Bursa Medicalpark Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tekin Yıldız, hava kirliliğinin çevreye, insan ve diğer canlılara zararlı etkileri konusunda bilgi verdi. Hava kirliliğinin havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve sürede atmosferde bulunması olduğuna işaret eden Tekin, kirliliğin ısınma, motorlu taşıt ve sanayi kaynaklı olmak üzere 3'e ayrıldığını kaydetti.
Ekonomik gelişmişlik açısından az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ülke ve bölgelerde insanların ısınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin yaygın olarak kullandığını anlatan Tekin, "Yanlış yakma tekniklerinin uygulanması hava kirliliğine yol açabiliyor. Dünya genelinde hızlı nüfus artışı ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak, sayısı hızla artan motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, hava kirliliğinde önemli bir faktör olarak rol oynamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, çevrenin korunması açısından gerekli tedbirlerin alınmaması (baca filtresi, arıtma tesisi olmaması vb.), uygun teknolojilerin kullanılmaması, enerji üreten yakma ünitelerinde vasıfsız ve yüksek kükürtlü yakıtların kullanılması hava kirliliğine sebep olur" dedi.
KANSERİN BİRİNCİ SEBEBİ: HAVA KİRLİLİĞİ
Dünya Sağlık Örgütü 17 Ekim 2013 tarihinde dünya ölçeğinde yaptığı açıklamada, hava kirliliğinin çok önemli bir kanser nedeni ve yine kansere bağlı ölümlerin de önemli nedenlerinden birisi olduğunu açıkladığını hatırlatan Yalçın, "Bu bilgiler ışığında hava kirliliğinin başta akciğer olmak üzere çok çeşitli organlar için kanserojen olduğunu söyleyebiliriz. Kirli hava, insanlarda solunum yolu hastalıklarının artmasına sebep olmaktadır. Örneğin; kurşunun kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engellediği, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz yönde etkilediği, karbon monoksitin (CO) ise, kandaki hemoglobin ile birleşerek oksijen taşınmasını aksattığı bilinmektedir. Bununla birlikte kükürt dioksitin (SO2), üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri vardır. Özellikle duman akciğerden alveollere kadar girerek olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca kükürt dioksit ve ozon bitkiler için zararlı olup; özellikle ozon, ürün kayıplarına sebep olmakta ve ormanlara zarar vermektedir. Sanayi, endüstri ve ısınmada kullanılan fosil yakıtlar ile ormanların tahribi ve arazi değişmesi sonucu, atmosferdeki karbondioksit miktarının yüzde 5 oranında arttığı tespit edilmiştir. Bunun ise küresel ısınmaya yol açabileceği öngörülmektedir" şeklinde konuştu.
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Hava kirliliğini önlemek için alınabilecek önlemler hakkında da bilgi veren Tekin, "Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması sağlanmalı, ayrıca sanayi kuruluşları yer seçimi düzenli yapılmalı. Evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve soba boruları temizlenmeli. Pencere, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli. Kullanılan sobaların standartlara uygun olmasına dikkat edilmeli. Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılarak, özendirilmeli. Kalorisi düşük olan ve havayı daha çok kirleten kaçak kömür kullanımı engellenmeli. Kalorifer ve doğalgaz kazanlarının periyodik olarak bakımı yapılmalı. Ormanların tahribatı önlenmeli, ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmelidir. Kloroflorokarbon gibi maddelerin etkileri ile ozon tabakası zarar görmektedir. Bu maddelerin yerine kullanılabilecek kimyasallar araştırılmalıdır" ifadelerini kullandı.