onun yönlendirmesi sonucu tedavinin uygulandığını ve doktorun görevinde kusurlu olmadığını söylüyor. Ancak hem sesli kamera kayıtları, hem hemşire için verilen soruşturma izni, hem de mahkeme kararında hemşirenin hekime sormadan tedavi uyguladığı belirtiliyor. Kaymakam Vekilinin doktor için verdiği kararı anlamak mümkün değil. Kaldı ki kamera kayıtları çok açık. Doktor bey, 'Acil bir durum yok, bakmak zorunda değilim' diyor. Nasıl söyleyebiliyor böyle bir şeyi. Acil değilse biz niye sabahın 05.00'inde acil servise gittik" diye konuştu.
'KIZIMI 5 GÜN GÖZETİM ALTINDA TUTTULAR'
Hemşirenin yaptığı iğnenin kalbinde ritim bozukluğu olan kızına olumsuz etki yapmasından çok korktuklarını söyleyen Demirçakmak şöyle konuştu:
"O zaman kızımı hemen kalbinden tedavi gördüğü Ankara'daki hastaneye götürdüm. Orada doktorlara başımdan geçeni anlattım. Onlar da inanamadılar. Kızıma 5 gün boyunca tahlil ve testler yaparak gözetim altında tuttular. Ben hepsini belgeledim ve savcılığa sundum. Ben başkalarının canı yanmasın diye mücadele ediyorum. Hemşire hapis cezası aldı ama doktor yargılanmadı. Doktorun da yargılanmasını istiyorum. Bunun için tekrar gerekli yerlere şikayetlerimi yaptım, BİMER'e kadar yazdım. İnşallah sesimi duyarlar. Hemşire hakkında açtığım tazminat davasında da çocuğuma yanlış tedavi uygulandığı kabul ediliyor ancak bu iğne sonucu kalıcı bir hasar olmadığı için davanın reddine karar veriliyor. Bunu da anlayamıyorum. İlla kızıma bir şey mi olması gerekiyor ? Mahkeme bana 'tamam yanlışlık olmuş ama kızına da bir şey olmamış' diyor."