Kapalı yerlerde çok ısıtılan ortamlar derinin su kaybının artmasına, daha da kurumasına yol açar. Kış gelince iklim gibi derimiz de farklılaştığı için besleyici içeriği zengin ürünleri tercih etmelisiniz
Kışın ilk habercileri serin havalar yavaş yavaş hayatımıza yerleşiyor. Şimdiden önümüzdeki soğuk ayların cildimizde ortaya çıkarabileceği sorunlara hazırlıklı olmak için bazı önlemler almakta fayda var. “Kışın soğuk, rüzgarlı, yağışlı günlerine uygun cilt bakımı nasıl olmalı?” diye dermatolog Dr. Arpi Tırpancı’ya sordum. Çok güzel ifade etti kışın neden cildimizin bakım gerektirdiğini. İşte Dr. Tırpancı’nın anlattıkları:
“Deri, vücudumuzun en büyük organı ve kendisini yenileyen hücre tabakasının yaklaşık 24-28 gün süren ömür döngüsüyle canlı, yaşayan, yenilenen çok iyi organize olmuş bir parçamız.
Kışın hava soğuduğunda vücut ısısı kaybını önlemek için derinin kan dolaşımı yavaşlar, kanlanmasında azalma olur. Bunun nedeni kalp, karaciğer, böbrekler gibi hayati önem taşıyan organların dolaşımını artırarak ısı kaybını önlemek. Bu şekilde soğuk havalarda kan dolaşımı azalan deriye temel besin maddelerinin, anti-oksidanların ve yapı taşlarının ulaşmasında eksilme olur. Hava soğuduğunda iyi kanlanamayan, dolayısıyla iyi beslenemeyen deri öncelikle kurur. Kuruyan deri hassaslaşır, dış etkenlere karşı koruması azalır. Kapalı yerlerde çok ısıtılan ortamlarsa ilaveten derinin su kaybının artmasına, daha da kurumasına yol açar. Soğuk havayla yağ bezlerinin aktivitesi de azalır, bu durum derinin kurumasını daha da şiddetlendirir. Kuru deri kaşınır, kolayca zedelenir hale gelir, rengi bozulur, kızarır, dış etkenlere karşı korumasız kalır, erken yaşlanır ve hatta egzamalar başlayabilir.
Bu nedenle, kış gelince iklim gibi derimiz de farklılaştığı için, yazın kullandığımız ürünlerde birtakım değişiklikler yapmak ve besleyici içeriği daha zengin ürünleri tercih etmemiz gerekir.
Parıltılı cilt için temel kural
Öncelikle bedenimizin ve derimizin ihtiyacı olan vitaminleri, anti-oksidanları, besin takviyelerini tamamlamamız önerilir; bu da sağlıklı bir yaşam tarzı ve sağlıklı beslenmeyle olur. Mevsim sebze ve meyveleriyle, tahıl ürünleriyle doğru desteklenmiş beslenme düzeni canlı ve parıltılı bir cilt için temel kuraldır. Balık gibi Omega 3 ihtiva eden besinler veya yeterli Omega 3 takviyesi de unutulmaması gereken ilavelerden.
Cilt tipimizle doğru orantılı tıbbi kozmetiklerin seçimi de çok önemli. Kış aylarında cilt kurumasından korunmak çok önemli olduğundan özellikle kompleks lipidler ve hümektanlar içeren ürünler seçmek yararlı olur. Sert sabunlar, pH’sı yüksek kimyasallar, sıcak su ve deterjan katkılı temizleyiciler derinin kuruluğunu artırır. Genel kanının aksine, suyla yıkadıktan sonra iyi kurulamamak cildin kuruluğunu daha da artırır, bu nedenle iyi kurulanmaya özen gösterilmelidir. Derisi özellikle kuru olan veya egzama gibi deri hastalığı olan kişiler standart temizlik ürünleri yerine özellikle dermatolojik ürünler kullanmalı. Banyo veya duş sonrası derinin koruyucu tabakasının sağlam kalması için bir koruyucu losyon sürülmesi uygun olur.
Eller için koruyucu bakım
Eller için de vücudumuz gibi yine aynı önlemler geçerli. Hatta kışın daha fazla soğuğa maruz kaldıkları için düzenli olarak nemlendirici kullanmayı unutmamak ve kışın soğuğunda alışkanlık edinilen sıcak suda el yıkamanın uygunsuz sabun kullanımıyla birleştiğinde deriyi daha da kurutacağını unutmamak gerekir.
Sadece dışarıdan uygulamalarla yapılan bir cilt bakımı yeterli olmaz, vücudumuzun genel bakımı ve durumu da cilt sağlığında çok önemli. Bu nedenle erken cilt yaşlanmasını önlemek ve cildinizi kötü şartlardan korumak için size özel olarak yapılması gerekenleri doktorunuza danışmanız en doğru yol.”
Dr. Hasan İnsel