Kan şekeri kontrolünde insülin salgısının yetersiz olması durumunu ifade eden diyabetin önemli bir sağlık problemi olduğunu belirten uzmanlar, diyabetin son yıllarda geliştirilen yöntemler ve ilaçlar ile hızlı tedavi edilebilen bir rahatsızlık haline geldiği görüşünü dile getiriyor. Uzmanlar, “Diyabetin çözümünü bitki ve karışımlarda aramak ise hastalığın tedavisini geciktirmekten başka bir işe yaramıyor.” diyor.
Memorial Antalya Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Mehmet Demircioğlu, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” öncesinde diyabet ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Diyabetin 3 farklı evreden oluştuğunu belirten Demircioğlu, “Başlangıç evresi olan insülin direnci yüksekliği belirtileri yemeklerden sonra oluşan ağırlık hissi, soğuk terleme, diyet yapmaya rağmen kilo verememe, ağız kuruması ve gün içerisindeki halsizliklerdir. Bu duruma müdahale edilmediğinde pre-diyabet (diyabet öncesi) ve diyabet dönemleri oluşmaktadır. Düzenli şeker değeri ölçümleri ile hastalığın insülin direnci yüksekliği evresinde fark edilmesi ve erken tedaviye başlanması önemlidir.” diye konuştu.
Şeker seviyesi yüksek hastaların tedavi sonrası ilaçsız yaşayabildiğini ifade eden Demircioğlu, şu bilgileri verdi: “Diyabet böbrek rahatsızlığına, körlüğe, diyaliz ve kalp hastalıklarına neden olabilmektedir. Bu önemli hastalığın tedavisinde son beş senede kullanılan ilaçlar sayesinde ciddi bir şekilde şekeri yüksek hastaların bile kan şeker düzeyleri normal seviyelere getirilebiliyor. Zaman içinde ilaçların miktarı azaltılabiliyor; hatta hastalar ilaçsız yaşayabilecek düzeye gelebiliyor. Çaresi bulunmayan bir durumda başka yöntemlere başvurmak insan için kabul edilebilir bir durumdur fakat diyabet günümüzde tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bu nedenle kulaktan dolma bilgilerle hazırlanan bitkisel karışımları tedavi yöntemi olarak uygulamaya gerek yoktur.”
İLAÇ YERİNE BİTKİSEL KARIŞIMLARIN KULLANIMI, DİYABET TEDAVİSİNİ GECİKTİRİYOR
Mehmet Demircioğlu, diyabet tedavisine iyi geldiği söylenen ve halk arasında kullanımı bilinçsizce yaygınlaşan bitkisel karışımlar tam olarak saf olmadıkları; birçok madde içerdikleri için faydadan çok zarara yol açabildiklerini söyledi. Demircioğlu, “Doğal kavramı insanlara sağlıkla eşdeğer bir çağrışım yapsa da doğal ürünler de zararlı olabilir. Zehirli mantar örneğinde olduğu gibi, mantarın doğadan toplanıyor olması onun zararsız olduğu anlamına gelmez. Başkalarından duyulan ya da aktarlardan alınan bitkilere yönelmek yerine; insülin direnci, şeker ortalamaları hemen ölçülmeli, bir an önce tedaviye başlanmalı, gerekli önlemler alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
