Dişleri dolguya gerek kalmadan tedavi ettiği ve çekilen dişin yeniden çıkabilmesine olanak sağladığı iddia edilen solüsyon gerçekten bu özelliklere sahip mi? Diş hekimleri Prof. Dr. Nüket Sandallı ve Burhan Tan “Böyle bir şey mümkün değil” dedi.
İSTANBUL - Leeds Diş Enstitüsü’ndeki bilim adamlarının geliştirdiğini iddia ettikleri solüsyon, medyada geniş yer bulmuştu. Solüsyonun vücudun yeni dişler oluştururken izlediği bir protein sayesinde, dişlerin dolgu olmadan tedavi edilebilmesini ve çekilen dişin yerine kendiliğinden yenisinin çıkabilmesine olanak sağladığı belirtiliyordu. Ancak diş hekimleri söz konusu solüsyonla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını söylüyor.
Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nüket Sandallı, diş çürüğünün birden fazla hazırlayıcı faktörlün diş üzerinde etkili olmasıyla oluşan bir doku harabiyeti olduğunu ve tedavisinin de bu faktörlerin ortadan kaldırılmasından sonra ancak bir hekim tarafından uygulanacak mekanik ve medikal yöntemlerle mümkün olduğunu belirtti:
“Diş çürüğü birden fazla hazırlayıcı faktörle birlikte diş üzerinde etkili olması ile oluşan bir doku harabiyetidir, dolayısı ile tedavisi de bu faktörlerinin tümünün ortadan kaldırılmasından sonra ve ancak bir hekim tarafından uygulanacak mekanik ve medikal yöntemlerle tedavi edilebilir.”
PROTEİNİN SADECE KORUYUCU ETKİSİ VAR
Prof. Dr. Sandallı söz konusu proteinle ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“Geçtiğimiz yıllarda üretilen ve bir çeşit süt proteini olan kazein esaslı bir madde olan ‘Casein Phosphopeptide - Amorphous Calcium Phospate’, diş plağındaki asidojen bakterilerin ürettiği asidi nötralize eder ve biofilme bağlanarak çürük riski yüksek bireylerde koruyucu etki gösterir ancak bu proteinin etki alanının dar olduğunu ve yüksek çürük riski taşıyan bireylerde koruyucu amaçla kullanıldığını belirtmek gerekir. Sözü edilen maddenin bu tür etki gösteren bir protein olduğu düşünülebilir. Fakat protein esaslı olduğu için süt proteinlerine ve türevlerine alerjisi olan ve olma ihtimali olan kişilerde kullanılmaması önem taşır.”
HABERLER, BİLİMSEL CİDDİYETSİZLİK
Sandallı, aynı proteinin çekilen diş yerine uygulanmasıyla yeni bir dişin oluşabilmesini sağlamasıyla ilgili haberlerle ilgili olarak ise bu tür maddelerin çekilen dişin yerine uygulandığında yeni bir diş oluşturacağı şeklindeki haberleri bilimsel bir zemine oturtmanın mümkün olmadığını ve bilimsel ciddiyetsizlik olarak değerlendirmek gerektiğini, çünkü kök hücre çalışmalarının dahi henüz bu aşamaya gelemediğini vurguladı.
Sandallı, ayrıca ışıkla temas ettiğinde asit oluşumuna yol açan bakterilerle savaşan gargara ‘buluş’uyla ilgili olarak “Işıkla temas etiğinde asit oluşumuna yol açan bakterileri ortadan kaldıracak gargara ile ilgili araştırmaların çok daha önce bilimselliği uluslararası bilim camiasınca onaylanmış dergilerde yayınlanmış ve bilim insanları tarafından da biliniyor ve araştırılıyor olması gerekirdi” dedi.
Sandallı, haberde sözü edilen maddelerin bu kadar sansasyonel ve halkı yanıltacak biçimde basında yer almasının, toplum ağız ve diş sağlığını olumsuz etkileyeceğini, kişilere bu anlamda zarar vereceği düşüncesiyle çok sakıncalı bulduğunu da dile getirdi.
BU UYGULAMALAR EN AZ 20 YIL SONRA KULLANILABİLİR
Diş Hekimi Burhan Tan da henüz bu solisyonun deneme aşamasında olduğuna dikkat çekerek, asıl meselenin zaten hücreyi çoğaltarak dokunun aynısını yapmak olduğunu belirtti. Ayrıca “Dişin içine konan dolgu maddeleriyle diş yerine konacak solisyon arasında çok fark var. Bu maddelerin ulaşacağı sonuç aynı olamaz” diyen Tan, bu tip haberleri asılsız olarak nitelendirerek, bu aşamalara gelinmesi ve diş hekimlerinin tedavide bu uygulamaları kullanılabilmesinin en az 20 yılı bulacağını da ekledi.
Her gün piyasaya çeşitli gargaraların sürüldüğünü belirten Tan, gargaranın diş iplerinin iki diş arasındaki yiyecek artıklarını temizlemesi işlevini göremeyeceğini veya diş oluklarının içerisine giren yiyecek artıklarını temizlemesinin mümkün olamayacağını söyledi.