Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin (ÇOMÜ) Yenice Meslekyüksek Okulu’nda görevli Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu (48), pazar günü tedavi gördüğü A.Ü. Tıp Fakültesi Hematoloji bölümünde saat 11.00 sıralarında hayata gözlerini yumdu. Yahyaoğlu’nun cenazesi dün Şişli Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verildi. İstanbul Barosu Başkanlığı da, Yahyaoğlu’nun ölümünü internet sitesinden duyurdu.
Kemik iliği kanseriydi
Üniversite yönetimi, kanserle mücadele eden Yahyaoğlu’nun hastalığını görmezden gelmişti. Üniversite, Yahyaoğlu hakkında 2010’da mesaiye gelmediği iddiasıyla 45 adet tutanak tutarak, kamu hizmetinden çıkarılmasını istemişti. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, delil yetersizliği nedeniyle ÇOMÜ’nün bu talebini reddetmişti. Bu kez de Üniversite Personel Daire Başkanlığı, yürüttüğü soruşturma sonucu Yahyaoğlu’nun, “31 Ekim 2012-14 Kasım 2012 arasında mazeretsiz olarak meaisine gelmediğinden” 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca “müstafi” (istifa etmiş) sayılmasına karar vermişti. Rektör Vekili Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar da, 21 Kasım 2012’de “olur” vermişti. Yahyaoğlu, müstafi işleminden hastanede haberdar olmuş ve yoğun bakıma kaldırılmıştı.
'Belgesi geldiğinde...'
Milliyet, Yahyaoğlu’nun yaşadıklarını “Vicdanlar kanser olursa” başlığıyla haberleştirmesinin ardından ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner’den bir açıklama gelmişti. Laçiner, önceki gün ajanslara yaptığı açıklamasında, “Mevzuata göre yazılı belge üzerinden hareket edilir. Bize hocamızın durumunu anlatır belge geldiği zaman ona göre işler halledilir” diyerek, Yahyaoğlu’nun hastalığından habersiz olduklarını iddia etmişti. Laçiner’in bu açıklamasına karşın Yahyaoğlu’nun hastalığından üniversitenin haberi olduğu ortaya çıktı.
İşte belgesi
Yahyaoğlu’nun avukatı Seyfettin Uzunçakmak, “Davalı idare, müvekkilin hastalığı hakkında da açıkça bilgi sahibidir. Nitekim, davalı Üniversite’nin 07.02.2012 tarih ve 1192/1544 sayılı yazısında davacı hakkında Amerikan Hastanesi tarafından düzenlenen epikriz raporu bilgisi yer almaktadır. (Ek-6: Yazı Örneği) Müvekkil de hasta haline rağmen, bulduğu her fırsatta hakkındaki raporları güçlükle okul idaresine muhtelif şekillerde ulaştırmıştır” dedi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan açıklamada, ”Kurumumuzun, çalışanlarımızın sağlık sorunlarına duyarsız kaldığı çok haksız bir iftiradır. Üniversitemizde benzeri hastalıklara yakalanmış ve son nefesine kadar memuriyeti devam etmiş örnekler mevcuttur” denildi.
Güran Yahyaoğlu, hastanede bu haldeyken, hakkında mesaiye mazeretsiz gelmediği gerekçesiyle tutanak tutulmuştu.
‘Belge yoksa izahı da yok’
Güran Yahyaoğlu dün Şişli Camii’nde düzenlenen cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Cenazeye Yahyaoğlu’nun annesi Günil Yahyaoğlu, babası Kamil Yahyaoğlu, kardeşi Simten Denemeç ile eniştesi Ak Parti Ankara Milletvekili Reha Denemeç katıldı. Törende acılı ailenin hedefinde ise “mazeretsiz olarak işe gelmediği” gerekçesiyle Yahyaoğlu’nu istifa etmiş sayan üniversite yönetimi vardı. Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner ise Yahyaoğlu’nun hastalığına ilişkin raporların 14 Aralık’ta üniversiteye ulaştığını kaydetti. Gecikmede Yahyaoğlu’nun avukatının ihmalinin olduğunu aktaran Laçiner, “Unutmamak gerekir ki burası bir devlet kurumu. Belgelenmeyen durumların izahı olamaz. Hastane raporu 14 Aralık 2012’de bize ulaştı. Rapor hemen işleme alındı. Hukuk müşavirliğimiz Yahyaoğlu’yla ilgili kararı bu raporlar doğrultusunda iptal edecekti. Hocamızın ölümünden dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Suçlamalar da üzüntümüzü artırıyor” dedi.
SAMET AKTEN İstanbul
‘İnsanlıkla ilgili değil’
Ak Parti MKYK üyesi, Ankara Milletvekili Reha Denemeç, aynı zamanda akrabası olan Güran Yahyaoğlu’nun daha hastanedeyken ÇOMÜ Rektörlüğü’nce işine son verilmesine sert tepki göstererek şöyle konuştu: “yaklaşık 1,5 yıldır bu tanı konulup, bu sıkıntıların evveliyatı da vardı. Ama bir şekilde tanısı da konulmuştu. Son zamanlarda da oldukça zorlu geçti bu süreç. Ama maalesef ne diyeyim, bizler söyledik insan olarak. Ama doktor, hastane raporları olmasına rağmen inanmadılar buna. Soruşturma üzerine soruşturma açtılar. YÖK’te soruşturma açtılar, YÖK reddetti. Buna rağmen hastanede yattığı halde, hastanede yattığı raporlarla tescil edildiği halde işe gelmiyor diye tutanak tutup, işten attılar. Bu insanlıkla ilgisi olmayan bir şey. Ne diyeyim, vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Söyleyecek bir şey yok. Allah’a havale ediyorum o kadar. Ben şunu da söylemek istiyorum. Bu sıkıntılı ve hasta döneminde yani düşünebiliyor musunuz, hastalığınızın en ileri evresinde işten atıldığınızı öğreniyorsunuz, tedavisi zorlu bir süreçte sosyal güvenlikten mahrum kalıyorsunuz. Bunun insanlıkla bir alakası yok. Onun için diyorum, vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Allah'a havale ediyorum.”
‘Sonuna kadar takipçisiyim’
Yahyaoğlu'nun acılı annesi, aynı zamanda Ankara Barosu avukatlarından Gülin Yahyaoğlu da, "Oğluma bu acıları çektirenlerin hiç mi vicdanları sızlamadı? Onları Allah'a havale ediyorum. Ona bu acıları çektirenler cezalandırılıncaya kadar sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağım" diye konuştu.
Türker Karapınar