Avusturya Salzburg Beslenme Akademisi üyesi, biyokimya ve mikrobesin uzmanı Norbert Fuchs, bağışıklık sisteminin desteklenmesinin, hasta olma ve buna bağlı olarak ilaç tüketimi oranını azaltacağını söyledi.
Allergo İlaç Firması tarafından İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında konuşan, C vitaminli beta glukan üreten Ökopharm firmasının da kurucusu Fuchs, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve mikrobesin desteklerinin önemi konularını anlattı.
Fuchs, bağışıklık sisteminin, doğal yollardan güçlendirilmesinin önemine işaret ederek, ekmek mayasından elde edilen doğal bağışıklık güçlendirici beta glukan hakkında bilgi verdi.
Beta glukanın, bağışıklık sistemini uyararak vücudu çeşitli enfeksiyonlardan koruduğunu, C vitaminin de antioksidan özelliği ile serbest radikallerin vücuttaki zararlı etkilerini önlediğini belirten Fuchs, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesiyle, viral enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar ve kanser riskini azaltmanın yanı sıra birçok hastalıktan da korunmanın mümkün olabileceğini anlattı.
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin, hastalıkların önlenmesinin yanı sıra hastalıkların iyileşme sürecinde de etkili olduğunu dile getiren Fuchs, doğal yollarla bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin, özellikle antibiyotikler olmak üzere ilaç tüketimi azaltacağını söyledi.
Fuchs, "Bağışıklık sistemini ne kadar desteklersiniz, o oranda hasta olmazsınız ve antibiyotik kullanmazsınız" dedi.
Kanser hastalarının kemoterapi sürecinde bağışıklık sisteminin zayıfladığını da anımsatan Fuchs, beta glukanın kanser tedavisine destek amacıyla dünyada pek çok ülkede kullanıldığını belirtti.
Büyük şehirlerde yaşayan insanların beslenme şekilleri nedeniyle doğal yollardan vitamin ve mineral alamadıklarını ifade eden Fuchs, yeni nesillerin de yeterli vitamin ve mineral depolarıyla doğmadıklarını, bu nedenle doğal yollardan bağışıklıklıklarını oluşturmak gerektiğini anlattı.
Güçlü bağışıklık sisteminin önemi
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve Klinik İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Yüksel de ne katar çok doğal beslenilir ve bağışıklık sistemi doğal yoldan desteklenirse, enfeksiyonların sıklığı ve ağırlığının o kadar az olacağını belirterek, bunun sonucunda da antibiyotik kullanımının azalacağını söyledi.
Çocukluk, özellikle erken çocukluk çağında yineleyen nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına virüslerin neden olduğunu dile getiren Yüksel, antibiyotiklerin virüsler üzerinde tedavi edici özelliğe sahip olmadığını, bu nedenle bu viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının sadece çocuğun antibiyotik direncine sahip olmasına ve alerjik yatkınlığının artmasına neden olacağını anlattı.
Prof. Dr. Yüksel, şöyle devam etti:
"Bu nedenle sık ve gereksiz antibiyotik kullanımı, giderek artan daha güçlü ve etkili antibiyotiklerin kullanılmasına ve alerjik yatkınlık nedeniyle daha sık viral enfeksiyon geçirilmesine neden olacaktır. Eğer gereksiz antibiyotik kullanımı engellenmez ve bağışıklık sistemi doğal yollardan desteklenip güçlü tutulmazsa, bu bir kısır döngü halinde devam edecektir."
Bunun, çocukların antibiyotik direnciyle büyümesine, daha sık alerjik hastalıklara ve astıma sahip olmalarına neden olabileceğini de belirten Yüksel, giderek artan antibiyotik kullanımının, aynı zamanda ciddi bir ekonomik kayıp nedeni olduğunu da kaydetti.
Antibiyotik kullanımına karşı olmadığını, gerekli durumlarda mutlaka kullanılması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yüksel, "Dünyada hiçbir ülkede, ilaç sektöründe antibiyotikler birinci sırada değilken, ülkemizde en sık reçete edilen ve satılan birinci sıradaki ilaçlar antibiyotiklerdir. Ülkemizde bir yılda antibiyotiklere 1,5-2 milyar dolar veriliyor ve bu antibiyotiklerin yüzde 70-80'i gereksiz kullanılıyor" dedi.
