"Depremlerin minimum zararla sonuçlanabilmesi için çok fazla çaba ve emek gösterilmesi lazım. Bu anlamda örnek proje, fay hatları üzerindeki çalışma. Bu fayların ne kadarı aktif, bakılmamış bölgeler var mı, bununla ilgili çalışma başlattık"
"TÜBİTAK'ın koordinesinde AFAD, MTA, Türkiye Belediyeler Birliği ve tüm ilgili üniversite hocalarımızla, Türkiye'nin canlı deprem fay haritası çıkartılıyor. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum"
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkedeki aktif fay hatlarını belirleme çalışmalarına ilişkin, "TÜBİTAK'ın koordinesinde AFAD, MTA, Türkiye Belediyeler Birliği ve tüm ilgili üniversite hocalarımızla, Türkiye'nin canlı deprem fay haritası çıkartılıyor. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Mandal, AA muhabirine, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından önemli kurum kuruluşlarla bir araya gelerek, ilgili üniversite hocalarının da yardımıyla yurttaki aktif fay hatlarının haritasını çıkardıklarını söyledi.
Toplumda afet ve dirençlilik bilincinin oluşturulabilmesi için toplu çalışma modelinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Mandal, teknolojinin yapılacak çalışmalarda kullanılmasının önemine değindi.
Prof. Dr. Mandal, depreme hazırlıklı ve dirençli Türkiye için TÜBİTAK koordinesinde, akademisyenler ile devletin önemli kurum ve kuruluşlarının yer aldığı önemli bir proje hazırladıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Depremlerin minimum zararla sonuçlanabilmesi için çok fazla emek ve çaba gösterilmesi lazım. Bu anlamda örnek gösterebileceğim proje, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında konuşulan coğrafyamızdaki fay hatları üzerindeki çalışma. Bu fayların ne kadarı aktif, bakılmamış bölgeler var mı, bununla ilgili çalışma başlattık. TÜBİTAK'ın koordinesinde AFAD, MTA, Türkiye Belediyeler Birliği ve tüm ilgili üniversite hocalarımızla, Türkiye'nin canlı deprem fay haritası çıkartılıyor. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum."
- "Geliştireceğiniz her çözüm, toplumu ikna ettiği sürece hızla uygulamaya konabilir"
Buradan çıkacak sonuçların ilgili kurumlar tarafından kullanılması ve afete dirençli Türkiye inşa edilmesi için öncelikle risk alanlarının doğru tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Mandal, ileride yaşanması muhtemel afetlere karşı hazırlıklı olunması için "nasıl" ve "niçin" sorularının cevaplarının afet öncesinde bulunmasının önemine dikkati çekti.
Mandal, afet sırasında ve sonrasında ülke olarak başarılı olunduğundan bahsederek, "Niçin sorusunun yanında nasıl sorusu da önemli hale geliyor. Kendi kurumum açısından baktığım zaman, birinci faktör bilim ve teknoloji temelli olmak zorunda. Yoksa bir yerden bu hizmeti satın almanız lazım." şeklinde konuştu.
Çözüm modellerinin hızlıca uygulamaya konulması için toplumsal katılımla model üretilmesi gerektiğinin altını çizen Mandal, şunları kaydetti:
"Bilim ve teknolojiyle çözüm üreteceksiniz ve acil olarak yapacaksınız. O zaman yeni çalışma modellerine ihtiyaç var. Bu çalışma modelleri disiplinlerarası olmalı yani fen, mühendislik ve sağlık gibi alanlar birlikte çalışmalı. Çözümleri toplum için mi geliştireceğiz, yoksa toplumun da içerisinde yer alacağı geliştirme mi yapacağız? Eskiden topluma 'çözüm üretiyoruz' diyorduk, şimdi ise toplumla çözüm üretmeliyiz. Çünkü geliştireceğiniz her çözüm, toplumu ikna ettiği sürece hızla uygulamaya konabilir."
