Mersin Toros Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yusuf Gündüz, Diyetisyen Hemşiresi Kezban Arkadaş ve Diyetisyen Gülhan Sürmeli, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Mersin Şubesi'nde Dr. Nedim İnce moderatörlüğünde düzenlenen 'Şeker Hastalığında Beslenme ve Davranışlar' konulu söyleşiye katıldı. Söyleşide konuşan Uzman Dr. Yusuf Gündüz, kilosu normal sayılan insanlarda da diyabet olabileceğini söyledi. Türkiye'de diyabet ve obezite oranlarındaki artışın endişe verici boyutlarda olduğunu vurgulayan Gündüz, "Diyabet dünya çapında artan bir hastalık. Açlık plazma glikozu 126 miligram üzerinde veya rastgele herhangi bir zamanda yapılan ölçümler 200 miligram üzerinde ise diyabet diyoruz. Türkiye'de diyabet ve obezite oranlarındaki artış endişe verici boyutlara geldi. Diyabet sıklığı yüzde 90 artarak, yüzde 7.7'den yüzde 13.7'e yükselirken obezite oranlarında yüzde 44 artış saptandı. Aynı süreçte erişkin nüfusun yaş ortalaması 4 yıl, boy uzunluğu 1 santimetre, kadınların vücut ağırlığı ortalama 6 kilogram, erkeklerin vücut ağırlığı ortalama 8 kilogram arttı. Yine kadınların beli 6 santimetre, kalçaları 7 santimetre erkeklerin bel çevresi 7 santimetre, kalçaları ise 2 santimetre kalınlaştı. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun Türkiye'ye yönelik olarak yaptığı öngörüye göre diyabet oranının şu anda yüzde 4.7 civarında olması gerekiyordu. Oysa biz aynı kurumun 2030 için öngördüğü yüzde 9.7 oranını bile geride bırakmış durumdayız" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE SİGARA İÇENLERİN ORANI 12 YILDA YÜZDE 42 GERİLEDİ"
Türkiye'de uygulanan yasaklarda tek umut verici gelişmenin sigara konusunda yaşandığı savunan Gündüz, "Yasaklar konusunda tek olumlu sonuç sigara içen nüfustaki azalma olmasıdır. Son 12 yılda sigara içenlerin oranı yüzde 30'dan yüzde 17.3'e geriledi. Diğer bir deyişle Türkiye'de sigara içenlerin oranı 12 yılda yüzde 42 geriledi. Halen erkeklerde sigara kullanımı yüzde 30'un üzerinde iken, sigarayı bırakanların oranı yüzde 3.8'den yüzde 12,1'e yükselmiş durumdadır. Bu çok olumlu bir gelişmedir. Araştırmalarda yüzde 30 olarak saptanan hipertansiyon görülme sıklığında herhangi bir artış yok. Bunda son yıllarda tuz tüketiminin azaltılması için yapılan kampanyaların etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu yasak zorlama da olsa benim hoşuma gidiyor" şeklinde konuştu.
"İLAÇ TEK BAŞINA TEDAVİ YÖNTEMİ DEĞİLDİR"
Mersin Toros Devlet Hastanesi Diyetisyen Hemşiresi Kezban Arkadaş ise diyabette hiçbir zaman ilacın tek başına tedavi olmadığını kaydetti. Diyabet tanısı konmuş ama ilaç kullanmayan, hap kullanan ve insülin kullanan üç tip hasta bulunduğuna dikkati çeken Arkadaş, "Hangi tip hasta olursa düzenli beslenme alışkanlığı ve egzersiz olmazsa olmazlardandır. Tedaviniz her ne olursa olsun iyi şeker kötü şeker diye bir şey yoktur. Üstümüzdeki kıyafette küçük bir sökük olduğunda gereken önlemi almazsak zaman içerisinde bu sökük giderek büyüyecektir. Diyabette de önlemi önceden alırsanız yamanın büyümesini önlersiniz. Bunu azaltmak sadece hekimle ilaçla olmuyor. Yaşam tarzınızı değiştirecek olan sizlersiniz. Beslenme programına kendiniz için uyacaksınız. Egzersizi kendiniz için yapacaksınız. Yaşam kalitenizi artırmak için hekiminize ve diyetisyenlerinize güvenin. Diyabette sadece yaşam tarzımızı değiştirmek için değil, organ kaybını engellemek için düzenli beslenecek ve egzersiz yapacaksınız. Yoksa ilaç tek başına hiçbir zaman tedavi yöntemi değildir." diye konuştu.
Diyabetin önlemek için beslenme alışkanlığının değiştirilmesi gerektiğini belirten Mersin Toros Devlet Hastanesi Diyetisyeni Gülhan Sürmeli de sağlıklı beslenmek için her gün çeşitli besinler tüketilmesi gerektiğine işaret etti. Sürmeli, "Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için vücudunuzun gereksinimi olan besin öğelerini ancak yiyecekleri çeşitlendirerek, yeterli bir şekilde sağlayabilirsiniz. Diyabetinizin olması yaşamınız boyunca sevdiğiniz yiyecekleri yiyemeyecek olmanız anlamına gelmez. Fakat yediğiniz yiyecek çeşidine ve miktarına daha çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Önemli olan kan şekerinin kontrolünü sağlamak için sebze, meyve, tahıl kaynaklarından zengin, ılımlı miktarda protein ve yağ ile kolesterolü sınırlandırılmış bir beslenme planı uygulamanızdır. Bu plan içinde yediğiniz besinlerin çeşidi, miktarı ve zamanı konusunda bilinçli olmanız ve bu bilince uygun davranmanız gerekir. Vücudunuz için gerekli olan besinlerin zaman ve miktar olarak belirli bir denge içinde alınması hipoglisemi ve hipoglisemiyi önleyerek, kan şekeri kontrolünü sağlayacak kan şekerinin kontrol altına alınması da kısa ve uzun dönemde gelişebilecek komplikasyonları önleyecek veya geciktirecektir" ifadesini kullandı.
Söyleşinin ardından ÇYDD Mersin Şube Yönetimi tarafından, Dr. Yusuf Gündüz, diyetisyen Hemşiresi Kezban Arkadaş ve diyetisyen Gülhan Sürmeli'ye çiçek verildi.