Hükümetin sağlık politikaları kapsamında Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı “Sağlıkta dönüşüm programı” çerçevesinde sağlık ocaklarıyla birlikte Toplum Sağlık Merkezleri de kapatılıyor.
Kapatılan bu merkezlerin yerine ise meslek örgütlerinin ‘’altyapı yetersiz’’ uyarılarına rağmen ‘’Aile hekimliği’’ uygulaması çerçevesinde Aile Sağlığı Merkezleri devreye konuluyor. Bakanlık tarafından ‘’Aile hekimliği uygulaması kapsamında Toplum Sağlık Merkezleri’nin yeniden düzenlenmesi’’ başlıklı yönergeye göre bir ilçede birden fazla olan Toplum Sağlık Merkezleri ise kapatılıyor.
Yaşanan verem gibi salgın hastalıklara ve deprem gibi doğal afetlerde ilk sağlık hizmeti verilen sağlık ocaklarının kapatılması ve bu hizmetlerin hastane acil servislerine devredilmesi de ciddi sağlık sorunlarının kapıda olduğunu gösteriyor.
Konuya ilişkin bilgi veren Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Uz. Dr. Agah Aydın, ‘’Aile hekimliği’’ uygulamasıyla, hastaların ödediği katkı/katılım payının artacağını, sağlık çalışanlarının özlük haklarının gasp edileceği gibi sağlığını tehlikeye atan bir dizi uygulama yürürlüğe konularak, başta birinci basamak sağlık hizmetleri olmak üzere ülkede sağlık sisteminin tam bir kaosa sürükleneceğini söyledi.
SAĞLIKTA YAŞANAN SORUNLAR ARTACAK
Uygulamanın etkileyeceği yerlerden birinin de Toplum Sağlık Merkezleri olacağını hatırlatan Aydın, bu merkezlerin yerine üniversite hastaneleri, devlet hastaneler ve özel hastanelerin görevlendirilmesinin sakıncalarını anlattı. Aydın, “Bu dönüşümün tamamlayıcısı sayılabilecek sırada bekleyen ‘Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’ devletin sağlık hizmetlerinden tamamen çekileceğinin en gerçek kanıtı ve son halkasıdır” dedi. Aydın, devreye giren Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışacak personel sayısının azaltılmasıyla birlikte sağlıkta yaşanacak sorunu artıracağını belirtti. “Toplum Sağlık Merkezlerinin kapatılmasının temel nedeninin toplum sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi, iyileştirilmesi değil, kâr hırsıdır’’ diyen Aydın, “Aile Hekimliği uygulaması planlanırken alt yapı ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesine yönelik planlamalar yapılmadığı gibi hiçbir somut adım da atılmamış, çıkan her sorun anlık uygulamalar, yönerge- yönetmelik- yasa değişiklikleri ile kapatılmaya çalışılmıştır” diye konuştu.
‘APARTMAN DAİRELERİNDE HİZMET VERİLECEK’
Yönerge ve yönetmeliklerin bir planlama çerçevesinde yapılmadığını kaydeden Aydın, sosyal devletin imajdan öteye gidemeyeceğini savundu. Aydın, “İstanbul’da 1 Kasım 2010 günü başlatılan Aile Hekimliği uygulaması kapsamında yaklaşık 1000 Aile Sağlığı Merkezi belirlenmiştir. Yıllardır İstanbul’un gereksinimi olan Sağlık Ocağı sayısı tamamlanamazken, gereksinim duyulan bu binalar birkaç günde nasıl sağlanacaktır” dedi. Aydın, yeni uygulamayla hekimlerin muayene bile açmasında izin verilmeyen apartman dairelerinde binlerce kişinin hizmet alacağı Aile Sağlığı Birimleri ile Aile Hekimliği uygulaması, eksiklikler ve boş kalan bölgeler dikkate alınmadan başlatıldığını ifade etti.
Aile Hekimliği uygulamasının Sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığını söyleyen Aydın, “Genel Sağlık Sigortası primlerini ve katkı-katılım paylarını ödemeyenlerin sağlık hizmetinden faydalanamaması sağlıktaki eşitsizliği derinleştireceği anlamına gelir ki ve yoksulların sağlık haklarının daha baştan gözden çıkarıldığının gösterir. Bu da Sosyal Devlet ilkesine uyulmadığının en büyük kanıtıdır” diye kaydetti.
‘ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINA MÜŞTERİ YARATILIYOR’
Aydın, bu uygulamayla katkı-katılma payı adı altında ek ödemeler talep edildi ve böylelikle özel sağlık kuruluşlarına ve özel sigorta şirketlerine “müşteri” yaratıldığını belirtti. Aile Hekimliği uygulamasıyla hekim hasta ilişkisinin satıcı-müşteri ilişkisine dönüştürülerek taşeron hizmet alımına gidildiğini kaydeden Aydın, “Devlet birincil basamak sağlık hizmetlerinden tamamen çekilmiş dolaylı da olsa özelleştirilmiştir. Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısında öngörüldüğü şekliyle bakanlık bünyesindeki sağlık kuruluşlarının bir anlamda özerk sağlık işletmesi statüsüne geçirilmesi ve daha sonra da işletme hakları devredilerek özelleştirmenin yani ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesiyle sağlık alanında kamu hizmeti sona erdirilecektir” şeklinde konuştu.
Toplum sağlığı hizmetlerinin olumsuz yönde etkileyecek olan ‘’Sağlıkta Dönüşüm Programı’’nın geri dönüşü olmayacak olumsuz etkilere neden olacağını söyleyen Aydın, yetkililerin bu konudaki suskunluğunu bozmaya ve mevcut sağlık politikaları ve uygulamalarına son vermeye çağırdı.