Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı bünyesinde Prof. Dr. Ali Barutçu'nun Başkanlığında kurulan bölümde; Şeker Hastalığı'na bağlı Diyabetik Ayak yaralarından, Kalp Damar gibi damarsal hastalıklara bağlı ayaklarda oluşan ülser ve yatak yaraları gibi aylarca sürüp tekrarlayan yaraların tedavisi yapılıyor. Türkiye'deki ilk ve tek Yara İyileştirme Bilim Dalı olarak DEÜ Hastanesi'nde haftanın beş günü sunulan poliklinik hizmeti diğer sağlık kuruluşlarına da örnek oluyor.
KRONİK YARALAR ÖNE ÇIKIYOR
Yara Bakımı'nın multidisipliner bir yaklaşım olduğunu, birden fazla bölümün hastası ile ilgilenerek koordinasyon görevi üstlendiklerini belirten Yara İyileştirme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Barutçu, "Biz hangi bölümün hastası olursa olsun yara tedavisinde devreye giriyoruz. Hastaları polikliniğimizde ya da yatışlarının yapıldığı ilgili bölümlerde tedavi ediyoruz. Yara Bakımı dediğimizde özellikle 'Kronik Yara' dediğimiz iyileşmeyen yaralar öne çıkıyor. Dünya literatüründe farklı farklı tanımlansa da ortalama üç ay süreyle iyileşmeyen yaralara kronik yara diyoruz. Bu yaralar her bilim dalı için problem. Şeker Hastalığına bağlı ayak yaraları (Diyabetik Ayak), aylarca süren ve tekrarlayan yaralardır. Damarsal hastalıklara bağlı ülserleri yine biz tedavi ediyoruz. Bir de hastane bakımı ne kadar mükemmel olursa olsun yatak yaraları var ve bu kaçınılmaz bir yüzdede oluyor. Özellikle Yoğun Bakımlar, Göğüs Cerrahisi ve Ortopedi Bilim Dalları'nda daha fazla görülüyor. Bilim Dalı olarak öncelikle yatak yaralarını önlemeye çalışıyoruz. Oluşursa da tedavisini yapıyoruz. Ayaktan hastalar hariç yılda ortalama 280 yatak yarası tedavi ettik. Diyabetik Ayak ve Endokrin için her hafta konseyimiz var. Şeker hastalığı dünyada ve ülkemizde hızla artan bir hastalık haline geldi. Şeker hastası olduğunu bilmeyen çok kişi var. Ayağında yara, gözünde problem çıkınca gelen hastalar var. Bu nedenle yara tedavisinin önemi gün geçtikçe artıyor" diye konuştu.
AVRUPA'DA ÖNCÜLER ARASINDAYIZ
Prof. Dr. Ali Barutçu, yara tedavisinde dünya öncüsü Avrupa'yı yakından takip ettiklerini de belirterek, "Bütün dünyada yara konusunu kimse üstlenmediği için bu bilim dalı doğdu. Avrupa Yara Bakım Derneği (EWMA) kurulur kurulmaz, 10 yıl önce biz de Türk Yara Bakımı ve Onarımı Derneği'ni kurduk. Türk Yara Bakımı Derneği'nin Kurucu üç üyesinden birisiyim ve İkinci Başkan olarak görev yapıyorum. Avrupa'da öncüler arasındayız. Türkiye'de sadece Ankara'da bu konu ile ilgili özel bir merkez kuruldu ama bürokratik nedenlerle işlevsel olamadı. Kamu'da ise Dokuz Eylül Üniversitesi olarak bir ilke imza attık. Üniversitemiz yöneticileri Yara İyileştirme Bilim Dalı'nın kurulmasına büyük destek verdi. Ayrıca Türk Yara Bakım Derneği olarak da Dokuz Eylül Üniversitesi'ne destekleri için müteşekkiriz. Bu hizmetin tüm üniversitelere örnek olmasını diliyoruz" dedi.