• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 2 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Bursa 5 °C
  • Antalya 11 °C
  • İzmir 9 °C

Çocukların konuşmaları da yaşıtlarıyla uyumlu olmalı

Çocukların konuşmaları da yaşıtlarıyla uyumlu olmalı
Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir 'konuşma bozukluğu' veya 'gelişimsel dil gecikmesi' olabilir. Bu yüzden ebeveynlerin çok dikkatli olması gerekir

Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Yezdan Fırat, çocuklarda gecikmiş konuşma hakkında bilgi verdi:

Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir ‘konuşma bozukluğu’ olabilir veya ‘gelişimsel dil gecikmesi’ olabilir. Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına ‘organik konuşma bozukluğu’, herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma ‘işlevsel konuşma bozukluğu’ denir.

Kulak burun boğaz kaynaklı olabilir

Bir çocukta konuşmanın olabilmesi için dil (lisan) becerisi gelişmiş olmalı, ses üretimi yapılabiliyor olmalı ve konuşma işlevini yerine getirecek organlarda bozukluk olmamalıdır. Bu durumda zeka, işitme, görme, ağız boşluğu, üst hava yolları, akciğerler ve bunları besleyen sinir sistemi ve kas sisteminin doğal olması gerekir. Bu nedenle gecikmiş konuşması olan bir çocukta konuşma bozukluğu varlığının belirlenmesi için göz, kulak burun boğaz, beyin, sinir sistemi ve kas-iskelet sistemi problemleri araştırılmalıdır. Konuşmada gecikmenin en önemli nedenlerinden biri işitme azlığı olmasıdır. İşitme azlığı doğumsal olabileceği gibi sonradan kazanılmış da olabilir.

Çocuk daha önceden duyarken yeni başlayan bir işitme azlığı olabilir. Çocuğun yüksek sesleri duyması, bazı sesleri (sadece pes sesler, sadece tiz sesler) duyması o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez ancak konuşmanın başlamamasına neden olabilir. Bu nedenle konuşmasında gecikmeden şüphelendiğimiz çocukta detaylı bir işitme değerlendirmesi yapmak esastır. Edinsel (sonradan olma) işitme kaybının en sık nedeni sık üst solunum yolu geçiren çocuklarda orta kulak havalanmasının bozulmasıyla ortaya çıkan durumlardır.

Bunun yanında fark edilmeyen bir (submukozal) damak yarığı, dil bağı varlığı gibi ağız içi problemleri de geç konuşma veya konuşma bozukluğu yapabilir. KBB, çocuk nörolojisi ve çocuk psikiyatrisi, bu çocuklardaki patolojiyi ortaya koymak için birlikte çalışır. Organik bozuklukların olmadığı saptanan çocukta problem işlevseldir. Sorun işlevsel konuşma bozukluğu olabilir veya gelişimsel dil gecikmesi olabilir. İşlevsel (fonksiyonel) konuşma bozukluğunda ise herhangi bir organik neden yoktur. Bu durumda da en çok psikiyatrik rahatsızlıklar araştırılmalıdır.

Bekle-gör yöntemiyle takip edilebilir

Konuşma için tüm bireyler içinde bulunduğu topluma ait olan dili (lisan) kullanır. Çocukta dil gelişiminin tamamlanabilmesi için öncelikle dili anlamalı, sonra dili kullanabilmelidir. Biz bunlara ‘alıcı dil’ ve ‘ ifade edici dil’ diyoruz. Henüz konuşamayan bir çocukta dili anlamanın gelişmiş olmasını bekleriz. Eğer alıcı dil becerisi gelişmişse kabaca beyin ve sinir sistemi açısından bir sorun olmadığı düşünülebilir. Böyle bir çocuk henüz konuşmamaktadır ancak ‘bana topu getir’, ‘oyuncağını dolaba koy’ gibi komutları yerine getirebilmektedir. Alıcı dili gelişen ancak ifade edici dili henüz oluşmamış 18-20 aylık çocuklarda gelişimsel dil gecikmesi olabilir. Bu durumda çocuk ‘bekle-gör’ yöntemiyle izlenebilir ancak bu arada diğer patolojiler araştırılarak dışlanmalıdır. Bu çocuklarda genelde ailede geç konuşan ana, baba veya kardeş öyküsü mevcuttur.

Nedeni araştırılmalıdır

Çocuğun işitmesine ve konuşmasına engel oluşturan patolojiler araştırılmalıdır. Psikolojik bir engel varlığı sorgulanmalıdır. Daha sonra yaşıyla uyumlu gelişim testi, zeka testi değerlendirmeleri yapılmalıdır. Ayrıca kas ve sinir sistemini etkileyebilecek rahatsızlıklar araştırılmalıdır. Tüm bunlar normalse konuşmada gecikmeye neden olabilecek çevresel faktörler irdelenmelidir. Bir çocuğun geç konuşmaya başlamasının nedeni dil yetisinden yeterince yararlanamamasındandır. Bu nedenle bu çocukların aynı zamanda olabildiğince erken saptanması büyük önem taşır.

Gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar

- Ailesel dil gecikmesi

- Gelişimsel dil gecikmesi

- Prematüre doğum veya büyüme gelişme geriliği

- İki dil konuşulması, sağ el-sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlar İşitme kayıpları, işitmenin algılanması bozuklukları

- Dil bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleri

- Otizm, zeka geriliği yapan hastalıklar

- Psikososyal uyaran eksikliği

- “Üzerine titrenen çocuk”; çocuğa konuşma fırsatının verilmemesi.
 

Gecikmiş konuşmadan şüphelenilecek durumlar

- Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması yapılmalıdır.

- 6-12 aylık bebek ‘ba ba ba’, ‘ma ma ma’ gibi anlamlı sesler çıkarmaya başlamalıdır.

- 12 aylık bebek ‘Evet’, ‘Hayır’ gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında bakmalıdır.

- 12-16 ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi olmalıdır.

- 24’üncü ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş olmalıdır.

- 24-36 ay arasında “Bu ne?”, “Top nerede?”, “Ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor olmalıdır.

- 24-36 ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor olmalıdır.

- 36’ncı aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor olmalıdır.

- 4-5 yaşında basit bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.

- 7 yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır.

Hazırlayan: Ferhan Kaya Poroy
 

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 3452 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim