Doç. Dr. Önkaş, "Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Süreç yıpratıcı da olsa hakkımızı aramaktan vazgeçmemeliyiz. Yanlış hesap neticede Bağdat'tan dönermiş" dedi.
MSKÜ'de 2001 yılında göreve başlayan Doç. Dr. Nilgün Açık Önkaş, aynı yılın ekim ayında doçentlik sınavına müracaat etti. Önkaş'a, 29 Kasım 2012'de sözlü sınav sonrası doçentlik belgesi verildi. Üniversitede doçent olarak derslere girmeye başlayan Önkaş'ın aldığı ücret de unvanıyla birlikte arttı. 5.5 yıl sonra ise Önkaş'ın, doçentlik başvurusu için verdiği evrakta sahtecilik yaptığı iddiasıyla şikayette bulunuldu. Etik Kurul, şikayeti incelemeye aldı. Yapılan incelemede, Önkaş'ın, doçentlik başvurusunda yanıltıcı beyanda bulunduğu, indekslerde taranmayan dergiyi, taranıyormuş gibi gösterdiği tespit edildi. Kurul, Önkaş'ın 'etik ihlali' yaptığı sonucuna vardı. Konu, Türkiye'de doçentlik sınavı jürisini oluşturan Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'na (ÜAK) bildirildi. ÜAK'ya bağlı Mevzuat Komisyonu'nca da inceleme yapıldı. Komisyon üyeleri, Önkaş'ın doçentlik başvurusuna ilişkin işlemin hukuksuz hale geldiğini, doçentlik unvanının da alınması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Komisyondan gelen rapor sonrası, ÜAK Yönetim Kurulu, geçen haziran ayında, Önkaş'a verilen doçentlik ünvanının geri alınmasına karar verdi. Bu karar, MSKÜ Rektörlüğü'ne gönderildi. MSKÜ Rektörlüğü tarafından ağustos ayında, kararın işleme konulması istendi ve ilgili birimlere yazı yazıldı.
Önkaş da Ankara 23'üncü İdare Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Mahkeme, dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına, 29 Kasım 2012 tarihli doçentlik belgesinin geçerlilik kazanması yönünde karar verdi. Mahkeme kararının üniversite yönetimine bildirilmesinin ardından Önkaş'ın alınan doçentlik unvanı geri verildi.
'HAKSIZ YERE SALDIRIYA UĞRADIM'
Haksız yere kendisine saldırıldığını belirten Doç. Dr. Önkaş, "Doçentliğe başvuran pek çok kişi sınavı 3'e 2 oyla veya 4'e 1 oyla geçerken, ben güçlü, hatırı sayılır 5 kişilik bir jüri önünde oy birliği ile doçent oldum, 'Bir Nefes Sıhhat' kitabı ile altın kalem ödülüne layık görüldüm. Ancak 3.5 yıldır çalışmalarımın önü kesilmeye çalışılıyor. Bana çelişkilerle dolu suçlamalarla, çeşitli suçlar uydurularak saldırılıyor. Kadına yönelik psikolojik şiddetin bir örneği olarak yaşanan bu olayda, bir kişi bunlara sebep oldu" dedi.
Önkaş, ulusal bir gazetenin internet sitesinde hakkında asılsız haberler çıktığını da belirtip, "Üniversite ile ilişiğim kesilmiştir gibi bir yanlış bilgilendirme de yine haber içerisinde yer almıştı. Ancak hiçbir zaman üniversite ilişiğim kesilmedi. Bu yanlış haber kaynağı, kaynak olarak gösterilerek pek çok internet haber sitesinde Doç. Dr. Nilgün Açık Önkaş hakkında linç haberi yapıldı, linç kampanyası düzenlendi. Hatta linç kampanyasında Türkçe eğitimi bölümünde çalışan edebiyat doktoralı bir öğretim üyesinin, uzmanlık alanı olan bir konuda yaptığı çalışmaya da çamur atılmıştır, halbuki eser şiir okuma üzerine Türkiye'de hatta dünyada yapılan bir ilk çalışma örneğidir. Kadına şiddetin bir boyutunu gösteren, bir öğretim üyesinin yıllarca verdiği emeğinin yok edilmeye çalışıldığı, ailesini çok ciddi boyutlarda üzen ve kişilik haklarına zarar veren bu haberin asılsızlığı belgelerle kanıtlandı. Haksızlığa, şiddete maruz kalan herkes hakkını aramalıdır. Süreç çok yıpratıcı da olsa hakkımızı aramaktan vazgeçmemeliyiz. Yanlış hesap neticede Bağdat'tan dönermiş" diye konuştu.